YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Ahmet Zeki Üçok İYİ Parti’ye katılmış ve rozetini bizzat Meral Akşener takmış. Büyük, çok büyük bir olay bu! Siyasetteki bütün dengeleri alt üst edecek ve kitlelerin akın akın İYİ Parti’ye dahil olmasını sağlayacak bu gelişmeden sonra siyasetin bütün kartları muhtemelen yeniden dağıtılacak. O kadar önemli bir olay ki dünyanın büyük haber ajansları birinci haber olarak geçti.
Ahmet Zeki’yi partisine kazandırmanın gururunu yaşayan Akşener, bu gelişmeden sonra “sandıktan birinci parti olarak çıkacağız” diye daha iddialı konuşmaya başladı. İyiliğin, ahlakın, şerefin, namusun, erdemin tam olarak somutlaşmış hali olan Ahmet Zeki Üçok tek başına İYİ Parti’ye seçim kazandıracak ve hem siyasete hem de partisine ahlaki bir üstünlük sağlayacak.
İroni yapıyorum tabi ki…
Son yılların en müptezel, en karışık, herkesi jurnalleyen, fişleyen, kategorize eden sonra da ihbar eden ismini, göstere göstere partiye almasının tek bir sebebi olabilir o da “Bizim Cemaat’le vallahi de billahi de bir alakamız yok, bakın piyasanın en ilkesiz, en simgesel adamını aldık artık inanın!” falan demek sanıyorum.
İYİ Parti’yi Cemaat’le niye andıklarını pek anlayamıyorum çünkü kurulduğundan bu yana masum ve mazlum insanlar için en çirkin ifadeleri kullanan yöneticilere sahipti. Ahmet Zeki Üçok’un benzeri, hayatı Cemaat’e iftira atmakla geçmiş, hayatı boyunca bir kere iyi bir şey söylememiş olmakla iftihar eden herkesi partiye doldurmuşlardı.
Ancak, İYİ Parti’nin yöneticileri buranın Türkiye olduğunu sıklıkla unutuyorlar. Burada ihtiyaç halinde OdaTV’ye de Doğu Perinçek’e de, Çin Devlet Başkanına da, Vietnam Meclis Başkanına da ‘fütü’ üyeliğinden dava açılabilir. Falan kişinin kayınbiraderinin oğluna ders verdiği için, filan kişinin eniştesinin köyünden geçtiği için binlerce insanın cezalandırıldığı ve sizin tarafınızdan da onaylandığı bir ülkenin yargısı uygun görüleceği bir zaman isterse size neler yapmaz.
Ama siz yine de Cemaat’e ne kadar uzak olduğunuzla ilgili hamleler yapmaktan vazgeçmeyin. Ancak Ahmet Zeki’yi partiye alıp rozet takmak ikna edici olmaz benden söylemesi. Daha başka şeyler de yapmanız lazım.
Mesela Ali Türkşen’in televizyonda ağzıyla itiraf ettiği işkencelerin görüntülerini bulup, “Bunların hakkından işte böyle geldik!” diye yayınlasanız, Cemaat’le nasıl mücadele ettiğiniz konusunda Türk yargısını belki biraz etkileyebilirsiniz.
Ya da sizin yöneticilerinizden kaç kişinin kimleri ihbar ettiğini, bu ihbarlar neticesinde kaç kişinin işinden olduğunu, kaç kadının tutuklandığını, kaç bebeğin sizin ihbarlarınız sayesinde hapiste olduğunu da belgeleyip yayınlasanız çok daha ikna edici olabilir diye düşünüyorum.
Hele doğum yaparken bile kelepçesi çıkarılmayan kadınların sizin ihbarlarınız ve gayretlerinizle tutuklandığını ispat edebilseniz birileri “Bunların Cemaat’le alakası sanıyorum yok” diyebilirler.
Mesela partinizde BÇG gibi sadece Cemaat’le mücadele edecek bir yapı kurup başına Ahmet Zeki Üçok’u getirseniz ve insanların köylerini, kasabalarını, beşinci altıncı dereceye kadar akrabalarını fişleyip tespit etseniz. Sonra da bunları ihbar etmekle de kalmayıp devletin yetmediği yerlerde, SADAT gibi devreye girecek yapılar kursanız sizin ne mal olduğunuzu kesin anlarlar.
Devletin yetmediği yerlerde sizin ekipler tespit ettiğiniz insanları kaçırıp işkence etse, tam nedamet etmeyenlere cezalarını kesse ve bunları internetten yayınlasanız yemin ederim, “Yok bunlar kesin Cemaat’ten değil!” derler.
Millette o kadar eşek değil, herhalde sizin ne mal olduğunuzu tam anlayacak ve Cemaat’le sizi artık ilişkilendirmeyecektir.
Ne diyordu Ahmet Kural-Murat Cemcir filmde? “Biz de yanar-döner olalım teyzemin evladı, adi olalım, şerefsiz olalım, itin uğursuzun önde gideni olalım, zındık olalım, hayın olalım, güvenilmez olalım.”
Zaman ahlakın, erdemin, ilkelerin adaletin zamanı değil, siz imajı kurtarmaya bakın, imaj her şeydir.
Ruhunuzu şeytana sattığınızı tam olarak ispat ederseniz iktidarın yolu bile açılır size niye olmasın…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***