Bir gazeteciyi en sağlıklı olarak nasıl değerlendirirsiniz?
Farklı kriterler kullanılabilir ama bunlardan birisi de muhtemelen söz konusu gazetecinin gündemi ne kadar yakından izlediğidir.
Ben, ne yalan söyleyeyim, Ahmet Hakan’ın köşesini muntazaman okuyorum ve yukarıdaki kriterim doğrultusunda Türkiye gündemini en iyi Ahmet Hakan’ı okuyarak izleyebildiğimi düşünüyorum.
Ancak, Ahmet Hakan ile ilgili bu değerlendirmem farklı bir kritere daha dayanıyor ki kanımca tamamen belirleyici oyan bu kriter.
Rahmetli Çetin Altan’dan duyduğum çok önemli bir değerlendirme var gazeteciler hakkında.
Şöyle der Çetin Altan: “Bir gazetecinin kimliğini en iyi görmek için neyi yazdığına değil neyi yazmadığına bakın”.
Şahane bir kriter.
Bendeniz de bu kritere bağlı olarak okurum gazetecileri.
Sayın Ahmet Hakan’ı okurken de aynı kriteri öne çekiyorum ve Türkiye’nin gerçek gündemini Ahmet Hakan’ın hangi konuları yazmadığı üzerinden izlemeye çalışıyorum.
Türkiye geçtiğimiz günlerde Gezi kararları yargı skandalını yaşadı.
Bu kararlar, geçmişi ile beraber Türkiye’yi anlamak için mükemmel bir fırsat idi.
Aklı başında gazeteciler, hukukçular bu kararları çok sert eleştirdiler; Erdoğan’a yakın kesimden ise kararları büyük bir cesaretle (gerçekten büyük bir cesaret istiyor, ileride çoluk çocuğa anlatmak çok zor olacak) savunanlar da oldu, anlamakta zorlanıyorum ama saygı duyabilirim.
Bir de Ahmet Hakan ekolü gazeteciler vardı, bu konuyu hiç görmediler.
Ahmet Hakan bu konuyu görmedi ise demek ki, o haftanın en önemli konusu bu idi.
Çetin Altan’ın sağlam kriteri yol gösterici.
Yargı demek ki çok önemli.
Bir Kadir gecesi paylaşımı nedeniyle savcılık bir Pegasus çalışanı (artık değil!!!) hakkında soruşturma açtı, anlaşıldı ki, Sayın Savcı ya da doğru ifadeyle savcılık kurumu “gereksiz” ya da bir adım ileri gidelim, “ayıp” ile suç ayırımını yapamıyor.
Bu ayıp ile suç ayırımını yapamayan savcılık kurumu bir ülke için çok önemlidir ama bu haberi Ahmet Hakan’da yine göremedik.
Demek ki, konu gerçekten çok önemli imiş.
Türkiye’de TÜİK’in açıkladığı yüzde yetmiş enflasyon oranı AKP döneminin ve hatta biraz daha gerilere gidebilirsiniz, en yüksek enflasyon oranı.
“Her yerde enflasyon var” lafı da saçma çünkü Türkiye maalesef dünyada enflasyon oranı en yüksek beşinci ülke.
Yüzde yetmiş enflasyon çok önemli bir haber değil mi?
Bu sorumun yanıtı Ahmet Hakan’ın bugünkü yazısında, enflasyon konusuna girilmemiş, demek ki gerçekten en önemli haber Nisan ayı enflasyonu imiş bugün.
Teknoloji sayesinde her gün önümüzden binlerce haber geçiyor, önemli olan bu haberler içinde ehemmi mühimme tercih edebilmek (ehem mühimme müreccahtır).
İşte bu çok zor tercih sürecinde bazı gazeteciler yol gösterici oluyorlar, hangi konuya girmiyorlar ise anlıyorsunuz ki o girilmeyen konu “ehem” konu.
Bu yol gösterici gazeteciler arasında da Ahmet Hakan en başta geliyor kanımca.
Kriterim çok net, bu kriter doğrultusunda Ahmet Hakan benim için Türkiye’nin en önemli gazetecisi.
Sayesinde, hangi haber önemli, hangi haber daha az önemli, gözünüzde siyah-beyaz oluveriyor.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***