YORUM | BÜLENT KORUCU
CHP’nin “Maltepe Milletin Sesi” mitingi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık ilanı gibi oldu. Bilhassa son cümle bu değerlendirmeleri haklı çıkarır cinstendi. Kemal Bey, “İktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim,” diyerek konuşmasını bağladı. Yeni sistemde iktidar olmaktan anlaşılan elbette cumhurbaşkanı seçilmek. 2023 cumhurbaşkanlığı seçimleri için Millet İttifakı’nın adayı belli oldu denilebilir. Bu bir hedef saptırmaysa ve şapkadan sürpriz bir aday çıkarılacaksa ayrı konu.
“Beş yıl önce ilk adımımızı attığımız bu yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Türkiye değişime hazır,” sözleri de yine bizi aynı sonuca götürüyor. Beş yıllık periyot Saray’ın önüne konulan sandık çağrışımı yapıyor haliyle.
Altılı Masa denilen muhalefet liderlerinin tavrı üzerine kafa yoruluyor. Kılıçdaroğlu kendi kendine gelin güvey olmadı ve masada uzlaşılan bir strateji çerçevesinde hareket ediyorsa sorun olmaz. Ama sanki emrivaki yapılıyor gibi bir durum seziliyor. Mutabakat yoksa da dağılıyorlar izlenimi vermemek için çok ses çıkarmayacaklardır. En fazla pilav olmadı lapaya bozduk diyebilirler. DEVA Genel Başkanı Ali Babacan, “ortak aday çıkmazsa ben adayım” demişti. Buraya doğru bir gidiş olabilir. Anketlere göre seçim ikinci tura taşınabilirse bütün adaylar Erdoğan’a karşı kazanıyor ama en çok Kılıçdaroğlu zorlanıyor. Riskli bir tercih…
Gelelim mitingle ilgili notlara: Maltepe Meydanı CHP’nin kendi sahası olarak biliniyor. Enis Berberoğlu’nun tutuklanması üzerine Ankara’dan başlattığı yürüyüşü de orada büyük bir mitingle bitirmişti Kemal Bey. Önceki cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de Maltepe’de görücüye çıkmıştı. 500 bin civarında kişiyi toplayan mitingin amacı aslında siyasi yasak getirilen Canan Kaftancıoğlu’na destekti. Ancak o da liderin gölgesinde kaldı.
Adalet teması üzerinden yürünmesi doğru bir strateji; ülkedeki bütün sorunları temeli adaletsiz düzen. Toplumsal çatışmaların da hayat pahalılığının da gerçek sebebi o. Kılıçdaroğlu da “Bu ekonomi, adaletsiz yönetimin sonucudur” sözüyle bu gerçeğe işaret etti. Türkiye’de ekmek azlığı değil adaletsiz dağıtım var. 20 yıldır Erdoğan ve avaneleri yiye yiye bitiremediler.
Kürsüye milleti temsilen çıkarılanlar doğru ama eksikti. Bir ev işçisi, bir kağıt toplayıcısı, bir kasap, bulaşıkçılık yapan bir işçi kürsüde yaşanılan ekonomik sıkıntıları anlattı. Esnaf, beyaz yakalı ücretli ve hatta sanayici neden yoktu? CHP eski reflekslerinden kurtulamıyor bir türlü.
Adalet deyince elbette akla ilk gelen mahkemelerde dağıtılması gereken şey ve en büyük sıkıntı orada. Erdoğan rejiminin celladı ve kurşun askeri haline gelen yargının kararları arasında seçicilik yapmak da adaletsiz bir yaklaşım. Sadece kendi ölüsüne ağlayan bir toplum olduğumuz için AKP böylesine rahat icra-i faaliyet yapıyor. Ne yazık ki CHP mitinginde de bu tavrı gördük. Gezi eylemlerinde hayatını yitirenlerin ve o davada tutuklananların aileleri kürsüye çıktı. Oysa Çorlu tren kazasında kaybettiğimiz Oğuz Arda Sel’in dedesi de meydandaydı. Annesinin imrenilesi mücadelesi ortada. Neden kürsüde değildi?
Kaftancıoğlu ile aynı günlerde başka bir kadın daha mahkum oldu hatta cezaevine girdi: 80 yaşındaki Makbule Özer. Makbule Özer’i savunmadan Canan Kaftancıoğlu’nu kurtaramazsınız! Adalet, kimsesiz bir Makbule için gerçekleşmezse kimse için sağlayamazsınız. Anne ve babası tutuklu çocuklardan birine sahip çıkmak göze alınamayacak bir risk mi? O kadar cesaretiniz yoksa nasıl adalet savaşçısı olacaksınız!
CHP lideri, “Dindarı, dinsizi, Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, sağcısı, solcusu, liberali, milliyetçisi… Birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız!” diye çağrı yaptı. Evet yerinde bir davet fakat ilk adımı kürsüde adaletle onun atması gerekirdi. Hatta kocaman tek başına fotoğrafın yerinde mağdurların ortasında bir lider daha iyi gitmez miydi?
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***