YORUM | LEVENT KENEZ
Erdoğan’ın şu an peşinde olduğu en büyük olay Putin ile Zelensky’i buluşturarak savaşa son veren anlaşmanın Türkiye’de imzalanmasını sağlamak.
Daha önce iki ülkenin dışişleri bakanlarının Antalya’da buluşması, heyetlerin Dolmabahçe’de bir araya gelmesi eğer böyle bir buluşma olacaksa yerin Türkiye olabileceğini ihtimal dışı bırakmıyor.
Erdoğan’ın bu gelişmeleri tabanına masa kuran, barışı temin eden ülke olarak pazarladığı malum. Bunun ne kadar böyle olduğundan bağımsız olarak Erdoğan için her şey iç siyaset olduğu için iki lideri bir araya getirmek kaçıramayacağı bir fırsat.
Rusya’nın kendisine yaptırım uygulayan Avrupa ülkelerinden birine gitmeyi kabul etmeyeceğine göre Ukrayna için de bölgeden uzak bir ülke ihtimali mantıksız olduğu için Türkiye ideal ülke. ABD ve Avrupa’ya rağmen Türkiye’de buluşulduğu ya da buluşulacağı hiçbir gerçekliği olmayan bir sav. Ukrayna’nın hali hazırda Batı’nın istemediği bir adımı atmasını beklemek mevcut tabloyu hiç okuyamamak demek.
Rusya için de Türkiye’yi bu şekilde öne çıkarmak oldukça akıllı bir taktik. En niyetinde bir yerde buluşulacak. Rusya, Erdoğan’a iç siyasette kullanacağı bir argüman vermekle kalmıyor yaptırımlara katılamayan bir NATO üyesini kendi saflarında diyemesek bile kendisine karşı tavır alamayacak bir yerde tutuyor. Bugün seçim olsa bugünün şartlarında Rusya’nın Erdoğan’ın kazanmasını isteyeceğini bir kenara yazalım. Rusya’nın bu savaş sonrası Erdoğan’a ödeteceği faturaları bir kenara yazdığını da unutmadan.
Rusya’nın işgali sonrası oluşan yeni dünya aslında Erdoğan’ın elindeki dış siyaset kozlarını azaltan bir süreç. İsrail doğalgazını Avrupa pazarına ulaştırmayı amaçlayan boru hattı projesi bile tek başına birçok politika değişikliği demek.
Doğa Akdeniz’de sorun çıkartmaması, Kıbrıs’ı kaşımaması, boruların karasularından geçecek Suriye ile temaslarını hızlandırması demek. Kuzey Irak petrollerinin de dahil edildiğini düşünürsek bölgede silahların susması gerekiyor.
Rusya işgali sonrası Batı’nın beklenenden daha fazla kenetlenmesi, NATO’nun yeniden öneminin artması Erdoğan’ın Yunanistan ile bir kriz çıkarıp ülkede hem savaş hali hem olağanüstü hal hem de safları sıklaştırma fırsatını bitirmiş durumda.
İsrail ve BAE ile ilişkilerin normalleşmeye başlamasının ardından Kaşıkçı ihaneti sonrası Suudi Arabistan ile de ilişkilerin gelişeceği ihtimali Libya ve diğer çatışma bölgelerine eskisi kadar müdahil olmasını zorlaştırıyor.
Başlıktaki soruya gelirsek… Seçim kanunun onaylanmasından sonra bir yıl içerisinde yürürlüğe girmesini baz alırsak seçimler 2023’te olursa daha köprünün altından çok sular akar, Ukrayna hadisenin pek bir etkisinin kalacağını sanmam.
Şu an için hayat pahalılığı ve enflasyon halkın önceliği. Erdoğan’ın seçim kazanabilmesi için ekonomide belirgin bir iyileşme sağlaması lazım. Ya da halka ekonomiyi unutturacak bir gündem oluşturması. Kürt sorunu ve şehit cenazeleri geçmişte denenmiş ve başarılı olmuş bir deney.
Erdoğan, bütün dünyada Covid sonrası yükselen gıda fiyatları ve savaş sonrası artan enerji maliyetlerinin bir süre sonra geriye çekileceğini tahmin ediyor. Enflasyonun her yerde yükselmesine rağmen sadece Türkiye’de devasa bir soruna dönüşmesinin temel sebebi dövizin de aşırı yükselmesi. Dövize müdahale edecek rezervlerden ve kabiliyetlerden yoksun. Yurtdışından gelecek para o yüzden önemli, oligarklara ve Körfez sermayesine ilgisi de bu yüzden. Fakat, bütün dünyada kovulan bir sermayeye kapılarını açmanın getireceği faturanın çok daha katmerli olacağını göremiyor. Bütün dünya enayi, bir tek sen akıllı! Bunun böyle devam etmeyeceği şimdilerde Rus işadamlarına yardım edenlerin de yaptırım listesine alınmaya başlaması ile ucunu gösterdi.
Türkiye için en idealin barış ortamı ve demokrasi olduğunu anlamanın bedelini ödemeye devam edeceğiz. Çatışmaların ülkeye zararı bazılarının getirisi var dediği şeylerden kat be kat fazla. Küçük bir örnek verirsek, bu yaz geçen sene 3 milyon civarında Türkiye’ye gelmiş olan Ukraynalılar gelemeyecek. Zararın en az 3 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bunun yanında Rus turistlerin sayısında da ciddi azalma olacağı tahmin ediliyor. Ve bunun müteakip yıllarda da devam edeceğini düşününün. Sattığın silahların 10’larca katını kaybediyorsun.
Ülkedeki otoriterlikten ve kötü yönetimden kaçan yerli sermayeyi dışarıdan kapatmak mümkün değil. Kaldı ki Volkswagen gibi gelebilecek devasa yatırımların da gelmediğini hesaba katarsak birilerinin güçlü lider diye alkış tuttuğu adamın ülkeye kaybettirdikleri ortada.
Erdoğan’ın liderler buluşmasını sağlayıp onun rüzgarıyla seçim ekonomisinin de dibine vurarak sandığa gideceğini, MHP’yi baraj sıkıntısının olmadığı eski ittifak sistemine razı edebileceğini düşünenler var. Devranın değişmeyecek olması MHP için ikna edici olabilir. Anketlerde kazandığını görürse Erdoğan’ı kimse tutamaz, baskın seçim kararı alınır.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***