Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sencar: Erdoğan bir seçim kazanma makinası, muhalefet seçime çok iyi hazırlanmalı

Sencar: Erdoğan bir seçim kazanma makinası, muhalefet seçime çok iyi hazırlanmalı


Alin OZİNİAN


MetroPOLL Araştırma’nın Kurucusu ve Yöneticisi Özer Sencar ile yapılan son anketler ışığında seçmen davranışlarını, AKP ve MHP tarafından TBMM’ye sunulan seçim yasasının muhalefeti nasıl etkileyeceğini, seçim sürecinde hükümet ve muhalefetin atacağı olası adımları konuştuk. 

Ekonomi ve güçlü lider algısının seçmen davranışı üzerindeki büyük etkisinden bahseden Sencar, AKP’nin kemikleşmiş kitlesinin ekonomik krizin faturasını Erdoğan’a çıkarmadığını, yaşanan olumsuzluklardan “farklı odakları” sorumlu tutuğunu söyledi. Erdoğan’ın oylarını yükselttiğinden emin olduğu an erken seçime gireceğinin altını çizen Sencar, muhalefetin yavaş davrandığını, seçim hazırlığı için en az bir yılın gerekli olduğunu belirtti.

Ekonomik krizin tek başına, Erdoğan hükümetini seçimlerde mağlup etmeye yeterli olmadığını, muhalefetin ciddi bir seçim çalışması kurgulamasını gerektiğini vurgulayan Sencar, “Erdoğan’ın hala şapkasından çıkaracağı tavşanlar var” dedi.

Ekonomik krizin seçmen davranışı üzerindeki etkisi büyük mü? 

3 temel faktör var seçmen davranışını etkileyen. Bir ekonomik kriz, ekonomik durum. İki, lider faktörü, güçlü lider faktörü. Üçüncüsü ise siyasal tavır, siyasal kutuplaşma. Diğer faktörler bu ana faktörleri izliyor ama asıl belirleyen %60- %70 oranda iki faktör diyebilirim: ekonomi ve güçlü lider faktörü.

3-4 senedir, bir ekonomik kriz içerisinde Türkiye. Halkta ciddi bir fakirleşme var. Gelir yetersizliği ve işsizlik var, çok kötü bir ekonomik durumdayız. İktidarın oyu, 3 Kasım 2002’deki oyunun altına indi şu anda. Şu anda kararsızlar dağıtılmadan oyu %26. Kararsızlar oransal dağıtılırsa %34 civarında bir oyu var.

Dolayısıyla eğer 2011’e dönersek, 2011’de %50’ye çıkmıştı. 1 Kasım 2015’te %50 civarında, oyu vardı. 6 yıl içerisinde%50’den  %34’e inmiş durumda. Bu çok büyük bir düşüş. Bunda en önemli faktör ekonomik şartlar ama bir şeye dikkatinizi çekmek isterim. Son 6 ayda  AK Parti’nin kararsızlar dağıtılmadan oyu %24-%26 civarında seyretti hep ve %24’ün altına inmedi.

Son 6 ayda AK Parti’nin oyu %32 ile %34 bandında değişiyor. Son 3 ayda asgari ücretin arttırılması, ve zamlar bir miktar etkili oldu ama son 1 ay içerisinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi, Türkiye’ye ekstra bir rol verdi. İki ülke arasında arabulucu gibi bir güce sahip oldu. Avrupa ve Amerika, Türkiye’yi bir merkez gibi görmeye başladı. Konu ile ilgili Erdoğan ile görüşüyorlar, bu AK Parti’nin oyunu, ekonomik faktörlerin kötü olmasına rağmen arttırdı. 

HALKIN BİR KISMI ZAMLARI DIŞ GÜÇLERİN YAPTIĞINA İNANIYOR

Dolayısıyla ekonomideki kötüleşme ve halkın ekonomik sıkıntıları, AK Parti’yi %24’ün altına düşürmedi. Artık kötü ekonomi vatandaş tarafında zannediyorum satın alınmıyor, çünkü bu kitle — şu %26’dan bahsediyorum, ekonomideki kötüleşmenin sebebi olarak Erdoğan’ı ve AK Parti’yi görmüyor. Dış güçleri görüyor. Muhalefeti görüyor. Hatta siz de rastlamışsınızdır — sokak röportajlarında zamları kim yapıyor diye soruyorsunuz vatandaşa, muhalefet yapıyor diyor. Bu kadar büyülenmiş bir halk var. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte zannediyorum ekonomideki kötüleşmenin etkisiçok az olacak. Çok sadık bir kitle kaldı AK Parti’de. Bundan sonraki süreç diğer faktörlere bağlı olarak değişecektir diye düşünüyorum.

Metropoll’ün yayınladığınız son raporunda CHP oylarında bir düşüş olduğunu görüyoruz. İYİ Parti’de de bir yükseliş var. Nasıl yorumlamalıyız?

CHP’nin oylarında, normal zikzaklar var. 2015’ten bu yana CHP’nin kararsızlar dağıtılmadan oyu %20 ekseninin altında üstünde gidiyor. Yani %18’e iniyor, %21-22’ye çıkıyor, tekrar %20’ye iniyor. Dolayısı ile gördüğümüz kadarıyla kararsızlar dağıtılmadan %22’nin üzerine çıkmıyor CHP’nin oyu. Geçen ay oyu %20’ydi. Bu ay %19 küsur olmuş. Dolayısı ile %20 ekseninin altında üstünde zikzaklar çizerek 10 senede bugüne geldi CHP. AK Parti’sinin oylarında 15 puanlık düşüş olmasına rağmen CHP’nin oylarında bir artış yok. Yani AK Parti’yi terk edenler CHP’ye gelmiyorlar.

AKP’Yİ TERK EDENLER CHP’YE GİTMİYOR

Nereye gidiyorlar peki?

Kararsızda birikiyorlar. 3-4 yıldır kararsızlar %22 ile %27 arasında değişiyor. Ortalama %24-25 cevapsız ve protesto kitlesi var. Yani AK Parti’yi terk edenler, bir ara bölgede, kararsız kitlesi dediğimiz bölgede birikiyor. Buradan muhalefet partilerinin hiçbirine dikkate değer miktarda bir oy hareketi yok. AK Parti’den demeyelim, Erdoğan diyelim, çünkü AK Parti diye bir şey de yok haddi zatında, artık sadece Erdoğan var. Erdoğan’dan etkili bir tavır, söylem geldiği zaman birkaç puanlık kararsız seçmen, AK Parti’ye geri dönüyor. 1-2 ay sonra tekrar kararsıza çekiliyor. Yani kararsız kitle ile AK Parti arasında olayların büyüklüğüne ve etkisine göre 1-2 puanlık oy hareketini görüyoruz.

Mesela Ukrayna’da krizinde Erdoğan’ın uzlaştırıcı rolü, ya da görüntüsü AK Parti’ye 3 puan oy kazandırdı 1 ay içerisinde. Şubat’tan Mart’a 3 puan oy arttırdı. 3 puanın tamamı da kararsızlardan oluşuyor. Bu burada kalır mı, devam eder mi, artar mı? Ateşkesin sağlanmasında eğer Erdoğan’ın arabuluculuk çalışmaları ciddi bir etki yaparsa, vatandaş — işte Erdoğan, Ukrayna – Rusya arasındaki savaşı ateşkese ulaştırdı, gibi bir hava oluşursa AK Parti’nin ve Erdoğan’ın oyunun %35’te yukarı çıkması muhtemeldir.

Hatta şu kadarını söyleyelim. Erdoğan, Avrupa ile Orta Doğu ülkeleri ile eğer dikkat ediyorsanız, son 5-6 aydır arayı düzeltiyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Amerika ve Avrupa’daki ülkelerle bir ara düzeltme süreci yaşıyor Erdoğan. Eğer süreç devam ederse Erdoğan’ın beklentisi oradan yeterince kredi gelmesi, yatırım gelmesi olacak ve böylede Türkiye’ye geçici de olsa kısmi de olsa ekonomik bir rahatlam sağlayacak Erdoğan.

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri harekatını durduran adam gibi bir noktaya gelebilirse, bu sonbaharda bir baskın seçime gidebilir. Erdoğan, eğer ben seçime girersem kazanabilirim derse her an seçime gidebilir.

ERDOĞAN OYLARI YÜKSELDİĞİ AN BASKIN SEÇİM YAPAR

Yani bu anketleri takip edip seçim kararını öyle mi verecekler?

Elbette. Erdoğan, siyasi partiler içerisinde araştırma bulgularına en fazla önem veren, itibar eden siyasi parti lideridir. Bu 30 senedir böyle, yeni değil, bugüne özgü değil. Eğer inanırsa eline ulaşan verilere, ben kazanabilirim diye düşünürse, aniden bir baskın seçim kararı alır ve seçime gider. 

Böyle bir senaryoda, Erdoğan’ın oyunu yükselteceğinden şüphe yok ama onu kontrol eden, ona bir karşı tavır olarak onu engelleyen ve etkileyen muhalefetin tavrı olur. Muhalefet uygun bir tavır sergilerse, karşı duruş sergilerse o zaman başa baş çetin bir başkanlık seçimi yaşarız.

MUHALEFET KARASIZLARI ÇEKEMEZ İSE ERDOĞAN’A OY VERİRLER

Özer Bey, dediklerinizden kararsız dediğimiz kitlenin, aslında AKP’den ayrılanlar olduğunu ve CHP’ye oy verme gibi bir tavırları olmadığını, özünde muhafazakâr kesim olduklarını ve her an AKP’ye geri dönebilecekleri ihtimalini anlıyorum. Doğru mu?

Mart ayında, kararsız, cevapsız kitleyi biz 23 puan ölçtük. 23 puanın 9.2 puanı, 24 Haziran’da AK Parti’ye oy vermiş. 3.5 puanı da MHP’ye oy vermiş. İkisini topladığınızda 12.5 puan ediyor. 

Yani 23 puanlık kararsız kitlenin, 12.5-13 puanı AK Parti ve MHP kökenli. Bu insanlar AK Parti ile aralarına mesafe koymuşlar ama liderleri ile aralarına koydukları mesafe daha küçük. Erdoğan’a daha yakınlar. AK Parti’ye yakın olmayabilirler. MHP’ye yakın olmayabilirler. MHP liderliğine daha yakın olabilirler. Dolayısı ile bu kitleyi, eğer CHP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek Parti’si gibi partiler kendilerine çekemezlerse, onlardan bir miktar oy devşiremezlerse, o insanların önemli bir kısmını, yarıdan fazlasını, bir başkanlık seçiminde Erdoğan’a oy verme ihtimali var. Bunu önleyecek tedbirler mümkün, alınabilir. Ama mevcut muhalefet aklı, muhalefet tecrübesi bunu becerebilir mi doğrusu emin değilim.

MUHALEFET HÜKÜMET KADAR ZEKİ DAVRANIRSA SEÇİM YASASI DEĞİŞKİLİĞİ DURUMU ETKİLEMEZ

Muhalefet bir pozisyon almaya çalışıyor, neler yapabileceğine bakıyor ama bir seçim yasası değişikliği ile burun buruna geldiler. Belli ki hükümet de bunu, o bloğu zayıflatmak için yapıyor. Yeni yasanın etkisi ne olacak?

İktidar bence bir çaresizlikle seçim yasasında bir şeyler yapıp avantajlı hale gelmeye çalışıyor. Getirilen yasanın ortaya çıkardığı durumlar, eğer muhalefet aynı zekayı gösterirse, iktidarın gösterdiği zekayı gösterirse, bu yasa teklifinin hiçbir etkisi olmayacak bence. Yasa değişikliğinin çok önemli olan 2 etkisi var. Bir, ittifakları etkisiz hale getirdi. İki, HDP kapatılırsa ortada kalan milletvekillerini bir parti ile seçime girmesine engellemeye çalışıyor iktidar.

Ben iki faktörün de eğer muhalefet gerçekten konuya dikkatle eğilir ve iyi bir satranç ustası gibi akıl yürütürse bu yasanın muhalefete bir zarar vermeyeceğine eminim. Bilakis lehine de olabilir ama 6 muhalefet partisi bir araya gelmesi ve aynı noktada düşünmesi gerek.

Kemal Kılıçdaroğlu şu ana kadar başarı ile götürdü süreci ama ben henüz onların bir noktada birleştikleri kanaatinde değilim. Yani parlamenter sistem geçiş konusunda anlaştılar ama daha sonrası için, daha ilerisi için; seçime nasıl girecekler, başkan adayı kim olacak, başkanı nasıl seçeceğiz konularında henüz bir anlaşmaya vardıklarına dair bir bilgi yok elimde. Varmadılar daha doğrusu. Mesela DEVA partisi dedi ki, biz seçim kararı verildiğinde karar vereceğiz ittifaka katılıp katılmamaya. Dolayısı ile henüz mevcut 6 partinin muhalefetin ihtiyacına göre tam bir ittifak oluşturdukları kanaatinde değilim.

Oyları 0.5 ile 2.5 puan arasındaki, Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi’nin, ittifaklar kaldırıldığı için 1 veya 2 parti arasında dağılmaları, o partilerin listesinden seçime girmeleri gerekiyor. Başka bir çareleri yok. Yani kendi aralarında birleşerek bir ittifak oluşturmalarının onlara bir faydası olmayacak.

Peki şöyle bir soru yok mu? Bu bahsettiğimiz 3 parti; Gelecek, DEVA ve Saadet, kıyasla daha muhafazakâr. Tabanları belki de bir anlamda AKP’den kopmuş tabanlar. Onların CHP’ye birleşmesi kendi seçmenleri açısından sorun oluşturmaz mı?

Oluşturur. İşte bunu araştırması lazım muhalefetin. İlden ile değişebilir durum. Bazı illerde İYİ Parti ile birleşirler, bazı illerde CHP ile birleşirler. İllerin seçmen yapısını dikkate alarak, optimum veya en avantajlı birleşmeyi sağlamaları lazım. Bu açık ve net bir şey. İl bazlı hangi ilde nasıl yapılacağına dair, il bazlı, araştırmalar yapılması lazım.

ERDOĞAN EKONOMİYİ YÖNETEMEDİ AMA SEÇİMLERİ YÖNETİR

Oldukça zor ve detaylı bir çalışma değil mi bu?

Erdoğan gibi zor bir rakibi olan bir ekibin, çalışmalarının da zorlu olması gerekir. Erdoğan, zor bir ekiptir. Güçlü bir ekiptir. Ekonomiyi yönetemedi ama seçimleri çok iyi yönetir. O bir seçim kazanma makinasıdır. Yani ekonomiyi kötü yönetti öyleyse hükümeti bu adamın elinden alırız gibi bir hayal görüyorsa muhalefet bu tam bir ham hayaldir Dolayısı ile çok iyi tartışmaları lazım. Veriye dayalı kararlar vermeleri lazım. Bunu yapabilecekler mi, yaparlar mı, doğrusu yaşayıp göreceğiz.

ERDOĞAN’NIN ŞAPKASINDA HALA ÇOK TAVŞAN VAR

MHP ve HDP’yi konuşalım. MHP’de de bir düşüş var. MHP’den kopanlar, AKP’ye doğru mu gidiyorlar yoksa kararsızlara mı birleşiyorlar?

Kararsızlara birleşiyorlar. Bu ay MHP’den 3.5 puan kararsıza gitmiş. Yani MHP’den kopanlar da kararsıza gidiyor. Bir miktar AKP’ye ve diğer partiye de gidiyor ama… Onlar potansiyel Cumhur İttifakı seçmeni olabilirler, bir kısmının olacağı kesin. Mesela bir veri var elimde, onu paylaşayım sizinlere. Bu kararsızlardan söz ediyoruz ya, kararsızlar ne yapacak diye. Kararsızların %22’si Erdoğan’a oy veririz diyor. %20’si rakibine oy veririz diyor. %40’ı da rakibinin kimliğine bağlı diyor.

Dolayısı ile seçmen özellikle o kararsızlardaki 12.5 puanlık Cumhur İttifakı kökenli seçmenin tavrı seçimin kaderini belirleyecek. Bunu çok iyi yönetmeleri lazım. Şu ana kadarki çalışmaları iyi götürüyorlar kanımca. Bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ama şu ana kadar bildiğimiz kamuoyuna yansıyan çalışmalardan hareketle çok yavaş hareket ettiklerini, bir baskın seçim karşısında arabanın farı karşısında tavşana döneceklerini düşünüyorum. 

Yani muhalefet bu seçim kanunu değişikliği ile seçimin artık zamanında yapılacağı gibi bir algıya kapılmış olabilir. Belki seçim kanununu bugünden değiştirmekle Erdoğan bunu yapmaya çalışıyor. Yani muhalefet seçimin Haziran 2023’te yapılacak diye düşünsün istiyor ama Erdoğan’ın şapkasında daha çok tavşan var. Ekim ayında, Kasım ayında bir baskın seçim olmayacağını hiç kimse söyleyemez. Dolayısı ile bir baskın seçim karşısında muhalefetin hazırlıklarını hızlı bir şekilde götürdüğü kanaatinde değilim.

Devam edecek…

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version