Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Muhalefet, 15 Temmuz’la ilgili gerçeklerin ortaya çıkmasını istemiyor mu?

Gazeteci Yazar Levent Gültekin’in ‘Yaklaşan Kasırga’ isimli yeni kitabında 15 Temmuz’a ilişkin çok önemli notlar yer alıyor. Gültekin’in ‘sağlam’ üst düzey bürokratlardan aktardığı bilgilere göre Recep Erdoğan, kendisine 15 Temmuz’la ilgili sorular soran dönemin başbakanı Binali Yıldırım’a, “Binali! Bir daha 15 Temmuz’la ilgili bir soru sorduğunu duymayacağım.” diyerek azarlıyor. Erdoğan, sohbetin devamında ise Yıldırım’ı, 15 Temmuz’u bir daha karıştırmaması konusunda uyarıyor.

Binali Yıldırım, geçtiğimiz yıllarda AA’nın Editör Masası’nda kendisine yöneltilen, “Hoşunuza gitmeyen bir proje oldu mu?” sorusuna, “Hoşuma gitmeyen proje 15 Temmuz!” diyerek cevap vermişti.

ERDOĞAN’IN ÇANTASINA GİREN TAVŞANLAR!

Levent Gültekin, kitapta son 20 yılda iktidarın varlığını sürdürmesini kolaylaştıran her olayın arka planını anlattığını söylüyor. Türkiye’nin 20 yılda planlı bir şekilde ‘Ortadoğululaştırıldığını’ belirtiyor. Erdoğan her sıkıştığında çantasına ‘tavşan girdiğini’ örnek olaylarla anlatıyor.

Gültekin, “Derdim polemik yaratmak olmadığı için ayrıntılara girmek istemiyorum ama birileri herkesin bildiği gerçekleri yalanlamaya kalkarsa ispat ederim, ispat etmeyeceğim hiç bir bilgiyi kitapta kullanmadım.” diyor.

Levent Gültekin’e göre Erdoğan’ın ‘Allah’ın lütfu’ olarak tanımladığı 15 Temmuz da tıpkı 7 Haziran seçimleri sonrası Bahçeli’nin ‘yeniden seçim’ çıkışı, Gezi olayları, Selahattin Demirtaş’ın tutuklanması vs. gibi Türkiye’nin ‘Ortadoğululaştırılması’ için planlanıyor. Amaç Erdoğan’ı ‘tek adam’ haline getirmek.

MUHALEFETİN 15 TEMMUZ SESSİZLİĞİ

Levent Gültekin’in ‘sağlam kaynaklardan’ aktardığı 15 Temmuz’a dair anekdotlar dehşet verici. İktidar kanadından ‘Allah’ın lütfu’ olarak kabul ettikleri bir konuda açıklama yapılması zaten beklenmiyor. Ancak muhalefet de konu 15 Temmuz olduğunda korkunç bir sessizliğe gömülüyor.

İktidarı anlamak mümkün ancak muhalefetteki bu sessizlik neden? Muhalefet, 15 Temmuz’la ilgili gerçeklerin ortaya çıkmasını istemiyor mu? 15 Temmuz’a ilişkin cevaplanmamış onlarca soru var.

Örneğin ihbarcı Binbaşı H.A, 15 Temmuz günü saat 14.45’te MİT’e gelerek teşkilata baskın yapılacağını söylemesine rağmen darbe neden engellenmedi sorusuna 6 yıldır bir cevap verilemiyor.

MİT MÜSTEŞARI’NIN GENELKURMAY’DA NE İŞİ VARDI?

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın böyle bir bilgiyi aldıktan sonra araması gereken ilk kişi dönemin Başbakanı Binali Yıldırım. Ancak aramıyor. Binali Yıldırım’ın açıklamalarına göre kendisinin darbeden haberi yok. Hakan Fidan, Erdoğan’ı da aramıyor. Erdoğan da darbeyi eniştesinden öğrendiğini açıklamıştı.

Peki ne yapıyor Hakan Fidan; dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a gidiyor. Saatlerce görüşüyorlar Genelkurmay’da… Ne konuştuklarını kimse bilmiyor.

Erdoğan’ın darbeyi ne zaman öğrendiği konusunda da 5 farklı açıklaması var. Rusya Devlet başkanı Putin’in danışmanlarından Alexandr Dugin’in darbe girişimi istihbaratını Erdoğan’a 14 Temmuz’da ilettiği iddiası da muhalefetin hiç ilgisini çekmiyor.

FETHULLAH GÜLEN: ULUSLARARASI KOMİSYON KURULSUN

Fethullah Gülen, 15 Temmuz’un hemen ardından yaptığı açıklamada, 15 Temmuz’un araştırılması için uluslararası bir komisyon kurulmasını ve bu komisyonun açıklayacağı raporu peşinen kabul ettiğini açıkladı.

Peki sözde ‘kalkışma’dan 20 dakika sonra Cemaat’i hedef gösteren AKP ve ortağı MHP ne yaptı? İyi Parti’nin ‘15 Temmuz’un araştırılması önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Cumhur İttifakı, 15 Temmuz’un araştırılmasından neden rahatsız oluyor?

Ülkede gerçekten bir darbe girişimi olduğunu varsayalım;

Erdoğan’ın ’15 Temmuz’da ulaşamadığını’ söylediği MİT Müsteşarı Hakan Fidan yıllardır nasıl koltuğunda oturuyor?

Darbe emir komuta zinciri içerisinde olduysa dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar neden yargılanmıyor? Velev ki Akar’ın darbeden haberi yoktu; başında bulunduğu ordunun darbe girişiminden haberi olmayan bir isim nasıl Savunma Bakanı yapılıyor?

Darbe yargılamalarındaki skandallara hiç değinmiyorum bile…

15 Temmuz’a ilişkin onlarca soru sormak mümkün…

YA CEMAAT HAKLI ÇIKARSA!

Ancak muhalefet tıpkı 17/25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarında olduğu gibi 15 Temmuz’un aydınlatılması konusunda da ‘sessiz’ kalmayı tercih ediyor. Bu ‘sessizliğin’ temel nedeni de Cemaatin ‘haklı’ çıkma ihtimali… Türkiye’de iktidarın nefret söylemiyle ‘düşmanlaştırdığı’ cemaat mensuplarına yönelik akıl almaz bir ikiyüzlülük var.

17/25 Aralık’ın yolsuzluk olduğunu, Erdoğan ve oğlu arasında geçen sıfırlama ‘tape’sinin gerçek olduğunu söyleyen muhalefet, 7 yıldır tutuklu olan polislerle ilgili tek kelime etmiyor! ‘Madem bu kayıtlar gerçek ve madem yolsuzluk vardı; o halde onlarca polis neden 7 yıldır tutuklu’ demiyor/diyemiyorlar…

Suç örgütü lideri Sedat Peker, geçtiğimiz aylarda 15 Temmuz sonrasında da kayıtsız silahların bizzat Süleyman Soylu tarafından dağıtıldığını söylemişti. Bunun üzerine Sözcü yazarı Aytunç Erkin, katıldığı televizyon programında aynen şu ifadeleri kullanmıştı: “Ya Fethullahçıların haklılığı ortaya çıkarsa…”

Muhalefetin de tıpkı muhalif medya gibi Cemaat’in haklı çıkma ihtimali olan olaylarda gerçeği ortaya çıkarmak gibi bir derdi yok ve hiç olmadı. Muhalefet, gemi batarken direkleri boyamayı tercih ediyor.

Tıpkı muhalif medya gibi muhalefetin de en büyük korkusu bu; ya Cemaat haklı çıkarsa…!!!

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version