Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan’ı tarihin ‘diktatör’ olarak yazacağını söyleyenlere birkaç söz

Erdoğan’ı tarihin ‘diktatör’ olarak yazacağını söyleyenlere birkaç söz


HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Yakın geçmişe kadar daha çok insandan duyuyordum. Hâlâ aynı yoğunlukta konuşuluyor mu emin değilim. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı tarihin lânetle anacağını ve “zalim bir diktatördü” diye yazacağını söyleyenler öyle çoktu ki cevap yetiştirmekte zorlanırdım. Ben ise her defasında aynı netlikte cevap verince kendilerini çok kötü hissederlerdi.

Gülen Hareketi mensupları, (dar kapsamdaki belli isimler hariç) Erdoğan’ın gerçek yüzünü dershane kapatma kavgası sonrasında görülmeye başladı. Tanıdıkça da kafalarında bir yere yerleştirir oldular.

Oysa Erdoğan hep aynı Erdoğan idi. Solcular ve Aleviler başta olmak üzere toplumun belli kesimleri Onun bu yüzüyle yıllardır muhatap oluyorlardı.

17-25 Aralık 2013’te yolsuzluk ve rüşvet dosyaları ortaya saçılıp, telefon kayıtları internette elden ele dolaşmaya başladığında, akılda kalan ilk karşı hamle, Efkan Ala’nın ses kaydı olmuştu.

İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Efkan Ala, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya verdiği emirde şu kelimelerle seslenmişti:

“Kapıyı kırın alın adamı. Gerekirse hangi yasa hazırlanacaksa onu yapar, yaptığınızı suç olmaktan çıkarırız.”

Bakanın karşısındaki kişiye “kapısını kırıp alın” dediği kişiyse bir gazeteciydi. Bazı belgeleri yayınlamasından rahatsız olunan gazeteci de halen cezaevinde tutulan Mehmet Baransu idi.

Erdoğan’ın operasyon düğmesine bastıktan sonra tutuklananların geride kalanlar ve memuriyetten atılanlarla ilgili söylediği “Ağaç kabuğu yesinler” sözüyle ortaya koyduğu yaklaşım, o tarihten bu yana hiç değişmedi.

O günden bu yana Türkiye, Avrupa Konseyi’nin yeni açıklanan raporuna göre en fazla tutuklu sayısında ilk sırada olmaya devam ediyor. Bu farkın Cemaat mensuplarıyla oluşturulduğundan şüphe yok.

1960 DARBESİNİN BİLDİRİSİNİ OKUYAN ŞAHIS DEMOKRASİ KAHRAMANI SAYILDI

Bugüne yeniden döneceğiz. Tarihin nasıl insanları kahraman yaptığına yakından bakmak için bugünden geriye doğru kısa anekdotlu bir yolculuk yapacağız.

4 Nisan 1997’de ölen MHP’nin kurucu lideri Alparslan Türkeş, bu hafta boyu farklı platformlarda sevenleri tarafından anılıyor.

Türkeş kim?

1980 darbesinin bildirisini nasıl dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren okuyup liderliğini yaptıysa, 27 Mayıs 1960 darbesinin “Kudretli Albayı” da Alparslan Türkeş idi.

27 Mayıs darbesi, sağcıların ve dindarların çok sevdiği ve göklere çıkardığı Demokrat Parti ve Adnan Menderes’e karşı yapılmıştı. Bir insan hem zalimi hem mazlumu haklı bulamayacağı gibi hem Menderes’i hem Türkeş’i sevemez.

Neyse bu çelişkiye ilişkin başka bir şey demeyeceğim. Ama Türkeş’e ilişkin başka diyeceklerim var.

Demokrat Parti’yi ve Menderes’i devirip hapse tıktıran ve idamının önünü açan Alparslan Türkeş, aradan daha 10 yıl geçmeden 1970’lerden itibaren demokrasi kahramanı ilan edilir oldu. Bugünlerde ise solcular bile onu rahmetle anan mesajlar yayınlıyor.

TALAT PAŞA’NIN ADININ VERİLMEDİĞİ CADDE OLMAYAN ŞEHİR YOK

Osmanlı devleti, İttihat ve Terakki liderliğinde Birinci Dünya Savaşına girmek durumunda olunca, Almanların talebi üzerine Rusya’ya karşı Doğu Cephesini açmak zorunda kaldı.

Sarıkamış Faciasından sonra Kafkaslardan inen Ruslar, Doğu Anadolu’nun içlerine doğru yürümeye başladı. Kendilerini, Osmanlı’dan bağımsızlığını alamayan tek ulus olarak gören Ermeniler, bunu bir fırsat olarak değerlenedirdi.

Alacakları destekle bağımsızlıklarını kazanacaklarına inanan pek çok Ermeni, Ruslara kolay ilerleyebilmeleri için rehberlik yapmaya kalktı. Şımarıklığın verdiği güçle dün komşu olarak gördükleri insanlara karşı her türlü çirkinliği yapmaya kalktılar.

Yaşananlar karşısında Osmanlı’yı yöneten ekip hızlıca bir tedbir alma yoluna gitti. İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Dahiliye Nazırı Talat Paşa’nın girişimiyle hazırlanan tehcir (zorla göç ettirme) zaman kaybetmeden uygulamaya konuldu.

Yüzbinlerce Ermeni, kıştan yeni çıkılmaya başlandığı 1915 yılının Nisan ayından itibaren yollara döküldü. Nereye gideceğini bilmeyen yüzbinlerce insan yollarda can verdi. Kimi soğuktan öldü, kimi malına mülküne, karısına kızına sahip olmak isteyen eşkıya tarafından öldürüldü.

Bu olayları biz kendi insanımıza, “mukatele” yani karşılıklı birbirini öldürme olarak anlatıyoruz. Dünya tarihine “Ermeni Katliamı” olarak geçti.

Bu olayları bir ulusun yok edilme girişimi olarak tanıyan ülkelerin sayısı her yıl artıyor.

Aradan bir asırdan fazla geçmesine rağmen Türkiye’nin başını ağrıtan bu utanç verici olayların faillerinin adlarını biz bugün hâlâ cadde ve sokaklarımızda yaşatmaya çalışıyoruz.

BİNLERCE YENİÇERİYİ ÖLDÜREN II. MAHMUD’A OLAN SEVGİ

Örnekleri fazla uzatmak istemiyorum. Bir örnek daha verdikten sonra bugüne döneceğim. Halife unvanlı İkinci Mahmud, cephelerde yaşanan yenilgilere ve yapılan isyan girişimlerine sebep olarak gördüğü Yeniçeri birliklerini ortadan kaldırmaya karar verdi.

1808’de Yeniçerinin kendini devirme girişimini İstanbul’u denizden topa tutarak bastıran ve 3 bin Yeniçeri askerini kılıçtan geçirerek öldüren İkinci Mahmud, istediği fırsata 16 yıl sonra kavuştu.

Yeniçeriler, İkinci Mahmud’un Haziran 1826’da yeni kurduğu “Eşkinci Ocağı” girişimini kendilerine alternatif olarak görüp kazan kaldırdı. İkinci Mahmud, bu isyanı fırsat bildi ve Et Meydanı’ndaki (Bugünkü Aksaray metrosunun girişi) Yeniçeri birliklerini top ateşine tuttu.

Yanlış okumadınız. Çevreye kurulan sahra topları, Yeniçeri kışlalarını ateş yağdırdı. Kaçmaya çalışanlar kılıçtan geçirildi. Devletin resmi kayıtlarında, Et Meydanı’nda ölenlerin sayısı 6 bin olarak geçiyor. Sonradan “Yeniçeri avı” sırasında yakalanıp kılıçtan geçirilenlerin sayısını 60 bine çıkaranlar varsa da bu bilgiler şaibeli.

Kurduğu “Asakir-i Mansûre-i Muhammediye” (Muhammed’in zafer kazanmış askerleri/orduları) ve kılık kıyafet devrimi yapması sayesinde İkinci Mahmud en büyük Osmanlı hükümdarlarından sayıldı.

ERDOĞAN, İSLAM TARİHİNE EN BÜYÜK KAHRAMANLARINDAN BİRİ OLARAK GEÇECEK

Tayyip Erdoğan’ın dünya tarihine nasıl geçeceğine, iktidardan gidiş yöntemi belirleyecek. Sandıktan çıkan sonuca vereceği tepkiyle başlayan gelişmeler bunda önemli rol oynayacak.

Ancak şurası bir gerçek. Erdoğan, İslam tarihine son yüzyılların en büyük lideri olarak geçecek.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version