Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bir cemaatin Ramazan kutlamasıyla gündeme gelenler

Bir cemaatin Ramazan kutlamasıyla gündeme gelenler


ANALİZ | M. AHMET KARABAY

Kadıköy’de bulunan Rum Cemaatine mensup bir kilisenin giriş kapısına asılan dijital panoda, Müslümanların kutsal ayı Ramazan tebrik edildi. “Hoşgeldin Ramazan” ibaresinin yer aldığı kutlama, dindarından sekülerine, Müslümanından Hıristiyanına kadar her kesim tarafından tartışmaya başladı.

Kadıköy’deki Beşiktaş İskelesiyle, İlçe Nüfus Müdürlüğünün çapraz iç tarafında bulunan 300 yıllık kilise cemaati, bu yıl yaşanan kimi gelişmelerden ders çıkarıp bir adım atma gereği duymuş. 

Kilisenin meydanımsı alana açılan kapısının üzerine bir dijital pano yerleştirmişler. Panoya da “Hoş geldin Ramazan” yazmışlar. Bunun sosyal medyada paylaşılmasıyla beraber, insanlar yaklaşımlarından hareketle tavırlarını ortaya koymaya başladılar.

Kimilerine göre bu yaklaşım, Türkiye’de yaşayan cemaatlerin Müslümanlara bir jestiydi. Esas itibariyle bugün yaptıklarının güzel bir hareket olduğundan dolayı teşekkür etmek yerine, bugüne kadar niçin böyle bir yaklaşım içinde olmadıklarını sorgulamak gerekiyordu.

Bir başka kesime göre, ibadethaneye böyle işyeri girişine asılan ürün tanıtım panosunu andıran bir nesnenin konulmasını tartışmak gerekirdi. Hiçbir estetik kaygısı güdülmeden yerleştirilen bu panonun derhal kaldırılması görüşünü dile getirenler hiç de az değildi. 

Bir de bunun korkudan kaynaklandığı yorumunu yapan ayrı bir kesim vardı. 

Bu grupta yapılan yorumlar hayli dikkat çekici. Benim söyleyeceklerim de bu çerçevede olacak. Ancak bu eleştirilere geçmeden önce tartışmaların odağındaki kilisenin tarihiyle ilgili birkaç bilgi paylaşmak istiyorum. 

ROMALILARIN ÖLDÜRDÜĞÜ AZİZE EFEMİA ADINA YAPILDI

Kadıköy Osmanağa semtinde Mühürdar Caddesinde bulunan Ayia Efimia kilisesinin 1694’te yapıldığına dair kayıtlar sabit. Yangınlarıyla meşhur İstanbul’da birkaç kez facia atlatan kilise, bugünkü görünümüne 1830’da kavuştu. 

Kadıköy Metropoliti II. Zaharias, Rusya’dan temin ettiği mali destekle kiliseyi yeniden inşa etti. 1993’te ciddi bir restorasyon geçirdikten sonra yeniden açıldı. 

Yakınında bulunan başka kiliselerden dolayı eski Kadıköylüler burayı “Kilise Meydanı” diye anarlardı. Bölgeye yolunuz düştüğünde yaşlıların buradan söz ederken, bu tabiri duyduğunuz olur. 

Aslında kiliseye adını veren Ayia Efemia’nın hikayesi, kilisenin tarihinden çok daha ilginç. Efemia, Romalılar döneminde çok tanrılı pagan dinini bırakıp Hristiyan oldu. Etrafındakiler çoğalmaya başlayınca yöneticiler rahatsız oldu ve Efemia’yı 305 yılında işkenceyle öldürdüler.

Hıristiyanlığın temel ilkelerine yönelik önemli kararların alındığı 451 yılındaki Kalkedon (Kadıköy) Konsilinde, Efemia aradan geçen bir buçuk asır sonrasında aziz olarak ilan edildi.  

KUTLAMANIN ALTINDA YATAN ESAS SEBEP

Ayia Efimia Rum Ortodoks Kilisesi’nin giriş kapısına asılan Ramazan kutlamasıyla ilgili iki yaklaşımı yukarıda sıralamıştım. Bu kutlamaya ilişkin bir başka bakış açısı ise “paratoner” yaklaşımı.

Rum Ortodoks cemaati belki Müslümanların tuttuğu oruca saygı duyuyor, ama bunu böyle ortaya koymalarında saygıdan çok korku yatıyor. Kendilerini rehin durumda hisseden azınlık cemaatlerinin koruma dürtüsünden dolayı böyle davranmak zorunda hissediyorlar. 

Bu kutlamaya bakıldığında “ne kadar zarif bir yaklaşım” demekten çok, “korku insanlara neler yaptırıyor” diye yorumlamak daha doğru olur. 

Müslümanların “engin bir hoşgörü kültürüne sahip” olduğunu, ancak resmi tarih dışında kitap okumamış olanlar söyleyebilir. Bu durum, günümüz tarihini yüz yıl sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun’un yazdırdığı kitaplardan okuyup öğrenmek gibi bir şey. 

Geçmişin tarihini dönemin Fahrettin Altunlarından kaleminden okumak istemeyenlere kaynak çok var. 

Neyse geçmişe gitmeye gerek yok. Öyle 6-7 Eylül faciasından da söz etmeyeceğim. Hepimizin hafızasında daha görüntüleri taptaze duran olaylardan bahsedeceğim. 

Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan savaşta kanı kaynayan bazı kesimler, cepheye gidip savaşmayı riskli görmüş olacaklar ki İstanbul’da yaşayan Ermenileri suçlu saydılar. Gidip Kumkapı’daki Ermeni Kilisesi önünde taşkınlık yaptılar. 

Ermeni Patrikhanesi, Kumkapı.
Ermenistan’ı protesto için tamamen yanlış adres. Ermeni vatandaşlarımızın konuyla hiç alakası yok. Çok çarpık mantığa göre, Rusya veya Yunanistan ile sorun yaşadığımızda Ortodoks, Fransa ile gerginlik halinde de Katolik kiliselerini protesto edelim🙄 pic.twitter.com/vcWjpukyRq

— MAkif 📚🤓🖥️🇺🇦 (@ma_ozdemir) September 28, 2020

Aynı dönemde Kadıköy’deki Surp Takavor Ermeni Kilisesinin önüne çöp bidonları boşaltıldı. Kendilerini Erzurumlu Dadaş sayan had bilmezler, duvarlarına da “Erzurumlu 25, Bu vatan bizim” yazmayı dinlerinin emrettiği cihat saydılar. 

Bu saydıklarım 2018-2019 yıllarına ait. Bunları da çok eski gördünüzse daha yeni bir örnek paylaşayım. 

KİLİSE KAPISINA ÇIKIP ‘ERİKDALI’ OYNADILAR

Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Kadıköy Kalkedon Meydanındaki Surp Takavor Kilisesi önünde toplanıp iddiaya göre eğlenenler, taşkınlık yapmaya başladı. Protesto olaylarının çok yapıldığı meydanda polis 24 saat aktif görev yapıyor. 

Böyle bir ortamda Ozancan Yılmaz, Ömer Faruk Arman ve Yunus Emre Uzun adlı üç serseri, kilisenin duvarı üzerine çıkıp müzik eşliğinde “erikdalı” oynadı. 

Kadıköy’de bir grup, Surp Takavor Ermeni Kilisesi’nin üstüne çıktı. Görüntüler tepki topladı. pic.twitter.com/UcCVRPkKZQ

— Vaziyet (@vaziyetcomtr) July 11, 2021

Aşağıda bulunan yüzlerce kişiden biri de yukarıdakilere, Arkadaşlar nereye çıktığınızın farkında mısınız?” diye sormadı. Günün her saatinde orada bulunan polis, “Bu kutsala saygısızlık” diye müdahale etmedi. 

Sonra ne mi oldu? Kamuoyundan ve bölge esnafından büyük tepki gelmesi üzerine, bu saygısızlığı yapanlar gözaltına alındılar. Sorgulamalarının ardından da serbest bırakıldılar. 

Bu üç serseri hakkında geçtiğimiz Aralık ayında dava açıldı. Bu davanın ne olduğunu tahmin etmişsinizdir. 

Dava geçtiğimiz haftalarda (6 Mart 2022) sonuçlandı. Mahkeme, “Biri kilise üzerine çıkmadı. Çıkanlar da suç kastıyla hareket etmedi” denilerek beraatlarına karar verdi.

Bu saydığım eylemlerden birisinin herhangi bir camiye karşı yapılması halinde nelerin olabileceği şeklinde bir soru soracak kadar saf değilim. 

Azınlık haline getirilmiş bir topluma, çoğunluğun saygısı, kamuoyunun izin verdiği ölçüde olur. Yaşananlar bundan ibaret…

RUM CEMAATİ YAŞANANLARDAN DERS ÇIKARMIŞ

Orta yerde zorbalık varsa, susmanın yasak olduğunu bilen Rum Ortodoks cemaatinin mensupları, durumdan vazife çıkarıp Ramazan kutlaması yapmış. 

İçişleri Bakanlığı geçtiğimiz yıl sokakta kâğıt toplayanlara yönelik seri operasyonlara girişmişti. Kamuoyundan hayli tepki yükseldi. Polisler bunun üzerine kâğıt çekçeklerini toplamayı bıraktı. 

Şimdi o kâğıt toplayanların pek çoğu, paratoner görevi görmesi için arabalarına Türk bayrağı asıyorlar. 

Ülkede kendini rehin olarak gören azınlık cemaati mensupları, kâğıt çekçeklerindeki bayrak gibi Ramazan kutlaması yapmak durumunda kaldılar. 

Rum kilisesinde Ramazan kutlamasını gören azgın çoğunluk, yakında öteki kiliselere “senin kilisen benim Ramazanımı kutlamıyor” diye baskı yaparlarsa şaşırmam. 

Şurası kesin ki kısa süre sonra kiliselerin çoğu kendini böyle Ramazan kutlaması yapmaya mecbur hissedecek. 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version