AKP-MHP koalisyonu Meclis’e türlü hile ve desise içeren bir yasa tasarısı getirdi, Anayasa Komisyonunda görüşülecek, Genel Kurula inecek ve muhtemelen her tür hile ve desiselerle kabul edilip yasalaşacak, Erdoğan da Resmî Gazetede yayınlayıp yürürlüğe sokacak.
Yasanın yasallığına bir şey diyemem, Meclis’ten geçecek ama gayrimeşru olacağına kuşku yok çünkü kamu yararı değil özel yarar içeriyor.
Ama Meclis’ten geçecek olan gayrimeşru yasa Milletvekili Seçim Kanununa ilişkin ve kanımca Haziran 2023’de pek de önemli olmayacak bu seçimde kimin Meclis’te çoğunluğu sağlayacağı.
Neden mi, anlatmaya çalışayım bu sübjektif görüşümü.
Önemli ve belirleyici olan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve bu seçim de öyle ittifaklarla falan olmayacak, ikinci tura kalırsa iki aday yarışacak, kim yüzde 50 artı bir alırsa o seçilecek.
Önemli olan bu seçimi Erdoğan ile yarışacak adayın alması.
Benim şahsi kanaatim bu hayati yarışa Ekrem İmamoğlu ile girmek, yakın geçmişinde iki kez arka arkaya Erdoğan’ı yenmişlik var ve daha da önemlisi İmamoğlu’nun yaşı 51 yani Türkiye medyan yaşının (33) 18 sene ilerisinde, Cumhurbaşkanlığı için bizim gibi genç bir toplumda normal ama Kılıçdaroğlu’nun yaşı medyan yaşın (33) 40 sene ilerisinde, biraz fazla bir açık gibi geliyor bu bana.
Bu arada da son üç, dört senedir Kemal Kılıçdaroğlu’nu büyük bir beğeni ile izlediğimi, çabalarına hayran olduğumu da ilave edeyim ama Cumhurbaşkanlığı konusu başka bir konu.
Gelelim neden milletvekili seçiminin çok da önemli olmadığına, önemli olanın Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğuna; son Anayasa değişikliği ile tüm sistem Cumhurbaşkanlığına bağlandı, atamalar, önemli kararlar Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yapılıyor, alınıyor, her sabah Resmî Gazeteye bakmak yeter yani tüm rant mekanizmaları artık yasalardan ziyade Cumhurbaşkanlığı sistemi üzerinden işletiliyor.
“Meclis çoğunluğu çok önemli, Kılıçdaroğlu ya da İmamoğlu Cumhurbaşkanı olsalar bile Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’nda olursa sistemi tıkarlar, bütçeyi reddederler, yönetim başarısız olur” mantığı kanımca yanlış bir mantık.
Neden mi?
AKP artık bir dava partisi asla değil, varsa yoksa rant üretmek ve bu rantlara el koymak.
Yeni sistemde de rant üreten mekanizmalar Cumhurbaşkanlığı kurumunda olduğu için (hemen güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilemeyecek zaten) Cumhurbaşkanlığını kaybetmiş bir AKP sudan çıkmış balığa dönecek, rant kollama çok zorlaşacağı için İstanbul seçimleri sonrası bazı besleme gazetelerin başına gelenler AKP müteahhitlerinin, kurumlarının da (???) başına gelecek.
Türkiye ekonomisi bir rant ekonomisidir, her zaman da böyle olmuştur, dönemlerarası değişen sadece rantların orijini ve yönü olmuştur, AB’ye tam üye olana dek de bu böyle kalacaktır.
Cumhurbaşkanlığını Kılıçdaroğlu ya da İmamoğlu alırsa bu sonuçtan en çok kim yararlanır?
Bence, hiç kuşku yok, DEVA, Gelecek, Saadet, DP ve İYİP yararlanırlar bu sonuçtan.
Cumhurbaşkanı Millet ittifakından olursa AKP milletvekillerinin (yeni TBMM) ben diyeyim en azından yarısı, siz deyin dörtte üçü mazbatalarını alıp Meclis açıldıktan sonra DEVA, Gelecek, Saadet Partisine geçerler.
MHP milletvekilleri de, AKP’liler kadar heyecanla olmasa da muhtemelen İYİ Partiye geçerler (MHP bir dava!!! Partisi olma niteliğini hala koruyor bir ölçüde).
CHP’ye AKP’den, MHP’den bir geçiş olacağı kanısında değilim.
AKP de tarihin çöp sepetine gider, belki partide Erdoğan, Ömer Çelik, Mehmet Metiner kalırlar sadece.
Başka bir ifadeyle Cumhurbaşkanlığı kazanılırsa Meclis’te çoğunluğu ilk başta kaybetmenin bir anlamı, bir dezavantajı kalmayacaktır.
AKP zaten belki sadece 2003-2008 arasında bir dava partisi görüntüsü verdi ama o da yalanmış çünkü mesela AB tam üyeliği davasının bir dava değil bir aldatma, bir sahtekarlık olduğu ortaya çıktı.
Çok sayıda insan, ben de dahilim muhtemelen bu gruba, bu AB zokasını da yuttuk.
Erdoğan hala “Biz AB hedefinden vazgeçmedik” diyor ama yaptıklarına baktığınızda Erdoğan’ın aklımızla dalga geçtiği izlenimini ediniyoruz; Kavala, Demirtaş AİHM kararlarına rağmen hapiste ama Erdoğan da AB hedefini sürdürüyor, peh peh peh.
O tarihten sonra da ortada sadece bir rant partisi, bir ihale partisi kaldı.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde (rant üreten sistem bu) Cumhurbaşkanlığını kaybeden AKP hileli (21-b mesela) ihaleleri, rantları, çoklu maaşları kaybedeceği için AKP tuzla buz olacaktır.
Yeni Meclis açıldıktan sonra ortada hala bir Millet ittifakı varsa Meclis’in yüzde seksenini kontrol edebilirler.
Herkesin doğru bir Cumhurbaşkanı adayına, Cumhurbaşkanlığı seçimine ve hedefe odaklanması gerekiyor.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***