Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kafa kafaya vuruşma hazırlığı!

Kafa kafaya vuruşma hazırlığı!


YORUM | MAHMUT AKPINAR

28 Şubat öncesi ülkede irtica histerisini yükselten tuhaf işler oluyordu. Kızılay’da, Ulus’ta, Ankara’nın merkezi alanlarında sakallı, sarıklı dolaşan hacı amcalara rastlamak normaldi ve mümkündü. Ama 28 Şubat kararları öncesi sakallı, sarıklı, elinde bastonlarla dolaşan Müslüm Gündüz ve adamları, organize olduğu ilk bakışta fark edilen çarşaflı kadınlar en merkezi yerlerde dikkati çekiyordu. Topluca ve tahrik edici şekilde, laikçilerin görmeye tahammül edemediği “kamusal” alanlarda “pervasızca!” dolanıyorlardı. Demokratik ve özgürlükçü bakış açısıyla yaklaşırsanız kimseye zarar vermedikten, suç oluşturan eylemlere girmedikten sonra sakal cübbe ile veya çuvalla dolaşmanın mahsuru yoktu. Ama yanlış bir laiklik anlayışı, sisteme hükmeden unsurlarda dini olan her şeye düşmanlık bulunduğu için, birileri bu tabloları planladıkları işlere malzeme yapıyordu. Nitekim bir dizi tiyatral olayın üzerine 28 Şubat süreci bina edildi. Bürokrasiye, topluma bir defa daha ayar verildi.

Şimdilerde tekrar laikleri tahrik eden, suni olduğunu düşündüğüm eylemlerde, olaylarda, haberlerde artış var. Geçen hafta içinde Samsun’da birkaç kişi, ancak meczupların veya provokatörlerin yapacağı tarzda Atatürk heykeline ip bağlayıp onu yıkmaya çalıştılar. Bu haber hızla ve provokatif şekilde medyaya servis edildi. Beklendiği gib Kemalist, laik çevreler anında reaksiyon gösterdiler. Bir grup insanın el ele tutuşup heykelin etrafında dönmesi Kabe’yi tavafa benzetildi ve yeni spekülasyonlar doğurdu. Saldırı üzerine (bazı) Kemalistler hiçbir tarikatın liderine yüklemeyeceği şekilde Mustafa Kemal’e yine insanüstü ve manevi anlamlar yüklediler. Sosyal medyada “Mustafa Kemal sevgisini göstereceğim” diye yine kantarın topuzunu kaçırıp ayrımcılık, düşmanlık tehdit içeren paylaşımlar yapıldı. Atilla Taş bile galeyana gelip, ortamın ısıtılmasına katkı verecek bir paylaşım yaptı. İçinde “ciğer sökme” gibi kastı aşan ifadeler geçen tweet’inde, “Her gün binimizi bitirseniz yüzbin döneriz! Atatürk’e gücünüz yetmez, ciğerinizi sökeriz!” diyordu.

Sanırım bu defa 28 Şubat’tan farklı şekilde iki yönlü bir provokasyona maruz kalıyoruz. Erdoğan ve trolleri “biz gidersek din elden gidecek!”, “CHP gelip camileri yine ahır yapacak!” şeklinde propagandayla dindar mahallenin kaygılarını yükseltip, AKP’ye dini saiklerle destek verenleri tahrik ediyor. Öte yandan laikçileri, Kemalistleri tahrike matuf haber ve eylemlerde ciddi artış var. Kemalistlerin iktidara yönelik bazı eleştirileri elbette haklı ve gerekli. Ama Kemalist sol mahallenin eleştirileri bir şekilde din ve mukaddesat düşmanlığına, dindarların linç edilmesine geliyor. Hayatın her alanında, tüm toplum kesimlerinde benzer ahlaksızlıklar, suistimaller görülürken gereken tepkiyi vermeyenler, dini kimlik taşıyan bir kurumda istismar, suistimal olduğunda, Enes Kara’nın intiharı örneğinde görüldüğü üzere “tarikatlar, cemaatler kapatılsın!” diye kampanyalar düzenliyorlar. Fakat aynı kesimler başka intiharlarda, suistimal veya istismarlarda aynı tutumu takınıp “kapatalım” histerisine girmiyorlar. Cemaatlerin, tarikatların denetimindeki yurtlarda, kurumlarda yaşanan istismarlar karşısında çözümü, çocukları alıp çocuk esirgeme kurumlarına yerleştirmede, yetiştirme yurtlarına vermekte, devletleştirmekte görüyorlar. Oysa istatistiki olarak karşılaştırsanız devletin denetimindeki kurumlarda istismar, suistimal, intihar tarikat-cemaat yurtlarının onlarca katıdır. İlkesiz ve ahlaksız politikalar uygulayan AKP döneminde bu daha da yükselmiş olabilir. Lakin laikçilerin, Kemalistlerin etkin olduğu dönemlerde de yetiştirme yurtlarında ve çocuk esirgeme kurumlarında mide bulandırıcı olaylar vuku buluyordu. Bu ülkede herkes bilir ki bu yurtlardaki kız çocukları fuhuş sektörüne, erkek çocukları mafyatik, derin yapılara malzeme olur. Hem erkek çocuklar, hem de kız çocuklar devlet denetimindeki bu kurumlarda tacize, tecavüze uğrar.

Toplum çok fazla kutuplaştığı için bu tür istismarlar, suç teşkil eden konular hemen karşıt kesimlerce ideolojik saldırı aracına dönüştürülür. Karşılıklı ideolojik çatışmanın içinde probleme dair aklı selim ve köklü çözümler, yapıcı öneriler kaynayıp gider. Oysa mesele dindar veya seküler, Müslüman, Hristiyan veya ateist olmakla ilgili değil, bazı İnsanların kötülüğüyle, zaaflarıyla ilgilidir. Problem, kurumsal yapıların denetimsizliği, şeffaf olmaması ile ilgilidir. İdeolojik bakış açılarını, ön kabullerimizi kenara bırakıp suç olan eyleme, kötülüğe odaklansak ve onun tekrar etmemesi için çözümler düşünsek, genelleyici ve toptancı yaklaşımlarla meseleyi mahalle kavgasına dönüştürmesek olaylara mantıklı bakabileceğiz. Ama yapmıyoruz, yapamıyoruz. Arada bir aklı selim insanlar çıkıp makul şeyler söylese hemen sabote eden uç fikirler tedavüle sokuluyor, mahallelerin radikalleri devreye giriyor.

Görebildiğim kadarıyla ülkede 28 Şubat öncesine benzer gerilimli bir atmosfer var. Ama bu defa gerilim çabası sadece Kemalistlerin hassasiyetlerini kaşımayla sınırlı değil. Kemalist söylemler manipüle edilerek dindarları kaygılandırma yönünde de yoğun çaba fark ediliyor. Umarım yanılırım, ama klasik derinler Kemalist kesimler üzerinden psikolojik eylem planlarını devreye sokarken, AKP de kendi taraftarlarını biliyor, çatışmaya hazırlıyor. Mevcut gerilim 28 Şubat’a göre daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir. 28 Şubatta Kemalistlerin gazladığı araba İslamcıların duran aracına çarpmış ve onu kulvar dışına itmişti. Şimdilerde karşıt yönlerden iki arabada kafa kafaya gelecek şekilde gaza yükleniyor. Her iki cenah taraftarlarını coşturuyor.

Umarım aklı selim insanlar, aydınlar, siyasetçiler vardır ve faturası 28 Şubatla kıyaslanmayacak kadar ağır ve yıkıcı olabilecek bu ideolojik çatışmadan ülkeyi kurtarırlar. Umarım AKP kontrolündeki dindar kesimler ve Ergenekon’un sosyolojik taban olarak kullandığı Kemalistler ideolojik saplantılardan, aklı iptal eden bağnazlıktan kurtulup makul, mantıklı davranabilirler. Aksi halde iki araç kafa kafaya vuruşacak şekilde ısıtılıyor.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version