Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İsmail S. Gülümser’in yazısı: Tehditle yasal eylemleri soykırım aparatına dönüştüren itirafçılık

İsmail S. Gülümser'in yazısı: Tehditle yasal eylemleri soykırım aparatına dönüştüren itirafçılık



İsmail S. Gülümser /Aktif Haber

Tek adamın sultası altında kıvranan Türkiye’de rejim hata ve kusur bulamadığı muhalifler için değişik yollarla kendine bağladığı bir kısım görevlileri kullanarak haklarında suç üretip tutuklayarak korkutup sindirmek istiyor.

Radikal din anlayışlarından beslenerek gelen Erdoğan hileli yollarla kazandığı koltukları terk etmemek için kendisiyle rekabet edebilecek her dayanışma grubu hakkında karanlık plan ve projeler uyguluyor.

 
Çok başarısız olsa bile yasadışı hile ve düzenbazlıklarla muhtemel mevhum bütün rakiplerini engelleyip alternatifleri gerektiğinde ezip yok ederek halk nezdinde tek seçenek haline gelmeye iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Ortakları Kurtulmuş-Soylu-Bahçeli hariç ahlak dışı oyunlardan, başta Erbakan ve partisi olmak üzere, sırayla Çiller-Yılmaz-Baykal-MHP yöneticileri-Yazıcıoğlu-Akşener-Demirtaş-Kılıçdaroğlu nasibini aldı.
 
Büyük ve iyi organize olmuş bir topluluk olan cemaati dağıtma projesi 2010 den sonra hayata geçirildi. Yasal dayanak gösterme gereği duyulmadan kapatılan kurumlar, hukuk dışı uygulamalara iştirak etmediği için paralel devlet yapılanması olmakla suçlanıp sürülen devlet görevlileri, yasadışı fişlemelerle önceden belirlenmiş 15 Temmuzla en temel insan hakları alınıp soykırıma maruz kalan, tüm iş ve mülkiyet haklarına el konulup yandaşlarla paylaşılan yüz binlerce memur ve iş adamına yapılanların hepsi yasadışı.
 
Bugün gücü ele geçirenlerin zulmüne uğrayanlar;

-Taklitten uzak kalıp önlerine konan kirli senaryolara alet olmadıkları,

-Saltanat uğruna üretilen ayrıştırıp dağıtma amaçlı projelerin aparatına dönüşmedikleri,

-İnançlı gibi görünüp nifak şebekeleriyle ortaklaşa hazırlanan ahlaki değerlerden uzak teklifleri onaylamadıkları,

-Halkı tebaalaştırıp şuursuz sürülere dönüştürmeye, suçlayıp yok etmeye çalışanların yanında yer almadıkları,

-Aşamalı planla insani değerleri terk edip dünyevi menfaati her şeyin önüne geçirenlerin peşinden gitmedikleri

-Narsist, bencilce din ve dünya yorumu yaparak, topluma tepeden bakanlarla aynı karede görünmedikleri,

-Debdebe için tüm değerlerden vazgeçmeye hazır, zikzaklar içinde, her gün görüş değiştirenlere benzemedikleri,

İçin her dönem olduğu gibi bu döneminde en önemli hedefi haline gelmiştir. Yüz binler insani değerleri koruduğu için düşman ilan edilmiş, geçmişteki ateş kuyularının yerini işkenceyle ölümler almış, çocuk-kadın-yaşlı-hasta demeden zulüm geniş kesimleri esir almış, aileler parçalanmış birçok çocuk yakınlarına kalmıştır.

 

70 li yılların başından itibaren Gülen’in titiz din yorumu ile hep yanlıştan uzak durmuş hizmet gönüllülerinin önüne bugüne kadar her antidemokratik dönemde engeller çıktı ama onlar bir şekilde aşmasını bildi. Bugünde onları suçlayacak bir şeyler bulup yasadışı işlerine kılıf uydurmak isteyenler suç şebekesine dönüştürdükleri devlet memurlarını kullanıp sahte suçlar üretme çabası içindeler.  İşlendiğinde yasal olan sohbet-okul kaydı-banka hesabı-işyeri gibi eylemlerle suçladılar, KHK ile bunlar hakkında terör faaliyeti dayanağı oluşturdular, KHK yı geriye doğru işletip yapıldığında yasal olan eylemlerden dolayı cezalar yağdırdılar. Her hizmeti yasal olan bir topluluğu suçla ilişkilendirmek için Dink-Hablemitoğlu-Santos-Karlos-Kumpas-Şike-Suriye’ye silah kaçakçılığı-15 Temmuz vb derin devlet cinayetlerini üzerlerine yıkıp yaptıkları soykırıma bahane uydurma gayreti içindeler.

 

Onca zulme rağmen hizmet mensuplarının farklı alternatifleri kullanarak direndiğini görünce onları dağıtıp yaptıkları hukuksuzlukların hesabını soracaklardan kurtulmak için her gün yeni şeytani planlar yapıyorlar. Yurt dışına dağılmışları ellerinden kaçırdılar, yurt içindekilerin dayanışmasını yıkmak için, birçok ülkenin suç örgütlerini çözmede kullandığı etkin pişmanlık gibi toplum yararına kullanılması gereken bir düzenlemeyi yasadışı işlerini saklamanın aparatına dönüştürdüler. Yasal eylemleriyle kişileri yargılayıp tehditle kurguladıkları bir senaryoyu imzalatarak yanlışa bulaşmamış masumları suçla ilişkilendirmeye çalışıyorlar.

 

Gerekçe göstermeden tutuklayıp dava açtıkları kişileri hürriyet ve imkânlarını elinden almakla tehdit edip geçmişte terör örgütü üyesi olduğunu bundan pişmanlık duyduğunu belirterek aklanmaya zorluyorlar. Hayatı yaşanmaz hale getirip ağır şartlardan kurtulma karşılığında dini sohbet gibi yasal eylemlere katılan arkadaşlarının isimlerini vermesini istiyor, delil bulamadıkları bir topluluğun fertlerini devlet sopasını kullanıp tehdit-şantaj gibi şeytani yöntemlerle suçlu olduklarını kendi yazılı beyanlarıyla itirafa mecbur ediyorlar.

 

Kendilerini kurtarma karşılığında birçok masum insanın hak gaspına onay vermesi için her türlü yolu deniyor, insani değerleri terk etmeye zorladıkları hizmet mensuplarının birbirine olan güvenini sarsmayı planlıyorlar. Hayatları istikamet üzere geçmiş insanları hatalı işlemlere imza atması için şiddetin dozunu artırıyorlar.

-7 yıldan beri aralıksız devam eden zulümler karşısında hayatını zindana dönen,

-Hapislerle ailesi dâhil her şeyini kaybetmekle tehdit edilen,

-Ağır işkencelerle vücut bütünlüğüne zarar verilen mağdurlardan hukuk bilgisine sahip olanların çoğu bu tür oyunlara alet olmaktan kaçınırken kirli planı göremeyenler konan metinleri imzalamak zorunda kalıyor.

 

Kendilerinden sohbete vb faaliyetlerde bulunan kişilerin listesi istenenler suç olmadığına inandıkları bu eylemde isimlerini verdiklerine zarar gelmeyeceği zannıyla bazen konan ifade metnini imzalıyor. Bazıları halen yurt dışında bulunan yakın arkadaşlarının isimlerini yazıp başkasına zarar vermeden kurtulmayı düşünüyor. Yaşadığı ağır travmalar karşısında dayanamayıp ailesinin emniyetini sağlamak için yasal eylemler hakkında itirafçılık yapanlar eliyle iktidar yeni mağdurlar oluşturuyor, düzmece suçlarla yeni hayatları karartıyor.

 

Adının suçla ilişkilendirilmesinde tanıdık/tanımadık birinin kullanıldığını gören insanların güvenleri sarsılıyor. Dışarıdakiler müdahale edemedikleri olaylara üzülmekle yetinirken içerdekiler yeni mağduriyet kapısı açanlara haklı olarak sitem ediyor. Dayanışmalara zarar verip dağıtma amaçlı bu kirli tezgâhı bozmak için olaylara sağduyulu yaklaşıp herkesi yaşadığı şartlar üzerinden değerlendirmekte fayda var.

 

Kurnazlık yaparak kazandığını zanneden bir şer şebekesi utanma duygusunu tamamen kaybetmenin verdiği rahatlık içinde medyada milletin gözünün içine baka baka iftira ile herkese suç isnat ediyor.  Yanlışın yayılmasına izin verenler itiraf kılıfına saklanmış iftira ve yalanları gördüğü halde gerçeklere gözlerini kapayıp masumların sahte delil, düzmece suç ve iftiralarla şeytanlaştırılmasına sessiz kalıyor ve suç şebekesine can suyu veriyor.

 

Bazıları bununla da kalmıyor geçici olduğunu unuttuğu gücün emrine girip suçluların değirmenine su taşıyor. Hitler’in tüm emirlerini yapan SS ler gibi ahlaki değerlerin yok edildiğini zulüm ve işkencelerin ayyuka çıktığını gördüğü halde; sırf ideolojik bağnazlık içinde işlenen suçları saklayıp aklamaya çalışanlar,  17-25 Aralıkta ortaya saçılan hırsızlıkları, 15 Temmuz’da ölümlü senaryodan sonra OHAL le herkesin sesini kesip yalan beyanlar üzerine kurulan diktatörlüğü, karakuşu kararlarla toplumun mallarını yağmalayan bir şebekenin suçlarını, diplomasız makam gaspını görmezden gelip gönüllü faaliyetleriyle bilinen bir iyilik ordusunu “firaki dalle”  terör örgütü olmakla suçlayıp yapılan soykırımın önünü açıyor, kazanacağı küçük imkânlar için dini satıyorlar.

 

Arada dayanma gücü daha az, zayıf karakterli, şirinlikle kendilerini koruyabileceğini zanneden birkaç kişi inandığı değerleri terk edip kanayan yaraya tuz basacak karanlık işlere girerek zalimin ekmeğine yağ sürüyor.  Kasıtlı değillerse içteki küçük sürtüşme ve kişisel öç alma hesaplarına takılıp iftiralara arka çıkanlar meleklere has özellikleri ile tanıdıkları geniş kesimleri ateşe atarak korunacağını zannedip zulmü meşrulaştırmanın aparatı oluyor. Engelleri aşmada sabır gibi verilmiş mükemmel bir anahtar varken, dünyevi beklentiyle atılmış bir yanlış adımı ikincisine davetiye çıkarıyor. Hatadan döneceğine yalanlara alıştırılan ve daha kullanışlı hale gelenler, baskılardan korunmak için yapılan yalancı şahitlikle kısa bir rahatlık yaşasa bile paranoya içinde her şeyden evhamlanan şüphecilerin onlara güvenip rahat bırakması mümkün değil. Ezen eli öpüp zaafını ortaya koyanlar hakkında ilerde kullanmak üzere yeni planlar devreye sokuluyor.

Hâlbuki şiddet ve cebirle kurulan zulüm düzenin böyle sürüp gitmeyeceği açıktır. Tarih;

-Bir yolunu bulup insanların önüne geçmiş

-Elde ettiği güçle zehirlenip kendini kaybetmiş

-Dünyayı her şeyden önemli görüp adeta ona tapar hale gelmiş

-Tüm dini metinleri toplumun varlıklarını gasp etmede kullanan

birçok zulüm ve cinayet işledikten sonra yıkılıp gitmiş zavallılarla doludur. Kirli ilişkilerle olumlu hizmetleri yıkanlar toplumun ve kendilerinin hayatını karartmıştır. Bugün devletin tüm imkânlarını kullanan bir şebekenin onca gücüne rağmen çaresizlik içinde kıvranıp durması buna şahittir.      

Her olayın Allah’ın bilgisi dâhilinde cereyan ettiğini bilenler kimin eliyle bir mağduriyet yaşamış olursa olsun daima arkasından gelecek merhamet elini beklemeye koyulur.  Zulümlere katlanıp üzerlerine düşen sorumluluğunu yerine getirenler, bulunduğu imkânsızlık ortamında içten yakarışlarla yüce yaratıcıya yönelip farklı alternatifleri aramaya devam edenler eninde sonunda başarıya ulaşır.

 

Hz peygamberin ashabına öğütlediği gibi yüksek değerlerle buluştuktan sonra dünya adına kazanıp kaybedeceklerine aldırmadan çizgisini koruyanlar daima kazanmış. Sabredenler hep taltif edilmiş, ailesi öldürülen Ammar bin Yasir’in dil ucuyla söyledikleri dışında zulme boyun eğip yanlışa onay verilmesine kimse evet dememiştir. Zorlamalar karşısında masumlara yapılan iftiraları imzalayanlar ilk fırsatta şiddet ve baskıyı kayda geçirmeli ki dünyanın kahramanlık olarak gördüğü fedakârlıkları suça dönüştürmeye çalışan şer şebekesinin oyunu bozulsun.

*Fethullah Gülen’in Herkül.org sitesindeki “İftiralar Zulümler ve Son Arzum” yazısından faydalanılmıştır.

 


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version