Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İslam’daki insan haklarından, İsveç’teki AKP’li trole

İslam’daki insan haklarından, İsveç’teki AKP’li trole


HABER ANALİZ | YÜKSEL DURGUT 

Yaşadığım şehirdeki bir arkadaşım İsveç’te yaşayan AKP’li kadın trolden “Hitler gibi bunları fırınlara doldurup yakacaksın” haberi üzerine ortak tanıdığımız Alman bir dostumuzun tepkisini benimle paylaştı. Dünya üzerinde bir ırkın çektiği acıları en yakından şahit olan birisinin vereceği tepkiyi hepiniz elbette tahmin edebilirisiniz.

Haberi ilk gördüğümde dinleyip dinlememekte tereddüt ettim. Eğer bu değerlendirmeyi yazmayacak olsaydım, zihnimin kirlenmesine de müsaade etmeyecektim.

“Cehalet ve kapalı zihinler” başlıklı yazımda ‘trol kafalıların’ ilerlemeye nasıl engel olabileceklerini yazmıştım. Bugün ise İslam’ın bu insanların düşüncelerinden çok daha kapsayıcı ve kucaklayıcı büyük bir din olduğunu kaleme alacağım.

Ey İsveç’te yaşayan AKP’li trol. Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’de güzel söz söylemeyi, dürüstlüğü, öfkeyi dizginlemeyi, açgözlülükten kaçınmayı, bağışlamayı, ölçülü olmayı, sahtekarlığı, rüşveti, alçakgönüllü davranmayı teşvik ettiği için kardeşlik ruhu içinde hareket etmenin ne demek olduğunu anlatan çok sayıda ayet var. Ayrıca ayetlerin içerisinde barışı, uzlaşmayı, hayırseverliği, hoşgörüyü, cömertliği ve saygıyı teşvik etmekte var.

Peygamberimiz (sav) Veda Hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a, zencinin beyaza, beyazın zenciye üstünlüğü yoktur…”

İslam, başkalarına bizim bize davranmalarını istediğimiz gibi davranmayı içeren öğretileri var: “Hiçbiriniz kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.” Her bireyin, sırf insan olduğu için eşit değerde olduğu ilkesi buradan çıkar. Bu nedenle, her insan, yüzeysel farklılıklara rağmen eşittir.

Yayınlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde (İHEB) insan hakları kavramını Kuran’ın nasıl ele aldığının bir özeti ise şu şekilde: Madde 1, 2, İHEB: Tüm insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdan sahibidirler ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidirler. Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetilmeksizin bu bildirgede ilan olunan tüm haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, bir kişinin ait olduğu ülke veya bölgenin siyasi, yargısal veya uluslararası statüsü ister bağımsız olsun ister vesayet altında olsun, kendi kendini yönetmeyen veya başka herhangi bir egemenlik sınırlaması altında ayrım yapılamaz.

HER YAŞAM KUTSALDIR

İHEB, Madde 3: Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır. Kur’an-ı Kerim ayrıca şöyle der: “Bunun için İsrailoğullarına şunu yazdık ki, kim bir insanı öldürmek veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak dışında bir insanı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur; oysa bir kimse bir hayat kurtarırsa, bütün insanlığı kurtarmış gibi olur.” (Kuran, 5:32).

Bundan, yalnızca her bireyin yaşama hakkına sahip olduğu gerçeğini değil, her yaşamın kutsal olduğunu ve bir yaşamın öldürülmesinin tüm insan ırkının yok edilmesi kadar gaddarca olduğunu da belirtiyor. İslam’da ilk ve en önemli temel hak ‘yaşama hakkıdır’.

İHEB, Madde 4: Hiç kimse kölelik veya kulluk altında tutulamaz; kölelik ve köle ticareti tüm biçimleriyle yasaklanacaktır.

Kuran’da bulunan tüm manevi öğretiler, kölelik konusunu farklı şekillerde ele almaktadır. Örneğin Kuran, kardeşlik ruhunu teşvik eder, insan hayatının kutsallığını ve onurunu korur ve başkalarının zulmüne son verilmesi çağrısında bulunur.

Bütün bu dikteler, kölelik kurumuyla taban tabana zıttır.

CEHENNEM ATEŞİNDEN DÖŞEKLER

İHEB Madde 5 ve 6: Hiç kimse işkenceye veya zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz. Herkesin her yerde kanun önünde kişi olarak tanınma hakkı vardır. Bu bildiriyi ihlal eden, her türlü ayrımcılığa yönelik, her tür kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkına sahiptir.

Kuran ayetleri, başkalarına karşı işlenen insanlık dışı muameleler konusuna şu şekilde değinmektedir: Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler vardır. İşte zalimleri böyle cezalandırırız!” (Kur’an, 42:41).

BEDİR SAVAŞINDA ESİRLERE İŞKENCE YAPILMADI

Hz. Muhammed (sav), MS 17 Mart 624’te gerçekleşen Bedir Savaşı’ndaki temel kuralları şöyle sıralamıştır: Savaşmayanlar öldürülemez, savaş esirlerine işkence yapılamaz, tapınaklar kiliseler yıkılamaz, yeşil ağaçlar kökünden sökülemez, dikilen ürünler yok edilemez ve yaralılara saldırılamaz.

Hz. Muhammed’in (sav) bu özel emirleri nedeniyle hiçbir esire Bedir Savaşı sırasında işkence yapılmadığı, gözaltında öldürülen veya kaçırılanların olmadığı tarihi bir gerçektir. Hz. Ömer, Müslümanlara karşı savaştıkları için tüm savaş esirlerinin öldürülmesi önerisine karşı Peygamberimiz (sav) onları serbest bırakmayı tercih etmiştir.

Böyle barışçıl bir dinin bir ferdi olduğunu ileri sürenler, nasıl olurda Meriç’te hayatını kaybeden küçük çocuklara karşı bile kin ve nefret beslerler? Bu insanların nasıl bir yürekleri var ki; aç, susuz kalan insanlara, ‘ağaç kovuğu yesinler’ diyebilirler.

Ne kadar ‘Zavallılar’ değil mi? Cezaevinde kaldığım süre zarfında Cemaat gönüllüleri gibi ‘yürekli’ insanlarla bir arada kalma şansı yakaladım. Gerçek vatan sevdalıları, ‘helal’ ve ‘haramın’ ne anlama geldiğini bilenleri tanıdım. İyi ki tanımışım ve iyi ki İsveç’teki gibi kişilerin gemisinden inmişim diye Allah’a şükrediyorum.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version