Tarihinin en ilginç dönemlerinden birini yaşayan Fenerbahçe için sezonun kalan kısmı açısından tek hedef Konferans Ligi’ydi.
Bu hedefte günlerdir Sarı Lacivertli taraftarlara ‘Maça gelin’ çağrısı yapılıyordu. Bir yandan da 120 liradan bilet fiyatlarının yüksekliği konuşuluyordu…
Karşılaşma öncesi tribünlere bakıldığında tek hedefi olan Fenerbahçe’nin bu sınav öncesi tribün görüntüsü beklentilerin çok altındaydı. Bilet fiyatlarının yüksekliği deyin, umutsuzluk deyin, küskünlük deyin… Siz ne derseniz deyin… Bu tablo sonrası sorumluların ciddi bir düşünce vakti gelmiş olmalı!
Maç öncesi merak edilen isimlerin başında Mesut Özil geliyordu. İsmail Kartal’ın ‘Uzun aradan sonra ilk kez takımla çalıştı’ dediği yıldız isim maç kadrosunda yer almamıştı. Buna karşın Fenerbahçe’nin Giresunspor deplasmanında aldığı galibiyetin morali, Altay ile Valencia’nın formda olmaları ve Slavia Prag’ın kadrosundaki ciddi eksikler Fenerbahçe için ciddi sınav öncesi umut veren noktalardı…
İlk yarının sonlarında ‘Yönetim istifa’ sesleri başlamıştı. 45 dakika boyunca özgüveni diplerde bir takım görüntüsündeydi Sarı Lacivertliler. Oyun kuracak üçgen Altay – Kim – Szalai’den oluşunca beklenti de fazla olamadı! Ne Sosa ne Mert Hakan, geriden oyun kurmaya çalışılırken top almaya çaba göstermeyince, S. Prag beklediğinden daha kolay bir rakiple karşılaştı. Fenerbahçe birkaç ara pasla pozisyona girdi ama güvensizlik başrol olunca değerlendiremedi. Aynı şekilde Prag da pozisyonlar buldu ama onlar da değerlendiremedi. Devrenin sonunda öyle bir gol geldi ki… Fenerbahçe adeta ‘Siz atamıyorsunuz, biz size attıralım’ dedi. Profesyonel düzeyde inanılmaz hatalarla uzaklaştırılamayan atak sonrası konuk ekibin golü geldi…
İkinci yarıda biraz silkelenme Fenerbahçe’ye beraberlik getirdi. Önce 53’te Valencia’nın direkten dönen vuruşunda Mert Hakan’ın kötü vuruşu vardı. Ardından 58’de sahanın direnmeye çalışan Fenerbahçelilerinden Ferdi’nin getirip Pelkas’a ‘Al da at’ dediği pasla beraberlik geldi.
Tam Fenerbahçe baştan göstermesi gereken arzuyu sahaya yansıtmaya başlamışken 61’de yine garip hatalar sonrası Prag ekibinin ikinci golü geldi.
Bünyesi zaten dağılmaya hazır Fenerbahçe anında 3. golü de yiyince maç bir anda başlarken bitiverdi…
Kalan bölüm, tıpkı sezonun kalan kısmında olacağı gibi, sahadaki Fenerbahçeliler ve Başkan Ali Koç için zor geçti. Yuhlamalar, protestolar, alaylı sözler eşliğinde maç sürdü gitti…
Tek pes etmeyen tribünün de desteğiyle Ferdi oldu ve attığı golle farkı azalttı, maç da Prag’ın 3-2 galibiyetiyle sona erdi…
Tamam Ali Koç ve yönetimi teknik direktör sorununu yıllardır çözemiyorlar ve transferde çok başarısızlar. Ama çok üst düzey olmasa da Fenerbahçe’nin bu kadrosu bu kadar kötü, vurdumduymaz ve özgüvensiz nasıl oynuyor, bunu da anlamak zor… Belli oyuncular dışında ki onlar da 4-5 isim, sahadaki görüntü gerçekten vahim…
‘Daha ne olabilir’ dedikçe hep yeni şaşkınlıklarla karşılaşıyoruz ama dün geceki oldukça üzücüydü… Protestolar sırasında bir grubun Fenerbahçe başkanına küfürlü tezahüratı duyuldu. Neyse ki kısa sürdü. Bu tablo olmamalı, ne olursa olsun Fenerbahçe kültüründe değil başkan, çatı altındaki bir isme küfür olmaz!
Fenerbahçe Avrupa defterini zora soktu. Ve ligde kalan uzun bir süre var. Dün geceki maça bile ilgi göstermeyen Fenerbahçe taraftarı kalan döneme de ilgi göstermeyecektir. Geleni – gelmeyeni, büyük çoğunluğun da sürekli protestoları olacaktır ki bu camiaya zarar veriyor. Bu nedenle Başkan Ali Koç bir an önce farklı politikayla kolları sıvamalı… Herkesle bir şekilde barış ortamı yakalamalı, daha önemlisi gelecek yılların yapılanması için somut hamlelerinin bir kısmını ortaya koymalı…
Fenerbahçeli artık ‘2-3 hocayla masadayız. En iyisine karar vereceğiz. İyi transferler yapacağız. Sabır istiyoruz’ sözleriyle avunacak noktada değil…
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***