Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan-Koç ailesi savaşı: Muharebelerin galibi Erdoğan, peki savaşı kim kazanacak?

Erdoğan-Koç ailesi savaşı: Muharebelerin galibi Erdoğan, peki savaşı kim kazanacak?



Bold Medya’dan Berk Yıldırım’ın haberine göre Koç Holding’in kazandığı Fenerbahçe – Kalamış Yat Limanı ihalesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz günlerde iptal edilmesi, yakın tarih hafızası tazeliğini koruyanlar için pek de şaşırtıcı olmadı. Erdoğan’ın bu hamlesi, Koç Grubu’na açtığı savaşın ne ilk ne de son perdesi.2013 yılında Koç’a ait RMK Marine’nin kazandığı 1 milyar 150 milyon Euro’luk MİLGEM savaş gemisi ihalesi, ‘ihaleye çağrılmayan şirketlerin şikayeti’ üzerine iptal edildi.  İnternete düşen ses kayıtlarına göre, dönemin Başbakanı Erdoğan, Sedef Gemi İnşaat A.Ş’nin sahibi Metin Kalkavan’la görüşmüş ve Kalkavan’dan Koç’un kazandığı ihaleyle ilgili olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu’na şikayette bulunmasını istemişti. Kalkavan, Erdoğan’dan aldığı talimatı yerine getirmiş, akabinde Başbakanlık Teftiş Kurulu da üzerine düşeni yaparak, ‘kamu zararı oluştuğu’ gerekçesiyle ihaleyi iptal etmişti.

Yenilenen ihalenin kazanını da tabii ki Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmelerinin ses kayıtlarına şahit olduğumuz, Kalkavan’a ait Sedef Gemi İnşaat A.Ş’den başkası değildi. Yine aynı yıl Koç, Ülker ve Malezyalı UEM Group’tan oluşan konsorsiyumun kazandığı 5.7 milyar dolarlık köprü ve otoyol ihalesi de Erdoğan’ın gazabına uğradı.  Erdoğan’ın nefreti öyle büyüktü ki, Koç Holding Yönetim Kurulu Balkanı Mustafa Koç’un vefatı dahi içindeki ateşin küllenmesine yetmedi. Koç, Altay Tankı projesinden de el çektirildi. Peki her şey nasıl başladı?

1 MİLYAR DOLARI VAR

2001’e gidelim. Erdoğan ve arkadaşları, kendi ifadeleriyle milli görüş gömleğini çıkarmış ve yenilikçi hareketi başlatmıştı. Arkasına sağlam bir rüzgâr alan Erdoğan, henüz partileşme aşamasında, dönemin Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç’tan esaslı bir darbe yedi. Koç, verdiği bir mülakatta, ‘Şimdi Tayyip Erdoğan yeni bir misyona soyunuyor. Bu iş para meselesi. Tayyip Erdoğan’da çok para olduğunu radyolardan dinledik, 1 milyar dolar para biriktirmişler, nasıl biriktirdilerse. Dolayısıyla onun malî derdi olacağını zannetmiyorum. Tayyip Bey, kendini yenilediğini söylüyor, ben kendisini çok yenilediğine inanmıyorum. Bunlar bir misyon yürütüyorlar’ ifadelerini kullandı. İşte Erdoğan, bu sözleri hiç unutmadı. İktidara geldiği günden itibaren, Koç Grubu’na diz çöktürmeyi kafasına koyan Erdoğan, aradığı altın fırsatı Gezi olayları sırasında buldu. Koç’un sahibi olduğu Taksim’deki Divan Otel’in, kapılarını olaylarda yaralanan vatandaşlara açmasıyla birlikte hükümet medyasının taarruzu da başladı. Koç önce Gezi’nin finansörü olmakla suçlandı, peşinden AKP’ye alternatif yeni bir oluşumun hayata geçirilmesi için toplantılar tertip ettiği iddia edildi. Fakat Mustafa Koç, ‘Oraya gelen insanları gördünüz mü? Sizin benim gibi insanlar. Ellerinde molotof kokteyli olanlardan bahsetmiyorum. Ama hepsinin aynı kefeye konulmasını kabul etmiyorum. Kusura bakmayın’ sözleriyle, diz çökmeye niyeti olmadığına dair Erdoğan’a açık bir işaret yolladı.

 YOLSUZULUK ANANASLA ÖRTÜLÜR MÜ?

Erdoğan’la Koç’un bir sonraki karşılaşması, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları sürecinde gerçekleşti. Sızdırılan ses kayıtlarına göre, Fethullah Gülen’le telefonda görüşen bir kişi, Uganda’dan gelen ananası Mustafa Koç’a hediye ettiklerini söylüyordu. Bu konuşmayı diline dolayan Erdoğan, meydanlarda yaptığı konuşmalarda ananasın şifre olduğunu iddia etti. Koç ise Erdoğan’a şöyle cevap verdi: ‘Bana Türkiye’nin dört bir yanından, bayilerimizden yörelerine özgü pek çok şey geliyor. Yoğurdundan, baklavasından halısına ne isterseniz. Yok o ananas değilmiş de elmasmış, yok o bir şifreymiş. Bana ananas yollandı. Ben de aradım teşekkür ettim. Bu kadar basit. Bildiğiniz ananas yani, bu arada gayet de lezzetliydi’. Koç, Erdoğan’a adeta bir kez daha meydan okuyordu.

TÜRKİYE BUNU KALDIRAMAZ

Diğer büyük kapışma 2015’te yaşandı. O yıl yapılan genel seçimlerde AKP yüzde 40,8 oy alarak tek başına hükümeti kuracak çoğunluğu sağlayamadı. Ardından Erdoğan erken seçim kararı aldı ve hemen peşinden Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile terör örgütü PKK arasında çatışmalar çıktı.  Koç, gelişmeler üzerine ikinci bir seçimi eleştirmiş ve ‘Düşünebiliyor mu­su­nuz, iki ay son­ra Tür­ki­ye ye­ni­den bir se­çim at­mos­fe­ri­ne gi­re­cek. Tür­ki­ye bu­nu kal­dı­ra­maz. Kal­dır­ma­ma­sı da la­zım” diyerek bir kez daha Erdoğan’ın karşısında saf tutmuştu..

VEFATI DA YETMEDİ

2016’ın Ocak ayında Erdoğan, Mustafa Koç’u Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti. Koç, hemen ertesi gün 21 Ocak’ta spor yaparken geçirdiği kalp krizi sonrasında hayata veda etti. Kulislere yansıyan bilgilere göre, ikili o görüşmede Altay tankını da ele aldı. Tankın prototipini üreten Koç Grubu’na ait Otokar firması, seri üretimin de kendilerine verilmesini bekliyordu. Savunma sanayii çevrelerinin ortak kanaati de bu yöndeydi.  Başta da belirttiğimiz gibi, Mustafa Koç’un vefatı da Erdoğan’ın içindeki nefretin küllenmesine yetmedi. Tank ihalesi 2018’de, Erdoğan’a ilan-ı aşk etmesiyle tanınan, eski Aydınlıkçı, Doğu Perinçek’in kadim dostu Ethem Sancak’ın sahip olduğu BMC firmasına verildi. Tahmin edeceğiniz ürere ortada halâ tank falan yok. Son tahlilde Erdoğan, hem şahsi kini hem de kendi kontrolünde bir iş dünyası oluşturma arzusu nedeniyle, her fırsatta Koç’a vurmaya devam ediyor. Muharebeleri Erdoğan kazanmış olsa da savaş devam ediyor. Bakalım kim galip gelecek?


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version