Tufan’ın tespitlerine göre paralar önce beşli çeteye, yani millete küfreden Mehmet Cengiz ve arkadaşlarına, oradan da ‘Cash to Yukarı’ sistemiyle Erdoğan’ın kasasına akıyor.
ERDOĞAN’I SOYKIRIM DEĞİL, ELEKRTİK ÇARPTI
Gazeteci Erkam Tufan, Türkiye’de halkın ocağını söndüren elektrik faturaları ile ilgili çarpıcı bir dosya hazırladı. Vurguncu işadamlarını ve ne kadar vurgun yaptıklarını tek tek anlattı. Tufan, şu tespitlerle başladı programına: “İlginçtir, Erdoğan rejimini ne hukuksuzluk ne de yaşanan soykırım, cadı avı, işkenceler, kadın çocuk demeden hapislere atılmalar, hiçbiri çarpmadı. Ama elektriğe yapılan zamlar çarptı. Ülkenin dört bir yanında halk sokaklara döküldü. Elektriğe yapılan yüzde 127’lik zam protesto edildi. Dükkanlar ve mağazalar camlarına astronomik elektrik faturalarını astı. İflaslar peş peşe geldi. Herkes halkı sefalete götüren bu zamların neden yapıldığını merak etti. Cevabı çok basitti aslında. Zamlar Erdoğan’ın kendi ifadesiyle kucağına oturttuğu Mehmet Cengizleri, beşli çeteyi ve ortaklarını, özellikle de çete reisini ihya etmek için yapıldı.”
“CASH TO YUKARI SİSTEMİYLE ERDOĞAN’A AKIYOR”
Tufan’ın aktardığı bilgilere göre, elektrik vurgunu yapanların başını 25 Aralık soruşturmasının merkezinde yer alan Mehmet Cengiz, Nihat Özdemir ve Naci Koloğlu gibi isimler çekiyor. Dağıtım şirketlerinin devletten 32 kuruşa aldıkları elektriği vatandaşa ortalama 1,5 liradan satıp müthiş bir vurgun vurduklarını söyledi Tufan. “Ama asıl vurguncu, bu beşli çete olarak tanımlanan çetenin reisi” diye de ekledi. Sözlerini şöyle sürdürdü Tufan: “Çünkü beşli çete ve benzerleri sadece birer paravan. Kirli düzenin görünen yüzü. Halkın cebinden gasp edilen elektrik paraları Reza Zarrab’ın itirafıyla ‘Cash to yukarı’ sistemiyle bizzat Sarayın kasasına akıyor.”
“SITKI AYAN FORMÜLÜ İŞLİYOR”
Tufan, Türkiye genelinde 47 milyon 200 bin elektrik abonesi olduğunu ve bu abonelere 12 dağıtım şirketinin elektrik sattığını belirtti. Muazzam bir pazarın olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Bu şirketlerin sahipleri de Saraya yakın işadamları. Ödediğiniz faturalar yandaşlar ile Saray arasında paylaşılıyor. Peki, nasıl bir formülle bu paralar Saraya geliyor dersiniz? Bu formüle Sıtkı Ayan formülü deniyor.” Tufan, Erdoğan ile oğlu Bilal arasındaki Sıtkı Ayan’ın rüşvetine dair konuşmasına da programın bu kısmında yer verdi.
“HARACINI ÖDEMEYEN OLURSA KUCAĞA OTURTULUYOR”
Deneyimli gazeteci Tufan, sistemin Erdoğan’ın ifadesiyle, işadamlarını kucağa oturtmakla sistem işlediğini şöyle anlattı: “Önce yandaşlara ihale veriliyor. Ardından da kazandıkları paraların önemli bir kısmı haraç olarak alınıyor. Zarrab’ın ifadesiyle Cash to yukarı. Yani haraç nakit olarak yukarıya gidiyor. Böylelikle Saray ve rejimi fonlanmış oluyor. Peki ihale alıp da mızıkçılık yapan, haracını ödemeyen olursa ne oluyor? Biraz önce bizzat Erdoğan’ın ağzından dinlediğiniz gibi, kucağa oturtma süreci başlıyor. Buna da bu alemde “Sıkıysa vermesin” deniyor.”
“YÜZDE 330 İLA 546 ARASINDA KAR EDİYORLAR”
Dağıtım şirketleri elektriği devletten alıyor, yani Elektrik Üretim A.Ş.’den (EÜAŞ). Az bir kısmını da kendileri üretiyor. Dağıtım şirketleri elektriğin 1 kw saatini 32 kuruştan alıyor. Vatandaşa ise 1 lira 32 kuruş ila 2 lira 6 kuruş arasında değişen bir rakamla satıyorlar. Ticarethanelere 2 lira 74 kuruştan ve sanayicilere de 1 lira 75 kuruştan veriyorlar. Bu şekilde devletten aldıkları elektriği hane halkına, esnafa ve sanayiciye yüzde 330 ve yüzde 546 aralığındaki kar oranlarıyla satıyorlar. Yani siz ev abonesiyseniz 330 liralık faturanızın 230 lirası yandaşlarına ve ortaklarına gidiyor. Onlar da bu paranın kendilerince belirlenmiş yüzdelerini haraç olarak Saraya gönderiyorlar.
“DEVLETE MİLYARLARCA LİRA BORÇLARI VAR”
Tufan, “Aslında bu yandaşlar Sarayın taşeronu olarak çalışıyorlar” dedi ve Isparta’da elektriklerin kesik olduğu 1 hafta boyunca yaşananlara işaret etti. “Isparta olayında da gördüğümüz gibi, bu yandaş şirketler yeterli altyapı ve üstyapı yatırımlarını da yapmıyorlar” diyerek, şöyle konuştu: “Bu da yetmezmiş gibi, devlet şirketi EÜAŞ’a olan milyarlarca liralık borçlarını da ödemiyorlar. Vatandaş 1 lira ödemese elektriği derhal kesilirken, bu yandaşlar hiçbir şey olmuyor. Sarayın kucağındaki enerji dağıtım şirketlerinin sahipleri, bu vurgun sayesinde aylık 42 milyar lira kar elde ediyorlar. Yıllık 500 milyar lira civarında kar demek bu. Tatlı para. Ama tarlada 1 liralık domates markette 3 liraya satılıyor diye marketleri terörist ilan eden Erdoğan, Mehmet Cengiz’in elektrik üzerinden yüzde 500 kar etmesine çanak tutuyor, hatta destek oluyor. Mehmet Cengizleri çok sevdiği için mi? Elbette hayır. Çünkü elektrik dağıtımından aylık 42 milyar lira kar eden bu 12 patron paraları Cash to yukarı sistemiyle Sarayın kasasına aktarıyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***