Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Avrupa’da savaş riski artarken Almanya yeniden ‘Steinmeier’ dedi

Avrupa'da savaş riski artarken Almanya yeniden 'Steinmeier' dedi


Almanya 13 Şubat Pazartesi günü cumhurbaşkanını seçti. Neredeyse yalnızca her beş yılda bir yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinde üst düzey politikacılar yüksek düzeyde ve yoğun bir katılım sergiliyorlar. Federal ve eyalet politikacılarından hemen herkes orada bulundu. Özgür Seçmenlerin adayı Dr. Stefanie Gebauer’di. Irkçı parti Almanya için Alternatif (AfD) partinin adayı ise Hristiyan Demokrat Birliği’nden (CDU) Dr. Max Otte oldu. Sol Parti (Die LINKE) adayı Dr. Gerhard Trabert ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Birlik partileri, Yeşiller ve FDP’nin ortak adayı Dr. Frank-Walter Steinmeier’di. Steinmeier, bin 45 delegenin oyunu alarak ikinci kez Almanya’nın cumhurbaşkanı seçildi.

Seçim gününün yıldızı ise eski Şansölye Angela Merkel oldu. Federal meclis başkanı Bärbel Bas Merkel’i selamlamasının ardından Merkel, uzun uzun alkışlandı. Cumhurbaşkanlığı seçimi devam ederken, Merkel ile selfie çektirmek isteyenler sırası vardı. Hatta Yeşiller partisinden Tarım Bakanı Cem Özdemir, diğer delegelere Merkel ile fotoğraf çektirmeleri için yardımcı oldu ve durumu sosyal medyadan anlık paylaştı.

Eski SPD’li Dışişleri Bakanı Steinmeier’in seçilmesine zaten kesin gözüyle bakılıyordu. Hatta Birlik partileri (CDU/CSU) Steinmeier hakkında “yüksek iç siyasi tanınırlığını” ve “özel dış politika yetkinliğini” kabul eden bir destek açıklaması yayınlamıştı.

DR. TÜRECİ; OYUNCU KEKİLLİ VE HANAU SALDIRISINDA OĞLUNU KAYBEDEN UNVAR DA DELEGEYDİ

Almanya’da cumhurbaşkanını Federal Meclis’te yer alan milletvekilleri ile yine onların sayısı kadar 16 eyalet parlamentosuna önerilen ve belirlenen delegelerden oluşan bir kurul seçiyor. Eyaletlerin belirlediği ve cumhurbaşkanını seçmek üzere Berlin’e gönderilen delegeler arasında aktif veya emekli siyasetçilerin yanı sıra sanatçılar, bilim insanları, yazarlar, müzisyenler, sporcular veya işçiler de olabiliyor. Eski seçim bölgesi tarafından cumhurbaşkanını seçmek üzere delege olarak belirlenen eski Şansölye Angela Merkel de seçiciler kurulundaydı.

Onun dışında yazar Saša Stanišić, oyuncu Fritzi Haberlandt, astronot Alexander Gerst, piyanist Igor Levit, tanınmış virologlar Sandra Ciesek ünlü dragqueen Gloria Viagra, Christian Drosten da kurulda yer alan isimlerdi. Cumhurbaşkanı seçenler arasında seçimlerde Federal Meclis’e farklı partilerden giren 18 Türkiye kökenli vekille beraber, eyalet parlamentolarında yer alan bazı Türkiye kökenli vekiller de oy kullandı.

Onlara ilaveten 8’i Türkiye kökenli 10 kişiyi katleden aşırı sağcı terör örgütü NSU’nun ilk kurbanı çiçekçi Enver Şimşek’in kızı Semiya Şimşek ve 2020 yılında Hanau’da bir ırkçının düzenlediği ve dokuz göçmen kökenliyi katlettiği saldırıda oğlu Ferhat Unvar’ı kaybeden Serpil Temiz Unvar da vardı. NSU mağdurlarının avukatlarından Mehmet Daimagüler ile kendisi de aşırı sağcı tehditlere maruz kalan Frankfurtlu avukat Seda Başay-Yıldız da delegeler arasındaydı.
Korona aşısını geliştiren BioNTech’in kurucusu Dr. Özlem Türeci, ödüllü oyuncu Sibel Kekilli, rap sanatçısı, yazar Reyhan Şahin (Lady Bitch Ray) ve Nürnberg Kliniği’nde yoğun bakımda çalışan bakıcı Ayşe Yeter de cumhurbaşkanı seçimlerinde oy kullandı.

* Cumhurbaşkanı seçimlerinde oy kullanan isimler arasında dragqueen Gloria Viagra ve rap sanatçısı, yazar Reyhan Şahin de vardı.

STEINMEIER: DEMOKRASİYE GÜVENMEK KENDİMİZE GÜVENMEKTİR

Cumhurbaşkanı Steinmeier, oldukça net ve enerjik bir konuşma yaptı. Konuşmasında, Rus provokasyonlarına “açıklıkla, caydırıcılıkla, kararlılıkla” tepki gösterilmesi gerektiğini söyledi. Açık bir biçimde Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik politikasını kınayarak doğrudan Putin’i eleştirdi. Dışişleri bakanlığı sırasında Moskova’nın argümanlarına anlayış gösteren Steinmeier, bu kez Rusya’ya karşı sert sözler sarf etti ve Almanya’nın NATO ittifakına olan taahhütlerini kesin olarak kabul ettiğini vurguladı: “NATO ve Avrupa Birliği olmadan, birlik ve özgürlük içinde bir Almanya mümkün olmazdı. Açık saldırgan Rusya’dır. Ukrayna’nın sınırlarına asker konuşlandırılması yanlış anlaşılmamalıdır” dedi.

“Demokrasiye güvenmek, kendimize güvenmek demektir” diyen Steimeier, Sol Parti tarafından aday gösterilen rakibi Gerhard Trabert’i yoksullukla mücadele konusundaki kararlılığından dolayı övdü ve ona evsizlik sorunu konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek için birlikte çalışmayı teklif etti.

Almanya basınında bazı köşe yazarları Steinmeier’in sözlerini tam önünde oturan Şansölye Scholz’un neredeyse bir eleştiri olarak görebileceğini yazdı. Daha önce cumhurbaşkanı olarak kendinse belli bir sınır koyarak konulara yaklaşan Steinmeier, ilk defa şansölye Scholz’dan daha çok şansölye gibi konuşması dikkat çekiciydi.

FEDERAL ALMANYA TARİHİNDE İKİ CUMHURBAŞKANI İSTİFA ETTİ

Almanya yasalarına göre cumhurbaşkanının aktif bir politikacı gibi olması gündeme yön vermesi gerekmiyor. Alman siyasetinde bundan sorumlu olan devlet başkanı değil başbakan. Anayasal yapıda, cumhurbaşkanı tarafsızlığı ve istikrarı temsil eder. Bu o kadar kolay bir görev olmadığından Federal Almanya Cumhuriyet tarihinde iki cumhurbaşkanı istifa etti. 2009 Mayısında Horst Köhler Afganistan’da Alman ordusunun görevlendirilmesi konusu hakkında verdiği bir röportajda “Çıkarlarımızı korumak için askeri eylem gerekli (…), örneğin serbest ticaret yollarını” demiş bu sözler o zamanlar Berlin’de bir öfke fırtınasını tetiklemişti. Köhler’in Alman ordusunun operasyonlarını ekonomik çıkarlarla ilişkilendirmesi sert eleştirilere neden olmuş en sonunda Köhler, istifa etmek zorunda kalmıştı.

İstifa eden bir diğer cumhurbaşkanı da Christian Wullf olmuştu. Wullf, Aşağı Saksonya Eyaleti başbakanlığı görevini sürdürürken, bir iş adamının eşinden aldığı düşük faizli özel kredi ve iş adamlarının villalarında yaptığı tatillerin ortaya çıkmasının ardından Almanya şiddetli eleştirileri üzerine çekmişti. Wulff’un aldığı kredi konusunda Aşağı Saksonya eyalet parlamentosunu doğru şekilde bilgilendirmemiş olması, Wulff’a yönelik skandalı ateşleyen fitil oldu.

Cumhurbaşkanı Wulff’un konuyla ilgili haber yayımlamak isteyen Bild gazetesinin genel yayın yönetmenine baskı yaptığının ortaya çıkması ile Wulff’a karşı istifa çağrıları doruğa çıkmıştı. Cumhurbaşkanı Wulff, ardından bir televizyon programında hakkındaki iddialara yanıt vermeye çalışmış, hataları nedeniyle özür dilemiş ama eyalet başbakanlığı görevi süresince makamını kötüye kullanmadığının garantisini vermişti.

Wulff’un yanıtları kamuoyunu tam olarak tatmin etmese de istifa çağrılarını dindirmişti. Ancak Wullf, toplumun çoğunluğunun güvenine sahip bir cumhurbaşkanına ihtiyacı olduğunu belirterek, yaşanan olaylardan dolayı bu görevi yerine getirmesinin artık mümkün olmadığını, güvenin ve nüfuzunun zedelendiğini ifade ederek 17 Şubat 2012’de istifa etti.

AVRUPA’DA YÜKSELEN SAVAŞ RİSKİ DÖNEMİNDE YENİDEN CUMHURBAŞKANI

Steinmeier’in ikinci dönemi oldukça zor bir süreçte başlıyor. Avrupa’da savaş riski yeniden bir gerçekliğe dönüştü. Koronadan sonra toplumda derin bölünmeler yaşandı. Yeniden toplumsal birlikteliği sağlamak gerekiyor. İletişim ve iş dünyası hızla dijitalleşiyor ve Almanya bunu yakalamak için tüm gücüyle çabalıyor. Ayrıca iklim değişikliği nedeniyle Almanya yeni bir yapılanma içine giriyor. Steinmeier’in en önemli görevi tüm Almanya’yı bu yeni geleceğe hazırlamak olacak. Bu değişimi farklı komplo teorileriyle kullanmak isteyen aşırı sağ ve ırkçı görüşlere karşı da tetikte olunması gerekiyor.
Steinmeier’in vatandaşların ihtiyaç ve korkularına kulaklarını açmak, onları cesaretlendirmek, farklılıklar arasında köprüler kurmak, duyulmayanların ve sessizlerin sesi olmak en önemlisi de herhangi bir parti tarafından temsil edilmediğini düşünenlerin temsiliyetini üzerine almak gibi sorumlulukları var.

 

 

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version