Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ama siz de…

Ama siz de…


YORUM | M. NEDİM HAZAR

Açık söyleyeyim, hiç hazzetmiyorum insanların eski yaralarını açıp göstermelerinden. Ama onları buna zorlayan hayasız bir sistem var, bunu da kabul ediyorum.

Daha alçak ve kalleş bir taraf daha var bu ülkenin entelijansiyasında; kendi sefil durumlarını gizlemek için, resmin bir yarısına yoğunlaşıp, “Öyle diyorsun ama bak sen de şöyleymişsin” diyebiliyorlar hiç utanmadan.

Yara bahsine tekrar döneceğim… Lakin güncel ve daha büyük iltihaplı bir yaraya vuralım neşter…

Bu günlerde şu kelimeyi duyduğum an ifrit oluyorum: Ama siz de…

12 Eylül gibi süreçlerde bir tür ahlaksızlık sergiledikleri için, bu dönemlerden bahis açıldığında kendi kepazeliklerini halı altına süpürebilmek adına her türlü şaklabanlığı yapan bir model var bu ülkede. Misal 28 Şubat’ta her türlü melaneti alkışlamış, bırakınız desteklemeyi manşetiyle, görüşüyle, kulisiyle bizzat ortak olmuş, bir dolu vebalin altına girmiş sefil zihniyet, bugün kendi rezilliği yüzüne çarpıldığında hayasız bir pişkinlikle, “İyi de siz de böyle yapmamış mıydınız?” diyebiliyor…

12 Eylül için de öyle. Darbe zihniyetine her türlü teşne olmuş ve hatta bireysel kariyerini bu tür olağanüstü süreçlere borçlu bir model olan bu zihniyet, bugün inanılmaz bir pişkinlikle kalkıp, “Eh elinizi Kur’an’a basın, siz de desteklemediniz mi?” diye sorabiliyor…

Yüzü kızarmıyor, gözlerini bizlerden kaçırmıyor üstelik…

Diyelim ki, 12 Eylül desteklenmiş. Sağ ya da sol hiç fark etmez… Diyelim ki darbeye bile bile ‘Evet’ demiş birileri. Fakat bugün öyle demiyor. “Her türlü darbe, cunta kötülüktür, rezilliktir” diyorlar kardeşim. Şimdi kalkıp, “Madem böyle, niye eskiden öyleydin?” diyemezsin. Artık bizzat cunta sahiplerinin bile savunamadığı, utancından bir yere gizlenme ihtiyacı duyduğu melaneti savunma adına bu kadar rezilleşemezsiniz…

Benzer bir durum 17/25 yolsuzluk süreci ve sonrasında 15 Temmuz… Bu dönemlerde iktidarın dümen suyuna giden, Erdoğan arzu ettiği tabloyu oluşturanların, utanmadan sıkılmadan, dayak yiyenlere “Ama siz de” diyerek bugünkü tablonun ortak sorumlusu tutmak istemeleri ahlaksızlığın dik alasıdır.

Kaldı ki…

Doğru da değil söyledikleriniz ve inandıklarınız. Evet, bu ülkenin büyük bir bölümü 12 Eylül sabahı akan kanın durmasını onayladı. Bu ülkeyi ve çocuklarını seven herkes 12 Eylül 1980 gününü kardeşin kardeşi katletmesinin önlendiği gün olarak belledi. Ama bu demek değildir ki, o günden sonra askerî cuntanın her yaptığını onayladı, her türlü insan hakkı ihlalini ve akılsızlığı kabullendi.

12 Eylül’de akan kanın durmasına sevinmek, 28 Şubat’ı desteklemekle nasıl aynı tutulabilir? Kardeşin kardeşi öldürmemesine sevinmek ile askerî darbe sürecinde semirmek, adam yerine konmak ve cuntaya göbekten bağlı bir yaşam sürmek arasında ne gibi bir ilgi olabilir?

Bir de hayasız bir çarpıtma çok yapılır oldu bugünlerde. Akan kanın durmasına sevinmeyi, darbeyi sevmeye bağlamaya çabalıyorlar ki, dikiş tutmaz iki uçtur bunlar. 12 Eylül müdahalesini yapanlara “11 Eylül’de kanı niye durdurmadınız?” diye soranlara, cuntacıların insan haklarını geviş getirir gibi çiğnemesine karşı duranlara, “Kur’an’a el basın desteklediniz mi?” diye sormak son model bir hayasızlıktır!

Her devrin yarasızlarının yalanlarından biridir bu. Başkalarının yaralarına tırnak atıp kanatarak gerçeklikten uzaklaşmayı denerler hep.

Bugün ülkenin girdiği cinnet geçidinde kılını kıpırdatmayanların sorumluluğu başkalarına atarak ellerini çırpmalarına seyirci kalmamızı, hatta mahcup olmamızı istiyorlar.

Aslında birbirlerine yaralarını gösterip, bak en çok buradan kanadım yarışması yapmak eski tüfek ideologların pek bir hoşuna gider. Yaralar ki, bilirsiniz en çok iyileşmeye yüz tutmuşken kaşınır kabukları. Ne ki dokunduğunuz an kanarlar. Çok insan bilirim, yarasını kanatmayı sever, bir tür iflah olmaz iyileşme karşıtıdır. Kabuk bitse bile izi kalsın ister, ister ki her fırsatta onu işporta tezgâhında sergilesin.

Oysa esas erdem yarayı kapatarak adam gibi durmak ve konuşmaktır. Söyleyince hak söylemek, başkasının yarasını kanatmadan doğru ve erdemli olanı talep etmektir. Şu cemaat düşmanlığı ortak paydasında buluşan şebeke içinde bir tane böyle adam görsem dişimi kıracağım!

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version