Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Gerçeğin ne olduğunu anlamak isteyen, aydınlık yüzlerden ayırmasın bakışlarını

Gerçeğin ne olduğunu anlamak isteyen, aydınlık yüzlerden ayırmasın bakışlarını


YORUM | EMİNE EROĞLU

Daha kıssanın başında, ağabeylerin hallerinden bellidir, Hazreti Yusuf’u kurdun yemediği. Yırtılmamış gömleğe sürülen “yalan bir kan;” kardeşlerinin jest ve mimiklerindeki yalanın uzantısı, aynı zamanda da açıklayıcısıdır.

Elinden bir şey gelmese de durumun farkında olduğunu gizlemez Hazreti Yakup:

“Hayır!” der, “Nefisleriniz sizi aldatmış, bu işe sevk etmiş. Artık bana düşen, ümitvar olarak güzelce sabretmektir. Ne diyeyim, sizin bu anlattıklarınız karşısında, Allah’tan başka yardım edebilecek hiç kimse olamaz!” (Yusuf, 18).

Bir Hazreti Yusuf’un bir de Züleyha’nın simasına bakan, masumu ve iftiracıyı birbirinden ayırt edebilir.

Züleyha’nın, kaçan Hazreti Yusuf’u kovalıyor olmasına rağmen, kapıda kocasıyla karşılaşınca aceleyle kurduğu,

“Senin ailene kötü maksatla yaklaşanın cezası, zindana atılmaktan veya gayet acı bir azaptan başka ne olabilir?” cümlenin satır aralarını okuyan, suçunu iftirayla örtme çabasını görebilir.

Mısırlı kadınların, “Hâşâ! Allah için bu, bir insan olamaz! Bu sadece yüce bir melek! Başka bir şey olamaz!” (Yusuf, 37). dediğini duyan; meyve yerine kendi parmaklarını doğradıklarını gören, Hazreti Yusuf’un tasavvurlar ötesi güzelliğine hükmedebilir.

Kim rüyasını Hazreti Yusuf’a tabir ettirse yanılmadan ve yanıltmadan o rüyanın rehberliğinde yol alabilir.

Kim Yusuf’unu Kenan ilinde kaybetse Hazreti Yakub’un gözyaşlarının izinde yitiğini bulabilir.

“Onların alameti, yüzlerindeki secde izi, secde aydınlığıdır.” (Fetih 29) diyen âyetteki “iz”i İbni Abbas, “İslam çehresi, karakteri, tavrı, vakar ve tevazuudur.” diye tefsir ederken Taberi ilave eder: “Bunlar İslam’ın mümine bahşettiği huşu, takva, nuraniyet, mütebessim bir sima gibi alametlerdir.”

O halde, gerçeğin ne olduğunu anlamak isteyen, aydınlık yüzlerden ayırmasın bakışlarını.

Hüzün ve gözyaşının izini sürsün. Allah’la irtibatın derinliğine dalsın.

Sonra dönüp suratları samimiyetsizlikle damgalanmışlara baksın. Gülmesi sırıtma, ağlaması riya, sözü yalan ve iftira olanların kararmış yüzlerine.

Ve görsün, alametleri, işaretleri, nişanları… Zahirin batına, gölgenin asla nasıl bürhan olduğunu anlasın.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version