HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Tarihle ilgili söylenen “zulüm payidar olmaz” sözünün gerçekle hiçbir alakasının olmadığını bilmenizi isterim. Bu sadece mazlumların önüne “teselli bulup oyalansınlar” diye, yine zalimler tarafından ortaya atılan bir keçiboynuzundan ibaret. Ortalama insanın karnını doyurduğunuz sürece kurduğunuz sistemi sürdürebilirsiniz.
Beştepe’de oturan zat, ekonomiyi çevirmede zorlanmaya başlayınca, yeni bir sistem denemeye karar verdi. Faizin indirilmesi gerektiğini söyledi. Teorisi “faizin sebep, enflasyonun sonuç” olduğu yolundaki teziyidi.
Göbekten Beştepe’ye bağlı olmayan ekonomistler, hep bir ağızdan hemen hemen aynı şeyi dillendirdiler:
“Döviz açığı varsa, ülke riski yüksekse paranın maliyeti artar. Bunlar fiyatları, fiyatlar da faizi yukarı çeker. Siz sebepleri ortadan kaldırmadan faizi indirirseniz bu enflasyonun patlamasına yol açar.”
Neticede, 2021 yılının son iki ayında yaşananları hep birlikte gördük. Ülke ekonomisinde yaşanan krizin etkisini derinden yeni yeni yaşamaya başladık. Bu yılın en az yarısını, geçen yılın son iki ayı gibi yaşayacağımıza emin olun.
Mahalle bakkalının fiyatların yüksekliğinden yakınan müşterilerine, camına astığı yazı aslında bugünleri iyi anlatıyor.
Cama asılan bu yazıyı güncellersek şöyle demek yanlış olmaz: “Bugün ekonomik açıdan, geçen yıla göre daha sıkıntılı olabiliriz ama 2022 yılının en iyi günündeyiz.”
Bunları dillendirmek bile acı veriyor insana. Ama iyimser bir tablonun orta yerde bulunmadığını da ifade etmemiz gerekiyor.
ALDIKLARINDAN DAHA KÖTÜ BİR TABLO BIRAKMADAN GİTMEZLER
AK Parti, yeni kurulup muhalefet partisi olarak seçim çalışmalarını yürüttüğü sırada, koalisyon ortakları AnaSol-M’yi (DSP, MHP, ANAP koalisyonu) “3Y” ile suçlardı. 3Y’nin açılımını da “Yasaklar, Yolsuzluklar ve Yoksulluk” diye yapardı.
AK Parti, iktidarının ilk yıllarında dünyadaki bol para ve Kemal Derviş’in uygulamaya koyduğu programı titizlikle yürütmesi sayesinde Türkiye’yi refaha doğru giden bir ülke gibi yaşatmaya başladı.
İktidar olmanın yanı sıra muktedir ve hele de tek güç olduktan sonra yasaklarda Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemini yaşattılar. Yolsuzlukta ise ülkeyi dünya liginde açık ara liderliğe oynar hale getirdiler.
Ellerinde iktidarlarını sürdürmek için geçmiş yıllardan oluşturulan nispi bir ekonomik rahatlık vardı. “Faiz sebep, enflasyon sonuç” ısrarıyla şimdi o yoksulluk perdesi de tamamlanmaya başladı.
İlk somut göstergesini enflasyon rakamları ortaya koydu. TÜİK’in makyajlanmış ve AK Partililerin bile inanmadığı enflasyon rakamları şöyle:
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Aralık ayı: 13,58 / yıllık: 36,08
Üretici Fiyat Endeksi’nde (ÜFE) tablo daha vahim: Aralık ayı: 19,08 / yıllık: 79,89
Bu arada bir not eklemeliyim. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), fiyat endeksi açıklamaya başlayalı bir yıl kadar oldu. Yaşananları da sağlıklı yansıtıyor. ENAG’a göre Aralık enflasyonu yüzde 19,35, yıllıksa 82,81.
ENAG’ı bir kenara bıraksak ve TÜİK’in makyajlanmış enflasyonunu bile esas alsak, bu rakam AK Parti’nin iktidarı teslim aldığı 2002 yılı sonundakinden daha yüksek. Üstelik bu rakamlara yeni yılla birlikte fahiş elektrik, akaryakıt ve doğalgaza yapılan zamlar dahil değil.
AK Parti’nin iktidara geldiğinde enflasyon tüketici rakamlarında yüzde 29,7, üreticideyse yüzde 30,8 idi. Tek Adam rejiminin ülkeyi 19 yılın sonunda getirdiği noktada enflasyon yüzde 36,08. Aldıklarından 6 puan daha kötü bir noktaya taşıdılar.
Önümüzdeki aylarda ENAG’ın açıklayacağı enflasyon rakamlarından söz etmiyorum, TÜİK rakamlarının bile yüzde 40’ları aşmış olarak ilan edildiğini göreceğiz. Öyle bu bir ay çıkıp sonra inecek türden de değil. En az üç-dört ay bu seviyelerde seyredecek. Bu döviz kurlarında geçtiğimiz iki aydaki gibi hızlı tırmanış olmaması halinde geçerli bir öngörü.
Daha kötüye gitmesi ihtimali var. Bu da Erdoğan’ın müdahalesine ve temel girdilere yapılan zamların ve üretici fiyatlarının TÜFE ile arayı hızlı kapatmak isteyip istememelerine bağlı.
Hiper enflasyona giden yolun taşlarını bizzat Erdoğan döşedi. “Faiz inecek” inadı doları patlattı. Fahiş dolarlarla yapılan ithalat hemen her malın fiyatını tetikledi. Daha da vahimi, Saray ve çevresi bundan da vurgun yaptı. Halk daha yoksullaştı.
SARILDIKLARI TEK DAL KALDI İHRACAT RAKAMLARI
Ekonomide sarıldıkları tek dal kaldı ellerinde. Enflasyonun toplumu silindir gibi ezdiği şu günlerde, enflasyonu gündemden düşürmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önüne ihracat rakamlarını koydular.
Aralık ayında ihracat rakamları aylık bazda 22,3 milyar dolar, yıllık olarak 225,4 milyar dolarla rekor kırdı. Bu 2023 için ilan edilen yıllık 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin yarısı bile değil. Bunu bir tarafa bırakırsak geçtiğimiz yıllara göre önemli bir artış.
Ancak ihracattan daha hızlı artan bir ithalatımız var. Aynı dönemde ithalat rakamı 28,9 milyar dolar oldu. Aylık dış ticaret açığı ise 6,6 milyar dolar.
Ancak, ihracatın önünü kesmek için adımlar peş peşe atılıyor. Fiyatlardaki istikrarsızlık, ihracatın önündeki en büyük engel. Bundan daha riskli olan adım ise kambiyo rejiminde 1980’lı yıllara dönüşle geldi.
İhracatçı, bundan sonra yaptığı ihracattan elde ettiği dövizin yüzde 25’ini Merkez Bankası’na satmak zorunda.
Bu tablo ihracattaki artışın sürdürülebilirliği konusunda ciddi kuşkular uyandırıyor.
ERDOĞAN’IN ENFLASYON KARŞILAŞTIRMASI
Erdoğan, Türkiye’deki yüksek enflasyonu topluma kabullendirmek için gelişmiş ülkelerin de enflasyon belasıyla uğraştığını anlatmaya çalışıyor. ABD, Almanya, İspanya, İngiltere ve İtalya’yı örnekleyerek ifade ediyor.
Tek Adam, hâlâ Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma iddiasını dillendirmeye devam ediyor. Bırakın ilk 10’a girmeyi, 2022 yılı G-20’den düşeceğimizi tescillemiş olacak. Yalnız 10. büyük ekonomi olan Kanada’nın, Türkiye ekonomisinin tam 3 katı büyüklüğünde olduğunu bilmemizde fayda var.
Erdoğan, Türkiye’nin dünyada ekonomi büyüklüğünde ilk 10’a girmesini sağlayamadı ama enflasyonda dünya liginde ülkemizi iddialı bir noktaya taşıdı. Artık tartışmasız ilk 10 içindeyiz. Liste uzun, ben ilk 20’yi vereceğim:
Ülkelerin enflasyon oranları şöyle:
ÜLKE YILLIK ENFLASYON
SON ÖNCEKİ
Venezuela 1198 1575
Sudan 340 351
Lübnan 201 174
Suriye 139 134
Surinam 69.5 59.8
Zimbabve 60.74 58.4
Arjantin 51.2 52.1
Türkiye 36.08 21.31
İran 35.2 35.7
Etiyopya 33 34.2
Angola 26.98 26.87
Zambia 16.4 19.3
Nijerya 15.4 15.99
Sierra Leone 14.55 11.63
Gine 12.61 12.7
Gürcistan 12.5 12.8
Moldova 12.44 8.8
Kırgızistan 12.3 12.5
Pakistan 12.3 11.5
Gana 2.2 11
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***