YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Selahattin Demirtaş’ın “Türkiyelilik” söylemi HDP içerisinde kan kaybetmeye devam ediyor. Son olarak Ayhan Bilgen de HDP’den ayrıldı. HDP her geçen gün eski kodlarına biraz daha dönüyor.
Demirtaş eş genel başkan iken, sadece Kürt meselesi değil ülkedeki bütün meselelerle ilgilenen, bütün sorunlarla birlikte Kürtlerin yaşadıkları problemleri de çözüme kavuşturmayı amaç edinen politikaları, seçmenden büyük destek görmüş, ülkedeki her kesimden oy almayı başarmıştı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde beklenmedik bir şekilde yüzde 10 barajının çok üstünde bir sonuç elde etmişti.
Yıllarca Kürtlerin CHP’si rolüne soyunan bölgesel ve etnik kimlik haricinde herhangi bir konuyla ilgilenmeyen, solcu, dini söylemlere kapalı bir parti görünümündeydi HDP. Demirtaş dönemiyle birlikte dar kalıplarını yıktığı gibi Ayhan Bilgen, Hüda Kaya, Mehmet Ali Aslan, Altan Tan gibi din ile barışık isimlerle de iyice güçlenmişti. Türkiyelilik söylemiyle Ege’den, Akdeniz’den oy aldığı gibi kendisine mesafeli duran dindar Kürtlerin de tercihi olmuştu. Bu durum onu Türkiye siyasetinde çok etkili bir parti haline getirmişti. HDP’nin başarısı en çok AKP’nin oylarını etkilemiş, o vakte kadar araya mesafe koyan muhafazakar Kürt seçmenine ulaşabilmişti.
HDP’nin Kürt ayrılıkçılığından sıyrılıp, ülkenin bütün sorunlarıyla ilgilenen bir Türkiye partisine dönüşmesi, çatışmayla beslenen, kavgayı sürekli diri tutarak siyaseti belirleyen mevcut sistemin, köklerinden sarsılmasına neden oluyordu. Sadece Türkiye Cumhuriyetinin 100 yıllık rejimini değil, 15 Temmuz tiyatrosunun da bütün foyası ortaya dökülüyor toplumsal illüzyonu bozuyordu.
Ergenekon-AKP iktidarı buna daha fazla müsaade etmedi, önce Demirtaş’ı tutukladılar, sonra da HDP’yi tekrar eski yerine çekecek, rejimin operasyon aparatı halinde tutacak süreci başlattılar. Partide Sezai Temelli, Saruhan Uluç gibi isimler etkin görevlere geldi. Kılıçdaroğlu’nun Kürt meselesi konusundaki çıkışına Demirtaş’tan sonra partinin eş Genel Başkanı olan Sezai Temelli’nin ‘muhatabınız İmralı’dır’ sözlerini hatırlayacaksınız. Yine Demirtaş’ın tutuklanıp, Ayhan Bilgen’in de Kars Belediye Başkanı olmasından sonra parti sözcüsü olan Saruhan Uluç, 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı şehirlerin yerle bir edildiği ve AKP’nin yüzde elliye varan bir oy ile seçimi kazanmasını sağladığı terör sürecini de Cemaat’in üzerine yıkmıştı. Böylece AKP-Ergenekon evliliğinin en büyük günahlarından biri olan terör sürecinde de onları aklamaya çalışmıştı.
Bununla da kalmadı HDP, 15 Temmuz’dan sonraki soykırımı tıpkı CHP, İYİ Parti, Saadet gibi sessizce izledi. Bütün bu yaşananlarla ilgili neredeyse tek kelime etmeden, kılını kıpırdatmadan olanları seyretti.
Sessizce daha önceki alanına çekildi, Türkiyelilik fikrinden her geçen gün biraz daha uzaklaştı. Muhafazakar bir geçmişten gelen Altan Tan, Mehmet Ali Aslan gibi isimler partide barınamaz duruma gelip ayrıldılar. Önceki gün Ayhan Bilgen de “yolcu yolunda gerek” diyerek istifa etti.
Tekrar etmiş olayım, HDP’nin tekrar laik, Kürtçü, bölgesel bir partiye dönüşmesi, yeniden yüzde 6-7 bandında bir parti olması en çok AKP’nin işine yarayacak.
Ayhan Bilgen’in partide barınamamış olması üzerine çok düşünülmesi gereken bir konudur. Sanıyorum son operasyonu da Ömer Faruk Gergerlioğlu’na ve Hüda Kaya’ya yapacaklar.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***