Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Vurgunun arka planı

Vurgunun arka planı


YORUM | M. NEDİM HAZAR

Şöyle demişti Damat Bey:

“Türkiye ekonomide yeni bir hikaye yazmaya başlamıştır… Şubat ocaktan hakikaten çok daha iyi. Mart şubattan daha iyi, nisan da marttan daha iyi olacak.”

Bir gecede en az yüzde 10’luk değer kaybederek, değil önceki aydan önceki yüzyıldan bile daha dibi görerek tarihin en kötü seviyesine ulaştı Türk Lirası.

Daha düne kadar “Şahlanıyoruz, uçuşa geçtik” diyenlerin yönettiği ülkede oldu bunlar.

Böbürlenme bir anda yerini mağduriyete bıraktı ve “Kurtuluş Savaşı veriyoruz” jargonuna geçildi.

Arınç’ın dediği gibi “Yazı da gelse tura da hep onlar kazanır” siyasal İslamcıların şiarıdır…

Size bir rakam yazayım:

2,724,795,640.326975…

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dirhemi parasıyla 2 milyar 725 milyon Dirhem yani…

Bunu aklınızın bir kenarında (oldukça zor olsa da) tutmanızı istirham ediyoruz.

BAE enteresan bir ülke…

Bu ülkenin özellikle uluslararası ilişkiler profilini tam bilmezseniz attığı adımları anlamanız neredeyse hiç mümkün olmaz.

Örneğin Çin ile ilişkileri.

Çin’in BAE büyükelçisi Ni Jian, ülkesinin kuruluşunun 71. yıldönümü münasebetiyle verdiği resepsiyonda bir konuşma yapmıştı (eylül 2020 olması lazım). Özellikle Covid-19 sürecinde BAE’nin Çin’e en fazla yardımı yaptığını söyleyen Jian, “Çin ile BAE aynı gemidedir” mesajı verdi.

Çin, BAE petrolünün en büyük alıcısıydı ve bu durum şüphesiz normal karşılanabilir.

Misal önümde bir WSJ özel haberi var.

Şöyle diyor: “Basra Körfezi’ndeki Gizli Çin Limanı Projesi ABD ile BAE İlişkilerini Sarstı.”

Haber, ABD’nin hemen harekete geçip Ortadoğu müttefiki olan BAE hükümetini, Çin askeri varlığının ilişkileri engelleyebileceği konusunda uyardığını ve liman inşaatını derhal durdurmasını talep ettiğini vurguluyordu.

Özellikle Çin ile uğraşmak adına neredeyse tüm Ortadoğu coğrafyasından çekilen ABD’nin böyle bir hamleyi arkadan hançerlenmek olarak gördüğünü ifade etti uzmanlar.

Çin özellikle Arap coğrafyasına yayın yapan güçlü Arapça bir medyaya da sahip: Arabic People News.

Misal dün Arap borsalarını da etkileyen açıklama Çin’in BM büyükelçisinden geldi: Çin, Libya’da adil, kapsayıcı ve şeffaf seçim yapılmasını sağlamak için tüm dünyayı uyardı ve bu konuda üzerine düşeni yapacağını açıkladı. Xinhua’ya atfedilen haberde Çin’in, Libya’daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu’nu, görevi doğrultusunda, seçimler için gerekli desteği sağlamaya devam etmeye teşvik ettiği açıklanıyordu. Uluslararası toplum ise, Libya’nın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne aktif olarak saygı göstermeli ve içişlerine karışmama ilkesine bağlı kalmalıdır, deniyordu.

Haritaya baktığınızda “Çin nire Abu Dabi nire, Trablusgarp nire?” diyebilirsiniz ama Çin özellikle Ortadoğu’da kurduğu stratejik ortaklıklara önem veren bir ülke. Biliyorsunuz bunlardan biri de Türkiye. BAE’nin sıkı fıkı olduğu bir diğer ülke ise (şaşıracaksınız) İran…

Normalde İran ile kanlı bıçaklı olması gereken BAE, özellikle Suriye ve Yemen’de düşman saflarda gördüğü İran ile ilişkiyi sıkılaştırmakta sakınca görmemişti.

Buyurun size ABD’nin hoşlanmayacağı bir ilişki daha.

Şüphesiz ABD için üçüncü can sıkan gelişme de Erdoğan ile 2004 yılından beri tahtta oturan Arap Şeyhi Halife bin Zayid el-Nehyan’ın arasının ısınması.

Biliyorsunuz, Saray uzunca bir dönem BAE’yi büyük şeytan olarak görmüş, 15 Temmuz’un finansörü olarak kabul ettiği şeyh hakkında kırmızı bülten çıkarmaya kalkışmıştı!

Havuzda çıkan manşetler ve yorumları Arapçaya çevirip Şeyhin önüne koysak, kıyamet kopardı emin olun.

Mesele petrol mü yoksa Interpol mü?

Erdoğan panik halinde ve para gelmesi uğruna kendi ailesini bile reddedebileceğini artık herkes biliyor. Siyasal İslamcılar için para gelsin de ne olursa olsun.

Bu uğurda Uygur Türkleri, Filistin, Müslüman Kardeşler filan rahatlıkla harcanabilir… Bunu ispatladı Erdoğan.

Peki, Birleşik Arap Emirlikleri niye bu topa giriyor?

Başka bir deyişle, Erdoğan’ın tam dip yapacağı sırada hayat öpücüğü uzatan BAE’nin bu işten kârı nedir?

Öyle ya, sadece siyasal İslamcılar değil Arap aleminin tamamı da binmediği eşeğin otunu vermez…

Sanırım bunun cevabı da petrolde yatıyor.

İşin içinde kapısı çalınan ve olumsuz cevap alınan İsrail’den sonra alternatif arayışları var Arapların.

The Times Of Israel, malum olduğu üzere Kudüs merkezli bir yayın organı. Bu medya kuruluşu 22 Kasım’da bir haber geçti. Başlık şu: “İsrail ve Ürdün, güneş enerjisi ve su takası için BAE aracılı büyük bir anlaşma imzaladı.”

Haber, anlaşmanın temellerinin Dubai Expo’da atıldığını yazıyordu.

Kafanızı çok karıştırmadan bir haber ile esas derdime geçeceğim. World Oil isimli internet sitesi içinde bulunduğumuz ayın 16’sında İsrail enerji bakanı çevresel kaygılar nedeniyle BAE petrol hattını hurdaya çıkarmak istediğini yazdı. Bloomberg’e dayandırılan haberde İbranice yayın yapan Globes gazetesine atıf yapılarak İsrail Çevre Bakanı’nın (Yair Lapid) çevre aktivistleri ile yaptığı özel toplantıda anlaşmayı iptal ettiklerini söylediği yazıldı.

Şimdi gelelim işin bir diğer yönüne. Malum olduğu üzere Uluslararası Polis Teşkilatı’nın (INTERPOL) 89. genel kurul toplantısı, İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde iki gün önce başladı ve dün sona erdi.

Bu toplantıda Türkiye’yi temsil eden Süleyman Soylu, “Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı tehlikenin sadece kendisine ait bir tehlike olmadığını, FETÖ’nün sadece bir terör örgütü olmadığını, aynı zamanda bir istihbarat örgütü olduğunu burada ifade ediyoruz,” demişti. Soylu ayrıca Interpol’ün kendilerini ciddiye almamasından da şikâyetçi olduklarını vurgulamıştı.

İşte bu toplantıda havuz medyasının görmezden geldiği bir gelişme yaşandı. Her ne kadar üçüncü oylama neticesinde olsa da, Interpol’ün yeni başkanı olarak, hakkında inanılmaz işkence iddiaları bulunan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) İçişleri Bakanlığı Başmüfettişi Tümgeneral Ahmed Nasır El Reisi seçildi.

El Reisi’nin aday olduğu anda Avrupa Parlamentosu’nun üç üyesi (11 Kasım’da) Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e yazdıkları mektupta “General El Reisi’nin seçimi, Interpol’ün görevi ve itibarını zayıflatır ve örgütün misyonunu etkin bir biçimde yerine getirmesini ciddi olarak etkiler” diye itiraz etmişlerdi.

Ancak Texas A&M Üniversitesi’nin uluslararası baskı konusunda uzmanlaşmış öğretim üyesi Edward Lemon, Interpol’de başkanlık makamının sembolik bir anlamı olduğunu belirterek, El Reisi’nin seçilmesinin otoriter hükümetlere muhalifleri yurtdışında takip etmenin “normal olduğu” yönünde bir işaret vereceği uyarısı yapmış ve Amerika’nın bu seçime onayı anlamına gelmişti bu.

Ve öyle de oldu…

El Reisi şu anda Interpol Başkanı.

Başta Sedat Peker olmak üzere Türkiye’nin canını sıkan tüm muhalifler hakkında kırmızı bülten çıkarmanın daha kolay olacağı konuşuluyor artık Saray koridorlarında.

Bütün bu gelişmeler yaşanırken Türkiye’de Erdoğan aniden bir açıklama ihtiyacı duydu ve sert açıklama yaparak Dolar’ı adeta füze gibi fırlattı.

Temel Karamollaoğlu’nu kanepeye oturtan Erdoğan, Arap şeyhini koltuğa oturttu.

Tam bu esnada Dubai Bankaları en başta verdiğimiz rakamı, yaklaşık 3 milyar dirhemlik bir fonu Türkiye Merkez Bankası ile Swap yapmak için harekete geçmişti.

Emirlik Haber Ajansı’na (WAM) göre şeyh, Erdoğan ile 10 milyar dolarlık bir yatırım sözleşmesi imzalayacaktı.

BAE daha hiçbir yatırım yapmadan, bir gecede yaklaşık 80 milyar TL’lik kazanç elde etmişti.

Başka bir deyişle sözleşme 24 Kasım’da değil 17 Kasım’da yapılmış olsa idi, Türkiye’nin kasasında 80 Milyar TL duruyor olacaktı!

Peki masada ne vardı?

Burada en kilit kurum Türkiye Varlık Fonu…

Erdoğan’ın adeta kişisel malvarlığı gibi kullandığı fon üzerinden artık istediği türden tasarruf yaptığı biliniyor. Burada şu anda tüm işlerini vaktiyle Damada kolaylık sağlayan intihalci akademisyen Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Erişah Arıcan üzerinden yaptı. Merkez Bankası Başkanı ile beraber Arıcan da tüm görüşme esnasında hep beraberdiler.

Muhtemelen birkaç önemli kurum önce iflas ettirilecek ardından Araplara satılacak demek yanlış olmayacaktır.

En önemli diğer adım ise, İsrail’in tıkadığı enerji alanındaki yatırımı BAE artık Türkiye ve İran üzerinden yürütecek.

Bu esnada tüm ülke olarak bir araya gelip “Erdoğan niye böyle yapıyor?” diye kuyuya atılan taşları çıkarmaya çalışacağız.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version