Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sergen Yalçın sorumlu değilse, sorumlu kim?

Sergen Yalçın sorumlu değilse, sorumlu kim?


HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK

İstanbul’un üç büyükleri için sezon oldukça sıkıntılı geçiyor. Fenerbahçe, derbide ezeli rakibi Galatasaray’ı deplasmanda yenip biraz olsun rahatladı. Sarı-lacivertiler bir nebze nefeslenirken, Galatasaray problemleriyle baş başa kaldı. Elbette üç büyükler içinde suların tersten aktığı ekip Beşiktaş oldu. Geçen yılın şampiyonu son haftalarda hem lig hem Avrupa arenasında tel tel döküldü. Son Alanyaspor yenilgisi sonrası her ne kadar Sergen Yalçın “Sorumluluk bende değil” dese de, hesabın kesileceği adres olarak ilk sırada duruyor.

KAYBEDERSEN SİLİNİRSİN

Futbol tarihi kazananları yazar. Geçen sezon, Fenerbahçe sahasında Sivasspor’u yense şampiyon olacak. Genç hocası Emre Belözoğlu, 10 haftada takımı şampiyonluğa taşıyan isim olarak manşetlerde olacaktı. Ama olmadı. Emre ile sezon sonunda yollar ayrıldı. Keza, Galatasaray averajda Beşiktaş’ı geride bırakıp, sezonu zirvede biterse Fatih Terim yıkılmaz kale olduğunu bir kez daha gösterecekti. Bunların hiçbiri olmadı. Şampiyon Beşiktaş, şampiyon hoca Sergen Yalçın manşetleri süsledi.

Futbolda dün yoktur, bugün vardır. Dünkü başarılar kredinin biraz fazla olmasını sağlar. Bugün işler tersine gittiğinde, dün bir çırpıda unutulur. Örnekler çok. Uzağa gitmeyelim Süper Lig’den örnek verelim. Üç büyükleri şampiyon yapan Mustafa Denizli, şampiyonluğu takip eden her sezonda çalıştırdığı takımdan gönderildi. Fenerbahçe’de sezonu bile tamamlamadı. Futbolun kuralı böyle. Başarısızlıkta ilk olarak teknik adamın koltuğu gider.

DÜN DÜNDE KALDI

Sergen Yalçın için geçen yıl artık dünde kaldı. Şampiyon apoletiyle başladığı yeni sezonda, rakipleri şampiyon takımı yenmek motivasyonuyla sahaya çıkacaktı. Bunu bilmek için kahin olmaya gerek yok. Sadece lig değil Avrupa arenasında da ter dökecekti. Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılmanın ve ikinci takımımızın gidememesinden dolayı kasasına ayakbastı parası 25 milyon Euro girmesi önemliydi. Daha önemlisi ise, Devler Ligi’nde varlığını hissettirmesiydi. Şampiyon olup Süper Lig sınavından geçmişti. Boyunun ölçüsünü vereceği arena artık Avrupa’ydı.

Bu uğurda iyi de transferler yapmıştı. Geçen sezonun en başarılı ismi Rachid Ghezzal’ın yanı sıra Rosier’in de tapusunu almış, Alex Teixeira, Salih Uçan, Miralem Pjanic, Michy Batshuayi, Kenan Karaman ve Umut Meraş gibi kalburüstü isimlerle kadrosunu takviye etmişti. Edirne dışında en bilindik isimleri kadrosunda toplayan bir takım olmuştu.

DEVLER LİGİ MORALLERİ BOZDU

Eylül ayının ortasında başlayan Şampiyonlar Ligi’nde alınan kötü sonuçlar lige de yansıdı. Avrupa macerasına kadar ligde oynadığı 5 maçın 4’ünü kazanıp, birinde berabere kalmıştı. 15 Eylül’de 2-1 Dortmund yenilgisiyle başlayan Şampiyonlar Ligi maçı sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Sonrasında sahasında 3-1 öne geçtiği maçta Adana Demirspor’la berabere kalıp, takip eden hafta ilk yenilgisini deplasmanda Altay karşısında aldı. 15 Eylül’den sonra Beşiktaş lig ve Avrupa’da 12 maça çıktı. Sonuç tam bir hüsran. Avrupa’da 4 maçın tamamını kaybetti. 12 gol yedi, sadece iki gol attı. Ligde ise oynadığı 8 maçın 5’inde sahadan puansız ayrıldı. Sahasında aynı skorlarla Sivasspor ve Galatasaray’ı 2-1 yendi. Genel tabloya baktığımızda, 12 maçtan sadece 7 puan çıkardı.

DEFANS HATALARI SIRITMAYA BAŞLADI

Sergen Hoca’nın taktiği hep aynıydı. Maça hızlı başlayıp, golü bulmak üzerine planları vardı. Öne geçtiğinde sorun olmuyordu. Golü bulamadığı veya geriye düştüğü maçlar için bir B planı yoktu. Benzer sorunlar geçen yıl da vardı. Defansı yine stabil değildi. Tek fark, daha çok atıyordu. Geriye düşmüyordu. Zaten geriye düştüğü maçları çevirmede düşük orana sahipti.

Galatasaray’ı yenmenin moralini sonraki haftalara taşıyamadı. Son 3 haftada sıfır çekti. Hatayspor ve Alanyaspor’a deplasmanda, Trabzonspor’a sahasında yenildi. Alanyaspor yenilgisi sonrası sarf ettiği şu cümleler ilginçti: “Şunu da söylemeliyim. Sahada verilen mücadelenin, oynanan oyunun, isteksizliğin, kabullenmişliğin, hiçbir şey yapmamanın, kazanmak için çaba sarf etmemenin sorumluluğunu da almam. Bundan öncekileri alıyorum ama bu maçı almam.”

SAHADAKİ HER ŞEYDEN SORUMLU

O oyuncuları sahaya süren kim? Taktik veren kim? Sadece bu hafta yenilmedi ki Beşiktaş, diğer 4 mağlubiyetin sorumlusu kim? Aksayan oyuncuları ısrarla oyunda tutan kim? Bu soruların cevabını herkes biliyor.

Sergen Yalçın için daha önce “Sergen Yalçın’ın istikrarsızlıkta istikrarı” başlığını attığım bir yazı kaleme almıştım. Sergen Hoca’nın çalıştırdığı ekiplerde sadece Sivasspor’da bir sezonu tamamladığı, diğerlerinde sezonu bitirmeden ayrıldığını yazmıştım. Bu yazıdan tam bir yıl sonra bu kez “Sergen Yalçın kendini bile şaşırttı” yazımda, Sergen’in bir yılda yakaladığı istikrara dikkat çekmiştim. Sezonu şampiyon tamamlayıp, büyük bir başarıya imza attı. Bu yıl geride kalan 13 hafta istikrarsızlık mevzusunu tekrar tedavüle soktu. Kötü gidişata çözüm bulmazsa, sezon sonunu görme şansı kalmaz. Futbolda dün yok, bugün var.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version