Başkan Babamızın 10 yıla yaklaşan sonbaharı sona erdi, kara kış tüm şiddetiyle bastırdı. Marquez’in romanındaki ‘Başkan’ kadar ilkesiz, onun kadar acımasız başkan babanıza dış politikadaki yalnızlığı, sağlığının kötüye gitmesi ve ekonomik kriz Sibirya etkisi yaptı. Fahrettin Altun’un sağlıklı göstermek için yaptığı halkla ilişkiler çalışmaları, olanı milletin gözüne sokmaktan başka işe yaramadı. Oylarının daha fazla düşmesine, halkın kafasında daha fazla soru işaretleri oluşmasına yol açtı.
GERÇEĞİN SADECE BİR KISMI ANLATILINCA…
Halkla ilişkiler eğitiminde ilk anlatılan konu, olanın kamuoyuna doğru aktarılmasıdır. Gerçeğin saklandığı durumlar propagandanın alanına girer. Fahrettin Altun doğru bilgi vererek hafif atlatacağı bir krizi, propaganda taktikleri nedeniyle büyük hasarla atlatmayı tercih ediyor. Halkla ilişkiler 1. sınıf öğrencilerinin bildiği gerçeği niçin uygulamıyor Altun ve Saray’ın danışman ekibi? Çünkü temel ilkeleri gerçeği anlatmamak. Hiçbir zaman gerçeği anlatma derdine düşmediler. Onlar için halka anlatılacak ‘gerçek’, halkı ütmeye yetsin yeter. Siyaset anlayışları bu.
TEK ADAM GİDERSE PAYANDALAR NE YAPAR?
Türkiye tek adam rejimlerinin temel sorununu yaşıyor bir süredir. Tek adamın hayatını kaybetmesi halinde yeri nasıl doldurulacak? Bu soru tüm acımasızlığı ile rejimin payandalarının cevabını bekliyor. Diktatörlükle yönetilen ülkeler bu krizi akrabayı yönetime getirerek çözerler. Türkiye gibi halkın oyuyla oyuna müdahale ettiği durumlarda ne yapılır? Seçimle yeri doldurulmaya çalışılır. Basının tamamen kontrol edildiği, sermayenin iktidarın ağzına baktığı, yargının anlamın kalmadığı Türkiye’de bile bunu yapmak mümkün değil. İktidarın gidişini ekonomi deyimiyle kamuoyu satın almış durumda.
REFERANDUMLA BAŞLAYAN SÜREÇ, EKONOMİK KRİZLE TAMAMLANIYOR
Erdoğan rejiminin gücünü kaybettiği 2017 referandumunda yargı eliyle sonuca müdahale edilmesiyle ortaya çıktı. Erdoğan’ın şu anda CHP’nin elinde bulunan büyükşehirlerde kaybedeceği o zaman anlaşıldı. Bu nedenle belediye başkanlarını zorla istifa ettirerek yenilgiyi önlemeye çalıştı. Bu atraksiyonuna rağmen tarihi hezimete uğradı. İstanbul’da seçimi tekrarlatarak aslında hezimeti perçinledi.
Bir süredir anketler gösteriyor ki başkan babanızın 15 Temmuz ile uzattığı sonbaharına ekonomik kriz noktayı koydu. Bu krize sağlık sorunlarının da eklenmesi yeniden seçilme ihtimali ortadan kaldırdı.
Artık iki soru var önümüzde:
Başkan babanız iktidardan giderken ne yapacak ve iktidardaki payandaları nasıl tavır alacak?
Sonrasında nasıl bir iktidar oluşacağını bu soruların cevabı belirleyecek.
Bir ihtimal daha mı var? Yoksa başkan babanız Marquez’in romanındaki gibi “Ölmek üzere olan, ama bir türlü ölmek bilmeyen, yaşama tutunmak adına cinayetler işleyip kanlar döken bir diktatör” gibi mi gidecek.
SÜLEYMAN ÖZKAYA
Kaynak: Kronos
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***