Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AKP-MHP üretimi hortlak

AKP-MHP üretimi hortlak


YORUM | MAHMUT AKPINAR

AKP, 28 Şubat’ın baskıcı, dindarı dışlayan, mütedeyyin insanlara hayat alanı bırakmayan ortamında, ekonominin bittiği bir dönemde, şartların olumsuzluğundan yararlanarak iktidara geldi. Alternatifsizlik, umut arayışı milletin yeni kurulmuş bir partiye “umut” diye sarılmasına neden oldu.

AKP’nin hedefinde 3 Y (yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar) ile mücadele, Avrupa Birliği vaadi vardı. Yeni Türkiye sözü vardı. Aradan geçen 20 yılda yolsuzluk hayal ötesi noktalara ulaştı. Öyle ki şu sıralar yolsuzluğun boyutunu, derinliğini tespit mümkün değil. Zira bunu tespit edip soruşturabilecek hiçbir kurum, kuruluş, makam bırakılmadı. Yoksulluk kömür, kumanya dağıtılarak geçiştirilmeye çalışılıyor. Yasaklar konusunda çok başarılılar. Tamamen keyfi, yasal dayanağı olmayan yasaklar icat edebiliyorlar. Özel araçta sigara içmek, Erdoğan aleyhine tweet atmak gibi. Hoşlarına gitmeyen her habere anında yayın yasağı getiriyorlar. Artık bunu adi cinayetlerde bile yapıyorlar. Bebekli anneleri, yaşlı amcaları, öğretmenleri, ev hanımlarını tutuklayıp hapislere doldururken gazetelerine manşet yapıyor, korku atmosferi oluşturmak istiyorlar. Öte yandan suç makinelerini, uyuşturucu tacirlerini, katilleri sokaklara salıyorlar. Uyuşturucu müptelası bir zırtapozun “karşı koyamaz” diye rastgele tercih edip bıçakla öldürdüğü Başak Cengiz’in haberine ise “aleyhlerine ortam oluşmasın” diye yasak koyuyorlar.

AKP’nin millete yaptığı en büyük kötülük insanlarda nefreti, ayrımcılığı, düşmanlığı, tahammülsüzlüğü patlatması oldu. Ulus devlet formuna geçtikten sonra imparatorlukların sahip olduğu çok dilli, çok kültürlü sosyal hayatı yitirmiş, azınlıkları, farklı olanı dışlamaya, ötekileştirmeye başlamıştık. Dersim katliamı, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları, Madımak’ta insanları yakmak bunun tezahürüydü. AKP iktidarı ve Erdoğan artık sadece ayrımcılıkla, husumetle ayakta kalıyor. Sürekli ayrışma noktalarını gündeme taşıyıp körüklüyor. Kendisi ayakta durabilsin, sorgulanmasın diye bazen kişileri, bazen azınlıkları, bazen ideolojik grupları topluma hedef yapıyor. Adeta linç edilsinler diye arenaya atıyor.

Ulus devlet hastalığına takılıp kaldık, hoşgörüyü kaybettik. AKP, zaten altyapısı olan milliyetçi, ırkçı ve dışlayıcı anlayışı din-muhafazakarlık sosuyla iyice besledi, gürleştirdi. Artık ırkçılık, öteki düşmanlığı dini söylemlerle, bazen ayetlerle-hadislerle meşrulaştırılıyor. Irkçı MHP ile dinci AKP ortak iktidar olunca ortaya ırkçı-dinci karışımı melez ve kan emici bir hortlak çıktı. Bu garip oluşum ülkede yaşanan bölünmüşlüğün zararını, tahribatı katmerleştirdi.

Milliyetçilik ulusal (nasyonel) egodur. Hataları görmeye engel olur, hatta hataları bile sevap, kahramanlık görmenize neden olur. Hastalıklı milliyetçilik dinle karışınca, bir de kutsallık kazandı ve adeta toplumun bir kesimini kör ve kötürüm yaptı. Kendi illetlerini göremez, hastalıklarına çözüm üretemez hale getirdi. En kötüsü aydınlar, “Durun kalabalıklar!” diyecek entelektüeller de aynı hastalığa tutuldu. Toplumu uyarma misyonunu gözardı edip “Devletin aydını”, “MİT’in gazetecisi”, “AKP’nin yargıcı”, iktidarın goygoycusu olmaya soyundular.

Eskiden de büyük eksiklikleri vardı ama 20 yıllık AKP iktidarında Türk toplumu adaleti hepten yitirdi. Vicdanını kaybetti. Korkak, duyarsız, umarsız hale geldi. Ermeni komşusu sürülürken malına çökmenin, karısına-kızına konmanın hesabını yapanlar aradan 100 yıl geçtikten sonra bu defa aynı şeyleri Müslüman komşusuna, ana-baba bir kardeşine yapıyor. Devlet ne derse onu kutsal kabul ediyor. Devlet kimi hedef gösterirse onun ırzını, malını, canını “helal” görüyor. Daha önce düşmanlık husumet camilere kadar inmemişti, aileler böylesine bölmemişti. AKP düşmanlığı, husumeti, siyasi ayrışmayı camilere kadar soktu, ana-baba evladı birbirine hasım yaptı, minberleri siyasi kürsü haline getirdi.

Devletçilik, devleti kutsama, insanı geri plana atma, Türk toplumunun onulmaz bir hastalığı. “Devlet Türklerin tanrısı” diyenler haksız sayılmaz. Bizim toplumda daha dün devletten dayak yiyenler, zulme uğrayanlar bile başkası söz konusu olunca devleti ilahlaştırmaktan, kutsamaktan çekinmiyor.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version