HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK
Eskiden Avrupa kulüplerinde ter döken bir elin parmağını geçmeyen sayıda Türk oyuncu olurdu. Şimdilerde A Milli Takımın iskeletini “lejyoner” dediğimiz bu genç yetenekler oluşturuyor. Ancak Türk futbolcusunun hastalığı, Avrupa’ya açılmış olsa da devam ediyor. Anadolu’da biraz parlayan oyuncuların, üç büyükler rüyası görmesi gibi Avrupa’ya giden oyuncularımız da hemen “en büyük takım” hayali kuruyor. Çoğu zaman bu hayaller hüsrana dönüyor. Son örnek Hakan Çalhanoğlu. Elbette gittikleri yerde hüsran yaşayıp, yeniden Süper Lig’e dönen oyuncular mevzu dışı.
Şimdilerde değme trollere taş çıkartan tavırlarıyla AKP saflarında siyaset yapan Alpay Özalan, Temmuz 2000’de Premier Lig ekiplerinden Aston Villa’ya transfer olmuştu. 6,7 milyon Euro bonservis ödenen Alpay, kısa sürede ilk 11’in değişmezi hâline geldi. İlk sezonunda 33 maçta, ikinci sezonunda ise 14 maçta şans buldu. 2002 Dünya Kupası’nda iyi bir performans gösteren Alpay, turnuva dönüşü huzursuzluğu ile öne çıktı. Dünya Kupası’ndan sonra beklediği transfer teklifi gelmeyince, kulübünden maaş artışı istedi. Talebi kabul edilmedi. Doğal olarak gözden düşüp “istenmeyen adam” konumuna geldi. 2003-04 sezonunun ilk devresinde sadece 6 maçta forma bulan Alpay, ara transferde Japon liginden Urawa Red Diamonds takımına bedelsiz gönderildi. Bir daha Aston Villa performansına ulaşamadı ve ayaklarının yerden kesilmenin bedelini ağır ödedi.
Benjamin Toschack’ın “Nihat’ı satan, şampiyonluğu satar” sözleriyle övdüğü Nihat Kahveci, Ocak 2002’de Real Sociedad takımına transfer oldu. Kovacevic ile forvet hattında muhteşem bir ikiliye dönüştü. Attığı gollerle La Liga’ya damgasını vurdu. Takımı Real Sociedad’ın şampiyonluk potasına girmesinde payı büyüktü. Sociedad formasıyla çıktığı 142 maçta 57 gol kaydeden Nihat, temmuz 2006’da Villarreal’e transfer oldu. Sociedad performansını yeni ekibine taşımada sorun yaşadı. 3 yıl kaldığı Villareal’de 76 maçta sahaya çıkıp, 22 gol bulabildi. Hem oynadığı maç hem de attığı gol sayısında düşüş yaşadı. Barcelona ve Real Madrid rüyası görürken, gözden düşüp yeniden Beşiktaş yolunu tuttu.
Fenerbahçe formasıyla yıldızını parlatan Tuncay Şanlı, Temmuz 2007’de rotasını İngiltere Premier Lig’e çevirip Middlesbrough ile anlaştı. Middlesbrough ile UEFA Kupasında final oynayan Tuncay, çıktığı 78 maçta 18 gole imza attı. Ağustos 2009’da Stoke City ile anlaşan Tuncay Şanlı, hızla performans düşüşü yaşadı. İyice gözden düşünce, Wolfsburg ve Bolton maceralarından sonra sönmüş bir isim olarak Bursaspor’a döndü.
Yakın dönemde Arda Turan vakasını yaşadık. Ağustos 2011’de Diego Simeone yönetiminde La Liga’nın üçüncü büyüğü olma yolunda ilerleyen Atletico Madrid’le anlaşan Arda Turan, kısa sürede kadroda yerini sağlamlaştırdı. La Liga’nın gözde isimlerinden biri haline geldi. Atletico Madrid ile lig şampiyonluğu yaşayıp, Şampiyonlar Ligi’nde final oynadı. Temmuz 2015’de 34 milyon Euro bedelle Barcelona kadrosuna katılan Arda Turan’ın “dünyanın en iyisinde oynama” hayali suya düştü. Önce Barcelona’ya verilen 6 aylık transfer yasağına takılıp, geldiği yılın ilk devresini tribünde geçirdi. Yasak sonrası ise kadroda yer bulamadı. İyice gözden düşüp aylarca formaya hasret kaldı. Kiralık olarak önce Başakşehir’e ardından ise bedelsiz Galatasaray’a döndü. Zirveden düşmenin verdiği hasarla Atletico Madrid günlerine bir daha dönmek mümkün olmadı.
Karlsruhe’de başladığı kariyerinde Hamburg’da kendini gösterip Bayer Leverkusen’de yıldızlaşan Hakan Çalhanoğlu, Temmuz 2017’de İtalyan devi Milan’a 23 milyon Euro bedelle transfer oldu. Eski günlerinden oldukça uzak olan Milan’da oynadığı futbol ve asistleriyle öne çıktı. Milan’ın yeniden zirve mücadelesi veren ekip olmasına katkı veren isimlerin başında geldi. 4 yıl formasını giydiği Milan’la çıktığı 172 maçta 32 gol kaydedip, 48 asist yaptı. Sezon başında bedelsiz olarak geçen yılın şampiyonu Inter’e transfer olan Hakan Çalhanoğlu, geçen yılki performansının altında kaldı. 6 maçta forma bulup, sahaya ilk 11’de çıkan Hakan, hiçbir müsabakada 90 dakika sahada kalmadı. Son iki maçta 57. dakikada oyundan alındı. Performans düşüklüğü piyasa değerini de etkiledi. Şu ana kadar Inter formasıyla 8 maçta sahaya çıkıp, bir gol ve iki asist yapınca 5 milyon Euro’luk değer kaybı yaşadı. Hakan Çalhanoğlu, bu şekilde devam ederse yukardaki örnekler arasına katılabilir.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***