Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

2018, adeta yeniden sahneye konuyor

2018, adeta yeniden sahneye konuyor


YORUM | TARIK TOROS 

“Başkanlık sistemi kötüdür” diye bir şey yok.

Yanlış bu.

Türkiye’deki mevcut sistem “başkanlık” değil: Tek adam rejimi.

Ne çare, halk Özal’dan beri dillerde pelesenk olan “başkanlığı” çok kötü tecrübe etti.

Ülke başarabilirse kasedi başa saracak, parlamenter sisteme dönecek.

En iyi olasılık bu.

***

Hiçbir “tek adam”, “ben diktatörüm” demez.

Şimdilerde artık “diktatör” değil “otoriter” kelimesi kullanılıyor, daha uygun.

Otoriter liderler şu 3 şeyle meşruiyet sağlar:

-Anayasa,

-Seçim,

-Parlamento.

Buna,

-Zararsız muhalefet,

-Bağımsız yargı,

-Hür basını da eklerseniz…

Otoriterlik tamamlanır.

***

Bugün Erdoğan’ı “tek adam” yapan unsurlar da aynıdır:

Anayasayı çiğnemesine vize verildi.

Seçimi kaybettiğinde bile “sıfır yetkiyle” iktidarını korudu (bkz. 7 Haziran 2015).

Parlamentoyu kontrolü altına aldı.

Muhalefeti böldü, parçaladı, rejim diline mahkum etti.

Yargıyı kendine bağladı.

Medyayı dönüştürdü.

***

Erdoğan’ı iktidara getiren ve halen orada tutan nedenler bir yazı konusunu aşar.

1995’ten başlayarak son çeyrek asrı iyi çalışmanız ve yorumlamanız gerekir:

Bu ne Cemaat’tir, ne liberaller, ne de “yetmez ama evet”çiler.

Münferit olarak 28 Şubat süreci, ekonomik kriz, Deniz Baykal, Fethullah Gülen de mes’ul tutulamaz.

***

Ne darbe seminerleri, cumhuriyet mitingleri, “ordu göreve” pankartları…

Ne de, AKP kapatma davası, 27 Nisan e-bildirisi, Yaşar Büyükanıt.

Tek olaya, tek seçime, tek referanduma indirgeyemezsiniz bunu.

***

Erdoğan’ı güçlendiren, yelkenlerini şişiren tek başına ne Sabih Kanadoğlu’dur, ne Erkan Mumcu, ne Tülay Tuğcu, ne de Mehmet Ağar.

AKP’nin köşke her yolladığını onaylayan Abdullah Gül’ün payı da bir yere kadardır, Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının dokunulmazlığını kaldıran Kemal Kılıçdaroğlu’nun sorumluluğu da.

Cemaat 2013’te AKP’yle koalisyonu bitirirken… 2015’te koalisyon müzakeresi yapan CHP değil midir?

12 Eylül 2010 referandumu kadar, cumhurbaşkanını halkın seçmesinin önünü açan 2007 referandumuna da bakılmalı değil midir?

***

Yukarıda sadece bir bölümünü hatırlattığım kimi isim ve olaylar topyekûn ele alınırsa ancak Erdoğan’ı iktidara getiren ve orada tutan nedenler anlaşılabilir.

Aradan birini cımbızla çekerek nazara vermenin alemi yoktur.

***

Dikkatle gözlemliyorum:

Bir kesim,

-Tüm kazanımlar riske girecek

-Erdoğan giderse devletin haksız hukuksuz attıkları geri dönecek diye panik içinde.

Kabul edin, yenildiniz.

Sonra kuyruğu kıstırıp işbirliği yaptınız.

10-15 yıl boyunca bitirmek için ne yaptınızsa AKP’yi büyüttünüz.

Sonraki 10 yıl boyunca da bükemediğiniz bileği öptünüz.

Nasıl ki siyaseten ve fiziken bitik Erdoğan’dan umut olmazsa…

Bunlardan da bi cacık olmaz.

Bakın yeni seçim hesaplarına, ittifak planlarına, cumhurbaşkanı adaylarına…

2018 adeta yeniden sahneye konuyor.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version