Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Euro 2020 sendromu devam ediyor

Euro 2020 sendromu devam ediyor


HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK

A Milli Takımın ummanı geçip, derede boğulma durumu devam ediyor. Euro 2020’ye adını yazdıran milliler, Uluslar Ligi’nde küme düştü. Ardından 2022 Dünya Kupası grup elemelerine Hollanda ve Norveç’i yenip, 3-1 öne geçtiği maçta Letonya ile berabere kaldı. Bir yıl gecikmeli yapılan Euro 2020’den sıfır çekip evimize hüsranla döndük. Çilemiz Karadağ karşısında da devam etti. 2-0 yapıp rahatladığımız maçta 90+7’deki gole engel olamayıp sahadan bir puanla ayrıldık. Eleştiri okları doğal olarak Şenol Güneş’e yöneldi.

ŞENOL HOCA ÇOK İYİ BAŞLAMIŞTI

Her şey ne güzel başlamıştı. Mircea Lucescu sonrası koltuğa oturan Şenol Güneş’le milliler yeniden şahlanmıştı. 2018 Dünya Kupası şampiyonu Fransa’nın ardından ikinci olarak adımızı Euro 2020’ye yazdırırken, kalemizde sadece 3 gol görmüştük. Dahası dünya şampiyonu karşısında iki maçtan da başımız dik ayrılmış, birer galibiyet ve beraberlik çıkarmıştık. Sloganımızı hemen yapıştırmıştık: Bizim Çocuklar. Defansımız Türk futbol tarihinin gördüğü en iyi isimlerden oluşuyordu. Çağlar Söyüncü (Leicester City), Merih Demiral (Juventus) ve Ozan Kabak (Schalke 04) defansımızda Çanakkale geçilmezi sahneliyordu.

Euro 2020 biletini cebimize koymanın rehavetiyle çıktığımız Uluslar Ligi’nde okkalı tokatlar yedik. Uluslar B Ligi 3. Grup’ta mücadele eden milliler, Macaristan, Rusya, Sırbistan’ın ardından sonuncu olup küme düştü. Önce A şimdi de B liginden düşüyorduk. Avrupa kupaları mantığıyla söylersek, artık 3. kategori ülkesiydik.

İLK SİNYAL LETONYA MAÇINDA GELDİ

Uluslar Ligi tokadının acısını 2022 Dünya Kupası grup elemeler maçlarıyla unutturduk. Grubun favorisi Hollanda’yı 4-2 yenip, moralli bir başlangıç yaptık. Ardından grubun bir başka güçlü ülkesi Norveç’i deplasmanda 3-0’lık net skorla geçtik. “Bizim Çocuklar” tarih yazıyor, Euro 2020’de bizi yarı finalin bile kesmeyeceğini telaffuz ediyorduk. Ayağımız yerden kesilmiş uçuyorduk. Letonya’yı da farklı yenip Euro 2020’ye odaklanmak istiyorduk. 3-1 öne geçtiğimiz müsabakanın 90. dakikasında 3-3’lük skor vardı. Letonya, Şenol Güneş’in kabusu olmaya devam ediyordu.

Letonya beraberliğini yol kazası olarak gördük. Hatalardan ders çıkarmadan Euro 2020’ye hazırlandık. Zayıf ekiplerle oynadığımız hazırlık maçlarında Güneş’in kafasında oturmuş bir oyun şablonu olmadığını gördük. Defansın arkasına atılan toplarla Burak Yılmaz’ın gol bulması tek stratejimizdi. Euro 2020’de İtalya karşısında alınan 3-0’lık hezimet gözümüzü açtı ama artık çok geçti. Takımların savunmayı rakip sahada kurduğu, kalecilerin oyunu kısa paslarla başlattığı, sahanın her yerinde pres yediğimiz, sürekli hareket halinde olmak gereken bir turnuva izliyorduk. Tek istisna Türkiye’ydi. Durağan oynayan, geriye düştüğünde hamle yapamayan tek ülkeydik. İtalya’nın ardından en kötü ikinci oluruz derken, Galler ve İsviçre’ye de yenilip grupta sıfır çektik. Kalemizde 8 gol görüp, sadece bir kez rakip fileleri havalandırdık. 24 ülke arasında sonuncu olduk.

EURO 2020’DEN HİÇ DERS ÇIKARMAMIŞIZ

Euro 2020’den ders almadığımızı Karadağ karşısında sahaya yansıttık. Grubun orta halli takımı karşısında 2-0’ı koruyamadık. Öne geçtik ama ikinci yarının ortasından itibaren kalemizde tehlikeli pozisyonlar verdik. Euro 2020’de Galler’li Aaron Ramsey’in defansımızın arkasına sarkıp attığı golün benzerini Karadağ’lı Marusic kaydetti. Premier Lig’de oynayan Çağlar Söyüncü, Ozan Kabak ve Ozan Tufan’ın yokluğunun mazeretine sığınmamak lazım. İlk iki maçta grubun en güçlü iki ekibini yenip, son iki maçta zayıf takımlarla berabere kalmanın mazereti yok. Grupta hâlâ lideriz ama özgüven erozyonu devam ediyor. Bir de anlamsız bir Uğurcan mı Altay mı tartışması var. Milli takıma, takım gözlüğüyle bakanlar sayesinde bu tartışma daha devam edecek gözüküyor.

Sorumluluk kimde? Elbette Şenol Güneş’te. Milli takımın başına geçerken, doğru isim olduğunu yazmıştım. Nitekim Euro 2020 biletini alıp, güveni boşa çıkarmadı. Maalesef Şenol Hoca, futbolun kat ettiği mesafenin gerisinde kalmış gözüküyor. Oyuncu seçiminde kalıplarını kırması gerekiyor. Taktik zenginliğini sahaya yansıtması bekleniyor. Golü bulmak kadar, skoru korumak da önemli. Daha önemlisi ise geriye düşülen maçları çevirmek. Milli takımda bunları görmek mümkün olmuyor. Tribünlerden yükselen ‘istifa’ seslerini Şenol Hoca dikkate almalı. Değişime imza atamazsa tazminatının yüksekliği gündem olur.

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version