Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Zıvana!

Zıvana!


YORUM | M. NEDİM HAZAR

Ülkenin kanalizasyonu patladı resmen, ortalığı pislik götürüyor.

Tabir yanlış oldu, ülke devasa bir kanalizasyona dönüştü ve artık gizlenemiyor bu durum.

İşin ilginç tarafı, maalesef ülkenin yarısı ortalığı esir alan bu ufunetten ve pislikten pek şikayetçi değil gibi görünüyor.

Toplumsal çürümeyi böylesine yaşayarak öğreneceğimizi asla tahmin edemezdik.

Acı ama gerçek böyle maalesef.

“Zıvanadan çıkmak” diye bir tabir vardır dilimizde. Özellikle Anadolu’da yakın geçmişte çok kullanılırdı bu deyim.

Zıvana kelime olarak Farsça kökenli. Etimolojik olarak zabâne/zubâne dil gibi olan her nesne demek. Doğrudan zabân/zubān ya da zebân dil olarak da kullanılır. Edebiyatta çok örneği var.

Ahmet Vefik Paşa, meşhur Lugat-ı Osmani’sinde şu tanımı kullanır: zıvana/zübane, değirmen taşının ekseni, tütün çubuğuna imame takmaya yarayan mil.

Ahmet Mithat Efendi ise “Sigara ağızlığı” der.

Tüm anlamlarını özetlersek kelimenin nasıl zengin ve katmanlı bir anlam kümesi oluşturduğunu görürüz:

1: İki ucu da açık küçük boru. 2: İçine bir şey geçirilmek üzere açılmış delik. 3: Bu deliğe geçirilen mil. 4: Bir kilit dilinin yerleşmesi için açılmış delik. 5: Sigaranın ucuna ağızlık yerine geçirilmiş kâğıt boru. 6: Çubuğun, piponun sap bölümü. 7: Taşkın davranışlarda bulunmak. 8: Çok sinirlenmek, öfkelenmek. 9: Aklını oynatmak, delirmek.

Anadolu’da zıvana ismi birkaç alanda ön plana çıkar. İlki değirmen sektöründe.

Özellikle iç Anadolu’da sıkça kullanılan, değirmen taşlarının ortasında onları hizalamak için bulunan bir kazıktır zıvana. İki ağır değirmen taşının ortasında bulunduğu için de yerinden çıkması oldukça güçtür. Bu nedenle değirmen taşlarını sabit tutan bu alet zamanla halk arasında ‘sükûnunu koruyan, ihtiyatlı ve sabırlı insanın, zıvanadan çıkarak öfkeden deliye dönmesi’ anlamını kazanmıştır. Hassaten tarım ile uğraşılan bölgelerde bu deyim yüzyıllardır kullanılır.

İkincisi inşaat sektöründe.

Özellikte eski yapılarda tavanı taşıyan büyük keresteleri birbirine geçirmek için zıvana modeli uygulanır. Aslında yapıyı ayakta tutan kilit sistemidir zıvana. Ve bir taşıyıcı kalasları çözülürse, yani zıvanadan çıkarsa, o yapının ayakta kalma imkanı yok olur. Kısa sürede yıkılır. Zıvanadan çıkmış bir binada oturulmaz, çökmesi kaderdir artık.

Üçüncüsü ise daha yakın zamanlı. Özellikle geçtiğimiz yüzyılın ortalarından sonlarına kadar kalabalık kentlerde kavşakların ortalarına konulan ve trafik polislerinin içine girip trafiği yönettikleri iki tarafı açık bidona da zıvana denirdi. Kalabalık trafiği yönetemeyen polisin bulunduğu yerden çıkıp şoförler ile dalaşmasına zıvanadan çıkmak denirdi.

Hangi çerçeveden bakarsak bakalım Türkiye artık tam anlamıyla zıvanasından çıkmış bir ülke.

İktidar ile mafyanın ağır değirmentaşları arasında ezilen halk, bu taşların zıvanadan çıkmasıyla çılgın bir kontrolsüzlüğün ve fırdöndü ağırlığın altında bahtsız kaderine koşuyor.

Ülkenin temel direklerinin zıvanaları birer birer atıyor ve milleti ayakta tutan tüm dikişler patlıyor. Ülke binası çöktü çökecek.

Ve nihayetinde akıl almaz derecede pis ve akışkan olan kirli bir trafik neticesinde ülkenin nizamata dair her şey zıvanasından çıkmış durumda. Ülke bir çete ve kişinin ellerinde perişan vaziyette.

Resmi Gazete bile bir kişinin isteğiyle “Bugün yayınlanmıyor” denebiliyor.

Gazeteciler mafyayı değil, mafya gazetecileri ifşa ediyor.

Pislik ve karanlığın leş gibi kokan iç içe geçmişliği memleketi çepeçevre sarmış durumda.

Tekrar edeyim; zıvanasından çıkmış bir ülkenin ayakta durması mümkün değil maalesef.

Kaynak: Tr724

Exit mobile version