Warning: Undefined array key 1 in /home/admin/web/serbestgorus.com/public_html/wp-content/themes/jnews/class/ContentTag.php on line 86

Warning: Undefined array key 1 in /home/admin/web/serbestgorus.com/public_html/wp-content/themes/jnews/class/ContentTag.php on line 86

Warning: Undefined array key 1 in /home/admin/web/serbestgorus.com/public_html/wp-content/themes/jnews/class/ContentTag.php on line 86

Warning: Undefined array key 1 in /home/admin/web/serbestgorus.com/public_html/wp-content/themes/jnews/class/ContentTag.php on line 86
lang="tr"> Kapıdaki tehlike: Karaborsa! - İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor
Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kapıdaki tehlike: Karaborsa!

HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ 

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kötü ekonomi yönetiminin neden olduğu yüksek enflasyonun faturasını da esnafa kesti. Meydanlarda, “Türkiye’nin ekonomisinin sorumlusu benim ben!” diyen Erdoğan, gıdada yaşanan fahiş fiyatlardan esnafı ve marketleri sorumlu tuttu. Vatandaşın yüksek fiyatlar nedeniyle ezilmesine izin vermeyecelerini iddia eden Erdoğan, “Bu süreci böyle devam ettirecek olursanız çok ağır cezalar sizleri bulabilir.” diyerek esnafları tehdit etti. Kendisini ‘ekonomist’ olarak tanımlayan aynı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde de ‘fiyatları indirim’ talimatı vermişti!

Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları 1970’lerde oluşturulan ve 1979’a kadar görev yapan Fiyat Saptama, Kontrol, Koordinasyon Komitesi’ni akıllara getirdi. Söz konusu dönemde yaşanan yüksek enflasyonun önüne geçmek isteyen hükümet, komiteyi kurarak faaliyete geçirmişti. Kendisini piyasanın yerine koyan komite, mal ve hizmetlerin fiyatını belirleyerek doğrudan piyasaya müdahale ediyordu.

İktisatçı Mahfi Eğilmez, söz konusu uygulama nedeniyle malların tezgah altına çekildiğini ve karaborsa oluştuğunu hatırlatıyor: “Devletin yapması gereken tek şey enflasyonun nedeni olan riskleri ortadan kaldırmaya çalışmak olmalıdır. 50 yıldır aynı yerde duruyoruz.”

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı açıklamalarla, ‘enflasyonla’ mücadelede yeni bir aşamaya geçildi. Türkiye ekonomisinin tek sorumlusunun kendisi olduğunu söyleyen Erdoğan, TL’nin değer kaybının sonucu olarak artan enflasyon nedeniyle fiyatların fahiş miktarlarda yükselmesinden esnafı sorumlu tuttu. Erdoğan’ın açıklamalarına göre ayçiçek yağını, unun, yumurtanın, sütün, beyaz peynirin, bakliyat ürünlerinin ve sebze meyvelerin fiyatlarının sadece 1 yılda yüzde 50 ile yüzde 100 arasında değişen oranlarda artmasının sorumlusu esnaflar ve marketler.

ESNAFI TEHDİT ETTİ: CEZALAR GELEBİLİR

Cuma namazı çıkışında konuşan Erdoğan, hedef gösterdiği esnafı tehdit etmeyi de ihmal etmedi. Ticaret Bakanlığı’nın denetimlerini hatırlatan Erdoğan, “Önümüzdeki bir ay içerisinde biz bu işi çok daha kontrollü bir şekilde yürüteceğiz. Çünkü vatandaşın bu noktada ezilmesine tahammül edemeyiz. Beyaz ette kırmızı ette aynı süreci takipte tutuyoruz, takipte tutmaya da devam edeceğiz. Buradan bütün esnaflarımıza sesleniyorum; eğer bu süreci böyle devam ettirecek olursanız çok ağır cezalar sizleri bulabilir. Vatandaşımıza zulmetmeyin.” dedi.

EKONOMİNİN TEK SORUMLUSU ERDOĞAN

Türkiye’nin üç temel sorunu var; bunlar yüksek enflasyon, yüksek faiz ve işsizlik! ENAGrup’un verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 36’nın üzerinde. Faiz oranı yüzde 17’ye yükseltildi. Bu konuda Avrupa’da zirvede! Geniş tanımlı işsiz sayısı ise 9,7 milyon.

Yüksek enflasyonun temel sebebi yanlış siyaset, ekonomi ve para politikaları nedeniyle TL’nin hızla değer kaybetmesi. Üretim için ithalat yapmak zorundasınız. TL’nin değer kaybı nedeniyle üretim maliyetleri arttı. Bu da enflasyona neden oldu. Enflasyon yükseldikçe doğal olarak faiz de sadece 4 ayda 8,25’den 17’ye çekildi. Bütün bunların sorumlusu esnaflar ya da marketler mi? Hayır, Türkiye’nin bu hale gelmesinin tek sorumlusu Erdoğan! 

PTT, YAĞ SATACAK!

Dün önemli bir haber daha vardı. Milliyet’te yayınlanan habere göre online satış yapan PttAVM.com’a Toprak Mahsulleri Ofisi, Atatürk Orman Çiftliği, Tarım Kredi Kooperatifleri’nin, Fiskobirlik ve Çaykur ürünleri de dahil edilecek. Eklenecek ürünler arasında ayçiçek yağı da var. 1 yıl önce 5 litrelik ayçiçek yağı 35 liraydı. Bugün 70 liranın bile üzerinde. PttAVM’nin ‘ucuz yağ’ satacağı söyleniyor. Şimdi herkes 5 litrelik ayçiçek yağının PttAVM’de kaça satılacağını merakla bekliyor. Önceki gün de yapılan denetimler sonucu 120 firmaya fahiş fiyat nedeniyle ceza kesildiği açıklanmıştı.

18 YILDA, 50 YIL GERİYE GİTTİK!

Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları, PttAVM’nin piyasaya girmeye hazırlanması ve kesilen cezalar, devletin piyasada oyuncu olduğu 1970’li yılları akıllara getirdi. Yüksek enflasyonla mücadele etmek isteyen hükümet, ‘Fiyat Saptama, Kontrol ve Koordinasyon Komitesi’ni kurdu. Görünürde piyasa ekonomisi yürürlükte idi ancak diğer taraftan fiyat denetimleri başlatıldı. Komite fiyatları doğrudan belirliyordu. Bir firma zam yapmak istiyorsa bu komiteden izin almak zorundaydı. Denetim ve cezaların artması karaborsayı patlattı. 1979’da bu komite kaldırıldı. 24 Ocak 1980 kararları ile de Türkiye serbest piyasa ekonomisine geçti.

50 YILDIR AYNI YERDE DURUYORUZ!

İktisatçı Mahfi Eğilmez bu konuda önemli uyarılarda bulundu. Konuyu sosyal medya hesabı üzerinden değerlendiren Eğilmez, “Tarihten bir yaprak: 1970’lerin ikinci yarısında oluşturulan fiyat kontrol komitesi, piyasanın yerine geçerek fiyatların belirlenmesine karar vermeye başlamış, bu uygulamayla birlikte mallar tezgah altına çekilmiş ve karaborsa doğmuştu. Devletin yapması gereken tek şey enflasyonun nedeni olan riskleri ortadan kaldırmaya çalışmak olmalıdır. 50 yıldır aynı durum. Gerçek çözüm dışında aynı şeyler defalarca deneniyor ve yine aynı yerde buluyoruz kendimizi.” ifadelerini kullandı.

Kaya Erdem o günleri anlatıyor: Ürünler karaborsada 5 katına satılıyordu

Kaya Erdem: İktidar gücü denetimsiz olursa yolsuzluk ve adaletsizlik kaçınılmazdır - Keyif Haberleri

Türkiye’yi serbest pazar ekonomisine geçiren 24 Ocak Kararları’nın mimarlarından dönemin Hazine Müsteşarı Kaya Erdem, o dönemi anlattığı bir röportajında şunları söylüyordu: “Döviz yoktu, enflasyon yüksekti. Müsteşarlıkta kalorifer yanmıyor, paltoyla oturuyorduk. Döviz bulundurmak yasaktı. Belli ödemeler için Merkez Bankası’ndan müsaade alınıyordu. Demirel Hükümeti 1979’da güvenoyu alınca Özal Başbakanlık Müsteşarı ve DPT Müsteşarı oldu, ben de Hazine Müsteşarı oldum. Beraber çalışmaya başladık. Serbest piyasaya geçmek lazımdı. Turgut Bey’le hemen KİT zamlarını ele aldık. Karaborsada ürünler fabrika fiyatının 3-5 katı fiyatla satılıyordu. İhracatı teşvik tedbirleri gerekiyordu. 24 Ocak’ta telefon geldi, Bakanlar Kurulu toplanmış, Demirel bizi çağırtmış. Gittik, bakanların yanına iki sandalye getirildi. Demirel, “Bu konuyu bugün sonuçlandıracağız” dedi. Gece 12’ye doğru bitirdik. Kararlar çıktı.”

Exit mobile version