PYD eş başkanı Enver Müslim, Türkiye ile barışa hazır olduklarını açıkladı. Müslim, Türkiye’nin başta Afrin olmak üzere Suriye’den çekilmesi ve Kürt halkına karşı düşmanca tavrından vazgeçmesi durumunda barışa hazır olduklarını söyledi. Müslim “Biz Türkiye halkları ile binlerce yıl birlikte yaşadık. Fakat maalesef, iktidara gelen rejim ve sistemler, her daim halklara üstten bir gözle bakmışlardır. Bu doğru bir bakış değil. Dolayısıyla bu bakış açısı değişirse biz diyaloğa ve barışa hazırız” dedi.
Rudaw’ın sorularını yanıtlayan PYD eşbaşkanı Müslim’in öne çıkan açıklamaları şöyle:
“Bir Kürt atasözü var, ‘niyet açık olunca her şey olduğuna kavuşur’ diye. Maalesef Türkiye devleti her zaman Kürtlere düşman gözü ile bakıyor. Bir Kürt fobisine sahip. Kürtlerin her şeyi karıştırdığını ve ülkeyi bölmek istediğini düşünüyorlar. Bu nedenle Efrin’i işgal ettiler, göçler yaşandı. Bu nedenle Gire Spi’yi, Sere Kani’yi işgal ettiler ve şimdi de Ayn İsa’ya saldırıyorlar. Gerekçe ne? Güvenliğimize yönelik tehdit var diyorlar. Fakat PYD olarak biz Suriye’nin bütün komşuları ile iyi ilişkiler içerisinde olmak istiyoruz. O da Kürt halkının, Suriye halklarının çıkarlarının korunması temelinde olmalı tabi ki. Şu anda bile Türkiye Efrin’den, Suriye’den çekilir, Kürt halkına karşı düşmanca tavırlarından vazgeçer ve Suriye halkına karşı tavrını değiştirirse biz yine de hazırız. İstiyoruz. Biz Türkiye halkları ile binlerce yıl birlikte yaşadık. Fakat maalesef, iktidara gelen rejim ve sistemler, her daim halklara üstten bir gözle bakmışlardır. Bu doğru bir bakış değil. Dolayısıyla bu bakış açısı değişirse biz diyaloğa ve barışa hazırız. Barış için nerede olursa olsun elimizden ne gelirse bir yardımcı olmaya hazırız.
Tehditler var, bu gerçeği söylemek lazım. Kürtler ve tüm bölge üzerinde bir tehdit var. İdlib’de, Azaz, Bab’da, Kürtlerin yaşadığı bölgelerde, Efrin, Gire Spi’de tehditler var. Fakat bu tehditlerin aza indirilmesi için de Kürtlerin kendi arasındaki müzakerelerin başarıya ulaşması gerekiyor. Ayrıca Suriye ve Baas rejimi de görevlerine sahip çıkmalı. Öte yandan Suriye’de varlık gösteren devletlerin de 2254 sayılı karara göre hareket etmeli ve sorunun çözümü için çabalamalı. Böyle olursa tehditler azalır. Türkiye devletine de bir sınır konulmalı. Milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı. Savaşla sorunlar çözülmez. Diyalog yoluyla, uluslararası güçlerin de Suriye’deki kararlara katılımı ile çözülür.
ABD ve Koalisyon ile ilişkilerimiz DSG aracılığıyla IŞİD’e karşı mücadele üzerinden kuruldu. ABD’de gerçekleştirilen seçimlerden ve yaşanan değişiklikten sonra da biz ilişkilerimizin ABD’nin inandığı değerler temelinde, anayasalarında bahsettikleri gibi demokratik değerler temelinde olmasını, aynı değerler ışığında Ortadoğu’ya ve özellikle de Kürt halkına bakmalarını istiyoruz. Ortadoğu’da yaşananlar ve Kürtlerin içinde bulunduğu durum gerçekten de içimizi yakıyor. Bu nedenle ABD politikalarının bu durumu gözeterek, Ortadoğu ve Kürtlere bu temelde yaklaşılmasını ümit ediyoruz.
Sayın Biden projelerini açıkladığında, özellikle de Ortadoğu ve Kürtlere dair çözüm önerileri vardı. Biz bu projeleri hayata geçirmesi halinde Kürt halkının durumunun daha iyi olacağını tahmin ediyoruz.”