Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ekonomi ‘büyüdükçe’, ekmek küçülüyor

HABER ANALİZ | YUSUF DERELİ

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) üçüncü çeyrek büyüme rakamlarını açıkladı. TÜİK’e göre Türkiye ekonomisi, bir önceki yılın aynı dönemine göre düşük faizli kredilerin etkisiyle üçüncü çeyrekte yüzde 6,7 büyüdü. Beklenti 5,5 olarak açıklanmıştı. İstihdam azalıp, işsizlik artarken açıklanan büyüme rakamları tartışmaları da beraberinde getirdi. Zira ‘ekonomi’ büyürken insanların alım gücü eriyor. Ekonominin büyüdüğü iddia ediliyor ancak bu büyüme istihdamı artırmıyor, işsizliğe çare olmuyor, fiyat istikrarını sağlamadığı gibi ekonomiyi daha da kırılgan hale getiriyor. Şimdi herkes şu soruların cevaplarını arıyor: TÜİK’in rakamları ne kadar doğru? Büyüme sürdürülebilir mi? Ekonomi nasıl ve kim için büyüdü? Ekonomi büyüyorsa, insanların alım gücü neden eriyor?

Ekonomistlere göre 3. çeyrekte yaşanan büyümenin iki temel nedeni var. İlki Covid-19 salgınına karşı alınan önlemlerin gevşetilmesiyle işyerlerinin yeniden açılması, ekonominin canlanması. İkinci nedeni ise ekonomiyi canlandırmak için başlatılan düşük faizli kredi kampanyaları. Ekonomi canlansın diyen iktidar bankaları kredi vermeye zorladı. BDDK verilerine göre bu yıl ocak-kasım döneminde sadece TL kredi büyümesi 693 milyar TL olarak kayıtlara geçti. Temmuz-ağustos ve eylül aylarını kapsayan dönemde ise sadece TL kredi büyümesi 159 milyar liranın üzerinde.

BÜYÜMENİN KAYNAĞI NE?

İktidar ekonominin büyüdüğünü söylüyor. Peki bu büyümenin kaynağı ne? İnsanlar 3. çeyrekte harcamalarını neyle finanse etti? BDDK’nın rakamlarına göre ‘kredilerle’. Üretime dayalı bir büyüme yok! ‘Gelecek’ten çalınmış bir büyüme var. İnsanlar geleceklerini ipotek etti. Ayrıca ekonomi kime büyüdü? Yani bu büyümeden işçiler nasıl faydalandı? Ücretlere yansıdı mı? İstihdam arttı mı? TÜİK’in kendi rakamlarına göre bile istihdam oranı azalıyor. Reel ücretler de artmadığı gibi alım gücü üç ay öncesine göre daha da azaldı. O halde bu ekonomi büyüdü ise, ‘kime’ büyüdü? Bu arada üç ay öncesine göre ekonomideki kırılganlık daha da arttı. Ekonomi dış şoklara karşı tamamen savunmasız durumda. Her şey bir ‘yaptırım’ kararına bakıyor. 

SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL 

Ekonomistlere göre büyüme sürdürülebilir değil. Bilgi Üniversitesi Ekonomi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent, Sözcü’ye yaptığı açıklamada, büyümenin pandemi dönemindeki büyük kredi artışına dayandığını ve oranının sürdürülebilir olmadığı konusunda hemen herkesin hemfikir olduğunu anlatıyor: “Şaşırtıcı olan, büyüme oranının sabit sermaye yatırımlarında büyük bir artış sayesinde yakalanmış olması. 2020 genelinde büyüme oranının pozitif olması için son çeyrekte ciddi bir daralma yaşanmaması gerekiyor. Salgına karşı alınan önlemler daha da genişletilirse bu hedefe ulaşmak zorlaşacak.”

TAM BİR BÜYÜME YANILSAMASI

Ekonomist Prof. Dr. Mustafa Durmuş ise büyümeyi ‘yanılsama’ olarak açıklıyor. Evrensel’e konuşan Durmuş, “Bu tam bir büyüme yanılsamasıdır. Gerçek bir karşılığı olmayan, sürdürülebilir olmayan bir büyümedir. Buna bakarak ekonominin ‘V’ tipi toparlanmayı ileri sürmek mümkün değildir. Belli ki yeni kapanmalar geliyor. Dördüncü çeyrek çok sert bir daralmayla karşı karşıya kalacağız,” diyor. 

BABACAN: MAKYAJLI RAKAMLARI BIRAKIN!

Ekonominin eski patronu DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın gündeminde de dün açıklanan büyüme rakamları vardı. Partisinin Manisa İl Kongresi’nde konuşan Babacan, “TÜİK verilerine ne kadar inanacağız? Bugün yine büyüme rakamı açıklandı; yüzde 6,7. Esnaf ‘İşler berbat diyor, kiramı, borcumu ödeyemiyorum’ diyor, bugün TÜİK çıkmış büyüme açıklıyor. Kimi inandıracaksınız buna ya? Artık rakamları makyajlayıp durmayı bırakın. Bu ekonomiyi artık siz düzeltemezsiniz çünkü temelde güven vardır. Böyle bir ortamda ekonominin büyüdüğüne inanan var mı?” ifadelerini kullandı. 

ÖZTRAK: GELECEĞİN BÜYÜMESİNDEN ÇALINDI!

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi büyüme rakamlarını: “Ucuz ve sübvansiyonlu kredilerle, gelecek yılların talebi bu döneme çekildi. Yani gelecek yılların büyümesinden çalındı. Peki, bu büyüme sürdürülebilir mi? Sürdürülemez olduğunu damadın kovulmasından, Merkez Bankasının ve kamu bankalarının “kazık fren” yapmasından anlıyoruz.”

Exit mobile version