Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kayapınar ve Lice Belediyesi kayyumları kendilerini başkan ilan etti

İnanç YILDIZ
Diyarbakır

Diyarbakır’da Kayapınar ve Lice Belediyesi’ne kayyum olarak atanan kaymakamlar, yaptıkları açıklama ve çalışmalarında “vekil” ismini kullanmayarak, kendilerini seçilmiş gibi belediye başkanı ilan etti. HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Eş Sözcüsü Hediye Karaaslan, yaşanan bu durumu hezeyanın ve saçmalığın geldiği son nokta olarak değerlendirdi.

Belediyelere atanan kayyumlar, isimlerinin yanında “Belediye Başkan Vekili” sıfatını kullanıyor. Vekil kısmını da “V.” şeklinde kısaltılıyor. Diyarbakır’da Kayapınar Belediyesinin internet sitesini incelediğimizde kayyum atanan ilçenin kaymakamı Ünal Koç’un çalışmalarını “başkan vekili” olarak değil “başkan” sıfatıyla yürüttüğü görülüyor. Yine özgeçmiş kısmında da “vekil” sıfatı bulunmuyor. 31 Mart Yerel Seçimlerinde halkın yüzde 66,35’nin oyu alarak seçilen Kayapınar İlçe Belediyesi Eş Başkanı Keziban Yılmaz, hakkında yürütülen soruşturmalar gerekçe gösterilerek, İçişleri Bakanlığı tarafından 21 Ekim’de görevinden uzaklaştırılmıştı.

Lice Belediyesinde de benzer durum görülüyor. Belediyenin internet sitesini incelediğimizde kayyum atanan Cevdet Bakkal, çalışmalarını yer yer “vekil”, yer yer ise “başkan” sıfatıyla yürütmüş. Bakkal’ın özgeçmiş kısmında da “vekil” sıfatı yer almıyor. Benzer şekilde görevden uzaklaştırılan Lice Belediyesi Eş Başkanı Tarık Mercan, halkın yüzde 77,73 oy oranını almıştı.

“VEKALETEN BAKIYORLAR”

Evrensel’e konuşan HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Eş Sözcüsü Hediye Karaaslan, “Kayyumlar belediye mevzuatında anayasal olarak belediye başkanı görevden alınınca geçici olarak atanıyorlar. Vekaleten belediye başkanının yerine bakıyorlar. Dolayısıyla kendilerini belediye başkanı sıfatıyla ifadelendirmeleri oldukça manidar durum” diye konuştu.

 Hediye Karaaslan | Fotoğraf: MA

“TEK BİR OY ALMAMIŞLAR”

Kayyumların özel yetkililerle seçilmiş bürokratlar kaymakamlar ya da valiler olduğunu belirten Karaaslan, “Öyle sıradan bürokrat olmaktansa daha özel olarak o bölgeye gönderilen ve kayyum atanan bireylerdir. Dolayısıyla kayyumların kendilerini ifade ediş ve çalışma şekilleri bu özelliklerini gösterir bir tarzda oluyor. Tek bir oy almamış, seçilmiş mazbatası olmayan herhangi bir toplumla, halkla bağı olmayan bireylerdir. Aynı zamanda özellikle atayan makama oldukça bağlılardır. İdeolojik olarak bağları var” dedi.

“ANAYASAL VE TOPLUMSAL SUÇTUR”

Bu açıdan kayyum olarak atandıklarında ideolojik bağlarını, özel yetkilerini sonuna kadar kullanma eğilimde olduklarını ifade eden Karaaslan, “Nedir bu özel yetkiler. Seçilmişin yerine getiriliyorlar. Kendilerini seçilmiş zannedip bir dizi çalışma içine giriyorlar. Aslında buradaki amaç tamamen belediyeleri halksızlaştırmak, halktan arındırmak, içlerini boşaltmak, belediyelerinin halkla olan bağlarını koparmak oluyor. Dolayısıyla da yerele olan hizmet bağı olmadığı zaman bireysel çıkarlar ve yaklaşımlar öne geliyor. Kayapınar ve Lice kayyumunun kendini belediye başkanı zannetmeleri ve bu sıfatı kullanmaları bu hezeyanın ve saçmalığın geldiği son noktadır. Seçim kurulundan mazbata ve halktan onay, yetki almayan birinin kendini başkan ilan etmesi birçok yerde de yaşandı.  Bu anayasal ve toplumsal suçtur” dedi.

Exit mobile version