Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Eğitimi 16. reform kurtarır mı?

HABER ANALİZ | İLKER DOĞAN 

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün yaptığı açıklamalar, eğitim sisteminde ‘köklü bir reform mu yapılacak’ sorularına neden oldu. Erdoğan’a göre ‘müfredat tadilatının ötesinde, topyekun eğitim öğretim reformu’ gerekiyordu. Peki ‘topyekûn reform’ eğitimde yaşanan ve her geçen yıl daha da ağırlaşan sorunları çözer mi? İktidar bugüne kadar eğitimde müfredat ve sınav sistemlerinde 15 kez değişikliğe gitti. Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna 18 yılda 7 farklı isim oturdu. Her gelen bakan kendi sistemini getirmeye çalıştı, müfredatta, sınav sistemlerinde değişiklikler yaptı.

Sonuç olarak, AKP iktidarında hiçbir öğrenci okula başladığı sistemle mezun olamadı! 18 yılın sonunda eğitimdeki sorunlar azalmadığı gibi daha da ağırlaştı… Doğu ile batı arasındaki fark daha da açıldı. Eğitimde kalite düştü ve bu gerçek bizzat iktidar temsilcileri tarafından defalarca itiraf edildi. Eğitim, sınav sistemi ve müfredatta yapılan değişiklikler sonrası ortaya ucube, kimsenin ne olduğunu bilmediği bir sistem çıktı.

İKTİDAR, EĞİTİME BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRMELİ

Uzmanlara göre eğitimde sorunların çözümü için ‘köklü bir reform’ değil, iktidarın bakış açısının değişmesi gerekiyor. Öncelikle okullar, ‘ticari’ bir kurum gibi görülmemeli. Milli Eğitim’de okullar için ayrılan bütçe artırılmalı, eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı. Doğu ile batı arasında uçurum var! Öğretmenlerin özlük hakları iyileştirilmeli, ücretli öğretmenlik gibi sömürü düzenine son verilmeli. Okullardaki fiziki yetersizlikler giderilmeli ve derslik sayısı artırılarak, 40-50 kişilik sınıflarda yoğunluk azaltılmalı. 

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreni’nde yaptığı açıklamalar, ‘iktidar eğitimde yeni bir reforma mı hazırlanıyor’ sorusunu gündeme getirdi. Erdoğan, söz konusu açıklamasında, “Eğitim-öğretim görüyorlar ama çoğu alanda kendini geliştirmiş insan kapasitesine sahip değiliz. Yapmamız gereken kendi medeniyet birikimimize uygun nesiller yetiştirmektir. Topyekûn bir eğitim öğretim reformu yapmamız gerekiyor,” ifadelerini kullandı.

YAP BOZ TAHTASI

AKP rejiminin ekonomiden sonra en başarısız olduğu alanlardan biri de eğitim oldu. Sistem iktidarın elinde yap-boz tahtasına döndü. Geçtiğimiz yıl bakanlığın ‘2019-2023 Stratejik Planı’ çerçevesinde hazırlanan yeni ortaöğretim sistemine göre ders sayıları azaltılırken, seçmeli derslerin sayıları artırıldı. 18 yıllık AKP iktidarında Milli Eğitim bakanlığı koltuğuna 7 farklı isim oturdu. AKP’nin bir eğitim politikası olmadığı için her gelen isim kendi sistemini hayata geçirmek için yeni reformlar yaptı. Öyle ki, AKP iktidarında hiç bir öğrenci okula başladığı sistemle mezun olamadı! Peki reform adı altında yapılan bu değişiklikler, eğitimde kaliteyi artırdı mı? Aksine, kalite her geçen yıl daha da düştü. Doğu ile batı arasındaki fark açıldı. 18 yılın sonunda eğitimdeki sorunlar azalmadığı gibi daha da ağırlaştı…

SINIFTA KALMA SİSTEMİ YENİDEN GELİYOR

En son Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 22 Şubat’ta yaptığı konuşmada, sınıfta kalınmadığı için eğitimde önemli ölçüde seviye düşüklüğü olduğunu söylemiş ve 2020-2021 öğretim yılından itibaren ortaokul ve liselere yeniden sınıf tekrarı geleceğini açıklamıştı. 21 Temmuz 2012 tarihinde liselerde sınıfta kalma sistemi kaldırılmıştı. Bunun zararlı olduğunun anlaşılması 8 yıl sürdü! 

İLK DEĞİŞİKLİK: KATSAYI FARKI ARTIRILDI

Bu düzenleme AKP iktidarının eğitim sistemindeki ilk değişikliği değil. AKP, 2002’de iktidara geldi. Bir yıl sonra ÖSS ve AOBP puan sistemlerinin çarpıldığı katsayılar alan dışı branşlar için 0.3; alan içi branş seçimi için 0.8 olarak düzenlendi. Üniversiteye girişte katsayı farkı arttırıldı. Değişiklik, meslek ve imam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye girişlerini zorlaştırdı. 2004’te ilköğretim müfredatı değiştirildi. 2005 yılına kadar üç yıl olan lise eğitimi dört yıla çıkarıldı. Anadolu liseleri ile süper liseler birleştirilirken, bazı derslerin yabancı dilde öğretilmesine ise son verildi.

LGS’İN YERİNİ OKS ALDI

2005 yılında 8 senedir uygulanan lise giriş sınavı LGS’nin yerini Ortaöğretim Kurumları Sınavı (OKS) aldı. Ancak OKS’nin ömrü sadece 2 yıl sürdü. 2007 yılının ekim ayında OKS’nin yerine ‘kurtarıcı’ olarak üç aşamalı Seviye Belirleme Sınavı (SBS) getirildi. Bu arada, 2005 yılında üniversiteye giriş sınavı ÖSS’de ise soruların tarzında da değişikliğe gidildi. Testler SAY-1, SAY-2 gibi farklılaştırıldı. 6, 7 ve 8. sınıfta uygulanan üç SBS’li sistemin ömrü de uzun olmadı. Yeni Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 2009’da bu sistemden vazgeçti!

ÜNİVERSİTEDE YENİDEN İKİ AŞAMALI SINAV

2009’da üniversiteye girişte uygulanan ÖSS’nin değiştirilmesine karar verildi. 1999’dan önce uygulanan sistem gibi yeniden iki aşamalı sınava geçildi. Yeni sınavların adı Yükseköğretime Geçiş sınavı (YGS), Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) oldu. 2009’daki ilk denemesinde Danıştay’a takılan YÖK, iki yıl sonra katsayı farkını kaldırmak için yeniden harekete geçti. Kasım 2011’de farklı katsayı uygulaması ikinci kez kaldırıldı ve her aday için 0,12 olarak belirlendi. 

ANADOLU LİSELERİNDE KALİTE DİBİ GÖRDÜ

2010 yılında düz lise olarak bilinen genel liselerin Anadolu lisesine dönüştürüldü. Dönüşüm 2013-2014 yılına kadar tamamlandı. Türkiye genelindeki bin 953 genel lise Anadolu lisesine dönüştürüldü. Genel liseler tarihe karıştı. Artık meslek ve Anadolu liseleri olmak üzere iki tip lise vardı. Söz konusu uygulamayla Anadolu liselerinde eğitimin kalitesi dibi gördü! 2012 yılında İlköğretimde kesintisiz 8 yıllık sistemden vazgeçildi. MEB, 5+3 şeklinde uygulanan 8 yıllık kesintisiz eğitimi 4+4+4 şeklinde 12 yıllık zorunlu eğitime çevirdi. Sistemle okula başlama yaşından eğitim süresine kadar sil baştan değiştirdi.

EN YAKIN OKULA YERLEŞTİRME SİSTEMİ!

Bir kaç kez revize edilen SBS 2013’te son kez yapıldı. 2014’den itibaren SBS yerine dönem içi yapılan yazılı sınavlara geçildi. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınav sistemi başladı. Erdoğan istediği için TEOG iki yıl sonra kaldırıldı. Yerine ise Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemini getirildi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Öğrencimiz adresine en yakın okula yerleştirilecek,” diyerek açıkladı yeni sistemi.

Exit mobile version