Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Binbir Gece Masalları: Amerikalılar da büyük resmi gördü

YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN

Başlıktaki ‘Binbir Gece Masalları’ ifadesi birkaç gün önce ABD medyasında yer alan ve Trump ile Erdoğan arasındaki ilişkiyi analiz eden bir araştırma dosyasında yer aldı.

Malum olduğu üzere ABD kamuoyu — özellikle de Trump’ın 2019 Ekiminde Erdoğan ile görüştükten sonra ansızın Suriye’den çekileceğini açıklaması sonrası — “hararetle Trump ile Erdoğan arasında ne tür bir ilişki var?” sorusuna cevap arıyordu. 

Sonunda NBC’de yer alan bir haber ile ‘büyük resmi’ görmüş oldular. 

Oligarklar ve Watergate: Trump’ın Türkiye Aşkının Arka Yüzü” başlıklı haberde Türkiye kamuoyunun Reza Zarrab davasından yakın tanıdığı Adam Klasfeld’in de imzası var.

Haberin detaylarına geçeceğim ve madde madde sıralayacağım çünkü böyle bir ilişki ağını kurabilmek herkesin harcı değil. 

OLİGARKLAR, İŞADAMLARI VE LOBİCİLER 

Erdoğan ile Trump arasındaki sıradışı ilişkinin kronolojisi özetle şöyle: 

19 Ocak 2017… ABD’nin 45. Başkanı Donald Trump göreve başlamadan bir gün önce. 

Başkan Nixon’ı istifaya götüren skandalla özdeşleşen Watergate kompleksinde yer alan Watergate Oteli’nde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ünlü lobici Brian Ballard ile öğle yemeği yiyor.

Ballard Trump’a yakınlığı ile bilinen güçlü bir isim. Hatta ‘Trump’ın bir numaralı adamı’ olarak tarif ediliyor.

Toplantıyı organize edenlerden birisi Ukrayna’daki gayri resmi işleri nedeniyle Trump’ın başını ağrıtacak olan ünlü işadamı Lev Parnas, diğeri de Azeri armatör Mübariz Mansimov

Toplantının amacı Trump hükümetine kanal açmaktı ve habere göre Türkiye masaya iki adet milyonlarca dolarlık lobi anlaşması koydu.

Ballard ile Çavuşoğlu’nu buluşturan ise Azeri armatör Mansimov’un yanı sıra Rus Oligarklardan Farhat Ahmedov’du.  

Resmi lobi kayıtlarına göre Ballard ile Türk devleti arasında Halkbank davası için lobi anlaşması imzalandı ve Türkiye ayda 125 bin dolar ödedi. 

Ancak Halkbank anlaşması Erdoğan’ın nüfuz alanı açma hamlesinin sadece bir ayağıydı. 

Aynı kapsamda Trump’ın ilk ulusal güvenlik danışmanı, emekli general Mike Flynn’le de lobicilik anlaşması yapıldı.

Flynn Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi için kamuoyu oluşturmak üzere AKP hükümeti ile el sıkıştı.

Amerikalılar da büyük resmi gördü [Adem Yavuz Arslan]

Ayrıca Fethullah Gülen’in Pensilvanya’daki ikametinden kaçırılarak Türkiye’ye götürülmesi için planlar yapıldı. Bu plan kapsamında eski CIA başkanı James Woolsey ile toplantı da yapıldı. 

New York’taki toplantıya Mevlüt Çavuşoğlu ve Berat Albayrak da katıldı. Woolsey ayrıca Fethullah Gülen’in itibarsızlaştırılması için Sezgin Baran Korkmaz ve Ekim Alptekin ile görüştü. 

Siyasiler, ünlü işadamları ve eski generallerin içinde olduğu ekibe başka isimler de dahil oldu. Mesela Mormon tarikatı üyelerini dolandırdığı iddia edilen işadamı Sezgin Baran Korkmaz ve Erdoğan hükümeti ile Flynn arasındaki bağı kuran işadamı Ekim Alptekin.

Bir yanda Trump’ın ‘sağ kolu’ olarak adlandırılan Ballard öbür yanda Putin’in çok yakın dostu Ahmedov bir araya gelip ABD ile Türkiye arasındaki arabuluculuk rolü üstlendi. 

Ahmedov daha sonra Demokratların ünlü bağışçısı Steve Wynn ile tanıştırıldı. Ardından Ballard Partners ile Türkiye arasında iki lobicilik anlaşması imzalandı. 

Erdoğan’ın Trump yönetimi için işbirliği yaptığı diğer bir isim Aydın Doğan’ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ’dı

Erdoğan ile Trump arasındaki bu sıradışı ilişki çeşitli vesilelerle basına yansıdı. Mesela Trump’ın ulusal güvenlik danışmanlarından Bolton anılarını yazdığı kitabında Trump’ın Erdoğan’ı ‘yakın arkadaşı’ olarak gördüğünü anlattı. 

KAPAT HALKBANK DAVASINI AL BRUNSON’I

Lobi şirketleri üzerinden milyonlarca dolarlık anlaşmalar aracılığı ile açılan yoldan ilerleyen Erdoğan, Halkbank’a yönelik suçlamaların düşmesi karşılığında rahip Brunson’ın serbest kalmasını önerdi

Bu anlaşmanın müzakere edildiği isim ise eski New York belediye başkanı Rudy Giuliani’den başkası değildi. Giuliani bu pazarlık için Ankara’ya uçmuş ve Erdoğan ile bizzat görüşmüştü. 

Haberde çok ilginç detaylar var.

Amerikalılar da bu ilişkileri gördükçe hayretlerini gizleyemiyorlar. 

Hatta Trump’ın kişisel menfaatlerini Amerikan menfaatlerinin önüne koyduğu yorumları bile yapılıyor. Erdoğan ve Trump arasındaki bu tartışmalı ilişki siyasetin de gündeminde. 

Nitekim ABD Senatosu’nun Demokrat Senatörü Bob Menendez, Beyaz Saray’dan Trump ile Erdoğan arasında yapılan telefon görüşmelerinin dökümünü istedi. 

Tecrübeli siyasetçi bu talebini ‘çok ciddi ulusal güvenlik çıkarlarının korunması için’ yaptığını açıkladı. 

Özetle Erdoğan ile Trump arasındaki ilişkiyi sadece ‘frekans uyumu’ ile açıklamak eksik kalıyor. 

ZARRAB’DAN SONRA KURYESİ DE KONUŞTU

Son günlerde Erdoğan ve AKP yönetimi bir başka haberle daha manşetlerde. 

Haberin öznesi yine Zarrab ve Halkbank. 

ABD Hazinesi’ne bağlı istihbarat birimi Mali Suçları Uygulama Ağı’na (FinCEN) sunulan gizli raporlar 88 ülkeden 400’den fazla gazetecinin 16 aylık çalışmasıyla haberleştirildi. 

Habere göre dünya genelinde 2 trilyon dolarlık para transferi kara para aklama kapsamında şüpheli bulundu. Bu şüpheli işlemler arasında Reza Zarrab’a ait on milyonlarca dolarlık işlem var. 

Haberler de Reza Zarrab’ın kuryelerinden Adem Karahan’ın da açıklamaları yer alıyor. 

Karahan Zarrab ve AKP kurmaylarının etrafında dönen kirli ilişkileri anlatıyor. Kurye Karahan ayrıca “on milyonlarca dolar tek bir politikacıya verildi” diyerek herkesin bildiği bir sırrı ifşa ediyor. 

FinCEN belgelerinde tonla detay var. 

Meraklısı internetten şüpheli işlemlere ve bu işlere karışan isimlere bakabilir.

Benim gelmek istediğim yer başka. 

Türkiye kamuoyunda yanlış bir algı var. Ne zaman bu tip haberler yer alsa ‘Zarrab konuştu da bir şey mi oldu sanki?’ deniyor.

Bu kesimlerin yanıldığı iki temel nokta var.

Birincisi Halkbank ve Zarrab davasından ‘çıkması gerekenler’ çıktı. Hem de davanın ilk duruşmasında. 

Çünkü Türkiye’de yapılan 17 Aralık operasyonunun hükümete darbe değil dört dörtlük bir yolsuzluk operasyonu olduğu teyit edilmiş oldu. 

Hem de parasını Erdoğan’ın ödediği avukatlar bürokratların ve siyasilerin ‘utanmazca ve ahlaksızca rüşvet aldığını’ mahkeme huzurunda söyledi. 

İkincisi de şu; bu dosya halen açık. Zarrab halen savcılarla iş birliği yapıyor ve dahası savcıların elindeki tek tanık Zarrab da değil. 

Dolayısıyla bu haberlerin tamamı soruşturmaların bir yere doğru gittiğini gösteriyor. 

Yukarıda bahsettiğim ilişki ağı nedeniyle Halkbank’a yönelik ceza öteleniyor ama unutmamak gerekiyor ki, Halkbank ile ilgili jürili duruşmalar 1 Mart 2021’de başlayacak. 

Bugün ortaya dökülen bütün bu deliller, ifadeler ve itiraflardan sonra davanın siyasi etkiye açık olması ihtimali her geçen gün azalıyor. 

Son olarak ‘ABD’li savcıların turşu kurar gibi’ çalıştıklarını hatırlatayım.

Exit mobile version