Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İki köyün bombalanması olayı yıllar sonra AYM tarafından da kabul edildi – BoldMedya

Şırnak’ın iki köyünün savaş uçaklarıyla bombalanmasıyla 34 kişinin öldüğü olaydan 26 yıl sonra Anayasa Mahkemesi “ağır hak ihlali” kararı verdi.

 Anayasa Mahkemesi (AYM), daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’yi ağır insan hakkı ihlalinden 2 milyon 310 bin euro tazminata mahkum ettiği Şırnak’ın Koçağıllı ve Kuşkonar köylerinin savaş uçakları tarafından bombalanması davasında, ağır hak ihlali kararı verdi ve başvuruculara manevi tazminat verilmesine hükmetti.

Medyascope’tan Ferit Aslan’ın haberine göre; Şırnak’ın Koçağıllı ve Kuşkonar köylerinin 25-26 Mart 1994 tarihinde hava operasyonu ile bombalanıp 34 sivilin yaşamını yitirmesi olayıyla ilgili soruşturmada iç hukuk yolları tüketilince bugün hayatta olmayan avukat Tahir Elçi tarafından dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmıştı. AİHM, 2013 yılında verdiği karar ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yaşam hakkını garanti altına alan 2. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi.

Bu maddenin ihlal edildiği kanaatine ise hava operasyonu için emir verilmesi ve operasyon sonrasında tatmin edici soruşturma yürütülmemesi nedeniyle varıldı. Gerek pilotların gerekse hava saldırısı emri veren üstlerinin, operasyonu insan yaşamını dikkate almadan düzenlemeleri ve uçuş kayıtlarının gizlenmesi, mahkemenin dikkat çektiği unsurlar arasında yer alırken operasyon sonrası yaşananlar da AİHM tarafından insan hakları ihlali olarak değerlendirilmişti.

AİHM, operasyonda hayatlarını kaybeden sivillerin yakınlarına yaşatılan sıkıntı ve kaygıları da kötü muamele kapsamında yorumlayarak Türkiye’nin AİHS’nin işkence ve kötü muameleyi yasaklayan 3. maddesini de ihlal ettiğine karar vermişti. AİHM, Türkiye’den, uçuş izinleri temelinde bombalamayla bağlantılı sorumluların bulunup cezalandırılmasını isterken, Türkiye’nin 38 davacıya toplam 2 milyon 305 bin euro tazminat ödemesini karara bağlamıştı.

ZAMAN AŞIMI KARARI ÜZERİNE AYM’YE BAŞVURU

AİHM kararından sonra devam eden soruşturmada Genelkurmay Askeri Savcılığı zaman aşımı kararı verirken, aileler davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Avukatlar Tahir Elçi ve Muhammed Neşet Girasun tarafından aralarında AİHM’ye başvurmayan 59 kişi adına AYM’ye yapılan başvuruda, AYM kararını açıkladı. Tebliğ edilen kararda, başvurunun konusu şöyle açıklandı:

“Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait uçakların bir hava operasyonu sırasında gerçekleştirdiği iddia edilen bombalama neticesinde birden fazla kişinin yaşamını yitirmesi ile yaralanması ve olayla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvuruda yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verilmesine rağmen olayla ilgili etkili soruşturma yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının; olayda yakınlarının yaşamını yitirmesine şahit olunması, olay sonrasında maruz kalınan şartlar ve kamu makamlarının ilgisizliği nedeniyle insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.”

“POTANSİYEL OLARAK ÖLDÜRÜCÜ NİTELİK”

AYM Raportörü tarafından hazırlanan gerekçelerde, somut olayda bir kısım başvurucunun yaralanmalarına sebep olduğunu iddia ettikleri olayın, uçakların yaşadıkları köyleri bombalaması olduğu belirtilerek “Dolayısıyla iddia edilen eylemin potansiyel olarak öldürücü bir niteliği olduğu açıktır. Eylemin bu niteliği ve başvurucuların gerçekleştiğini iddia ettikleri bombalama sonucu yaşamalarının tesadüfe bağlı olma olasılığı birlikte değerlendirildiğinde başvurunun yaralandıklarını beyan eden başvurucular açısından da yaşam hakkı çerçevesinde incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır” denildi.

İncelenen başvuruda bir kısım başvurucu yönünden yaşam hakkının ve insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği sonucuna ulaşıldığı belirtilen gerekçede, “Dolayısıyla ihlalin kamu makamlarının eylemlerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte bir kısım başvurucu yönünden de yaşam hakkının gerektirdiği etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar verilmiştir. Bu açıdan ihlalin aynı zamanda soruşturma makamlarının işlem ve eylemlerinden de kaynaklandığı söylenebilir” denildi.

Kararda, 41 başvurucuya ağır hak ihlali nedeniyle 40 ile 130 bin lira arasında manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

TAHİR ELÇİ YILLARCA İZİNİ SÜRDÜ

Avukat Muhammed Neşet Girasun, bu olayın Türkiye tarihinin en ağır insan hakkı ihlallerinin başından geldiğini, 1994 yılında meydana gelen bu vahim olayı Tahir Elçi’nin yıllarca süren olağanüstü hukuk mücadelesi neticesinde AİHM nezdinde soncu ulaştığını ve AİHM’nin ağır ihlaller tespitleri yaptığını söyledi. AYM’nin bu kararının başvurucuların iddialarını ve AİHM’in kararını teyit ettiği için önemli olmak ile birlikte eksik hususlarda bulunduğunu söyleyen Girasun, eksik hususlar bakımından başvurucular adına AİHM’ye yeniden başvuru yapacaklarını söyledi.
Avukat Muhammed Neşet Girasun, yaşanan olayın ortaya çıkarılması ve hak ihlallerinin tespiti ve cezalandırılması bakımından Tahir Elçi’nin rolünü anlatırken “Tahir Elçi’nin inanılmaz sabrı, müthiş disiplini, olağanüstü avukatlık pratiği olmasıydı böyle bir olay sadece adli merciler nezdinde değil, kamuoyu nezdinde yaşanmamış gibi olacaktı, üstü örtülmüş, kapatılmış bir katliam olacaktı” diye konuştu.

ULUDERE’DEN DAHA VAHİM OLAY

Tahir Elçi, iki köyün bombalanması olayının Uludere (Roboski)’den daha büyük bir katliam olduğunu söylemiş ve “ Uludere olayı sınırda gerçekleşen bir olaydır. Uludere ile ilgili de çok tatmin edici bir soruşturma yürütülmedi. Halen de gizli yürütülüyor. Ama 1994’te ki olay bizzat ülke sınırları içerisinde, iki yerleşim yerine yönelik ve doğrudan hedef gözetilerek, birden çok bomba atılarak, yani kaza olma ihtimali sıfır olan bir durumdur” demişti.

GENELKURMAY KAPATMIŞTI

Şırnak’ın 2 köyünde 26 yıl önce düzenlenen ve 38 kişinin yaşamını yitirdiği hava operasyonuyla ilgili Türkiye’de yürütülen soruşturmada, Genelkurmay Askeri Savcılığı takipsizlik kararı verirken, karara Hava Kuvvetleri Komutanlığı Mahkemesi’nde yapılan itiraz da reddedilmişti. Genelkurmay, sözkonusu saatte bölgede uçuş olmadığını iddia etmişti ancak sivil savcılık uçuş olduğunu tespit etmişti. Ancak dava zaman aşımına uğradı.

Exit mobile version