TBMM’de 4 Haziran’da üç muhalefet milletvekiliyle ilgili yapılan işlemin, siyasi ve hukuki tartışmaları sürüyor. Siyasetçiler ve hukukçular, Berberoğlu ve diğer iki HDP’linin de 24 Haziran 2018’deki Genel Seçimler ile TBMM 27. Dönemi için yeniden milletvekili seçilmiş olduğunu işaret ediyor. Dolayısıyla 2016’da Anayasa’ya geçici 20’nci madde olarak eklenmiş ve TBMM 26. Dönemi’nde bütün vekiller için dokunulmazlıkları kaldırmış olan hüküm kapsamında, Berberoğlu, Güven ve Farisoğlulları’nın bugün için dokunulmazlığı olup olmadığı tartışılıyor.
AKP ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP’nin de 2016’da Anayasa’ya geçici madde eklenmesine destek verdiğini anımsatarak, o dönem dokunulmazlıkları kaldırılarak yargılanma izni verilmiş ve bu yargılamalar sonucunda haklarında hapis cezası verilmiş söz konusu vekiller için fezleke okutulmasını yeterli kabul ediyor.
Muhalefet ve anayasa hukukçuları ise, Anayasa’ya aykırı işlem yapıldığını ve milletvekilleri için TBMM’de Anayasa Komisyonu ile Adalet Komisyonu’ndan oluşturulacak Karma Komisyon’da dosyaları tek tek ele alınarak, bunun sonunda TBMM Genel Kurulu’nda tek tek oylama yapılarak dokunulmazlıklarını kaldırma kararı alınması gerektiğini söylüyor. Dokunulmazlıkları ancak şimdiki TBMM 27. Dönemi için kaldırıldıktan sonra eğer vekiller hakkında yargılamayla kesin hüküm verilirse milletvekilliğini düşürme işlemi uygulanabileceğini belirtiyorlar.
Kılıçdaroğlu: ‘’Anayasa’ya aykırıdır, millet iradesine darbe yapılmıştır’’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa uyarınca söz konusu vekiller için “dokunulmazlıkları kaldırılmış muamelesi” yapılamayacağına, fezleke okunması yerine öncelikle TBMM’nin dokunulmazlıkları kaldırma sürecini işletmesi gerektiğine işaret etti.
Bugünkü parti grubu konuşmasında süreci değerlendiren Kılıçdaroğlu, Berberoğlu ve diğer iki HDP’linin de 24 Haziran 2018’deki Genel Seçimler ile TBMM 27. Dönemi için yeniden milletvekili seçildikleri için bugün için yeniden dokunulmazlığı bulunduğu vurguladı. Bu nedenle de TBMM Başkanlığı’nın fezlekeleri okutmayla vekillikleri düşürme değil en sonunda TBMM Genel Kurulu’nda oylama yapılması gereken süreci işletmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu anayasaya aykırıdır. Kendilerince yapılan darbe hukukunu içeren bu anayasaya bile aykırıdır. Seçimden önce veya sonra bir ceza verilmişse bu hükmün yerine getirilmesi üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır. Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma Meclis’in yeniden dokunulmazlığının kaldırılmasına bağlıdır. Bir dokunulmazlık oylaması yapılmadı. Neden yapılmadı? Zaten gücünüz yetiyor. (AKP -MHP’nin yeterli sandalye çoğunluğuna sahip olmasını kast ediyor.) Biz her yerde demokrasiyi savunduk. Milletvekillerinin üyeliklerin düşürülmesi millet iradesine yapılmış bir darbedir. O zaman bu millet neden sandığa gidiyor? Biz her yerde bu hakkı savunacağız” dedi.
Bu arada Kılıçdaroğlu, HDP’nin kendisi ve partisine yönelttiği “HDP’li vekilleri ayırt etme” eleştirisine karşılık bugünkü konuşmasında Berberoğlu’nun yargılandığı ve ceza aldığı konu itibariyle farklı konumu olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Enis Berberoğlu’nun durumu biraz daha farklı. Diğer 2 milletvekiline yapılan da haksızlıktır, hukuksuzluktur. Berberoğlu’na casus dediler. MİT tırları devletin sırrı mıydı? Tüm dünyanın bildiği bir gerçekti. Tutanakları orada görevli olan hakimler ve savcılar tuttu. Peki bu hakim ve savcılar nerede şimdi? Terör örgütü üyesi olmaktan içeride. Terör örgütünün tutanak tuttuğu bir olay nasıl olur da devlet sırrı olur?” tepkisini gösterdi.
Anayasa hukukçuları “Anayasa krizi” görüşünü paylaşıyor
Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği’nden paylaşılan yazılı açıklamaya göre; CHP’li Berberoğlu ve HDP’li Güven ile Farisoğulları’yla ilgili süreç “Anayasa’ya aykırı” şekilde gerçekleşti.
Yazılı açıklamada ilk olarak, üç vekil açısından TBMM 26. Dönemi’nde yasama dokunulmazlıkları geçici 20’nci madde ile kaldırılmış olmasına rağmen 24 Haziran 2018 seçimlerinde tekrar TBMM üyesi olmalarıyla yeniden dokunulmazlık kazandıkları vurgulandı. Açıklamada, “Anayasa’da ‘Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır’ açık hükmüne rağmen vekillerin dokunulmazlığının canlanmadığına karar verilerek yargılamalara devam edilmesi tartışmasız bir şekilde Anayasa’ya aykırıdır. Hatırlatmak gerekir ki, TBMM Başkanı Sn. Mustafa Şentop da dokunulmazlıkları kaldırılmış olan vekillerin yeniden seçilmeleri durumunda tekrar dokunulmazlık kazanacaklarını beyan etmişti” denildi.
Açıklamada ikinci olarak, üç vekil hakkındaki kesinleşmiş mahkumiyet kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne yapılmış bireysel başvurular söz konusuyken ve aylardır söz konusu karar fezlekeleri TBMM’de bekletilmişken neden 4 Haziran günü bunun yapıldığı da sorgulandı. Açıklamada, “Anayasa uyarınca tamamen TBMM’nin yetkisinde ve takdirinde olan bu sürece Meclis dışından ve bilhassa Yürütmeden herhangi bir müdahalede bulunulmuş mudur? Bu soruların cevapları Meclis iradesine ve erkler ayrılığı ilkesine saygı bakımından hayati önemde olup, yukarıda dile getirilen Anayasa’ya aykırılıktan bağımsız olarak, yeni bir anayasallık sorunu gündeme getirebilecektir” uyarısı yapıldı.
Üçüncü olarak, milletvekilleriyle ilgili sabah teslim olmaları beklenmeksizin evlerinden alınma biçimleriyle de demokratik bir toplumun gerekliliklerine zarar verildiği işaret edildi. “Başından beri Anayasa’ya aykırı bir şekilde işleyen bu süreçte hukuk devleti ilkesi büyük yara almıştır. Bu hukuk ve Anayasa krizi karşısında Anayasa Mahkemesine tarihsel bir görev düşmektedir. Mahkeme, Anayasa’nın üstünlüğüne dayalı demokratik bir hukuk devletinin gereklerini göz önüne alarak vekillere ilişkin kararını ivedi olarak vermelidir” çağrısı yapıldı.
“TBMM Başkanı’nın tavır değişikliği müdahale kuşkusu yaratıyor”
İstanbul Gedik Üniversitesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Fazıl Sağlam, Anayasa’nın 84’ncü maddesindeki “Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur” hükmü bakımından TBMM’de kesim hüküm fezlekelerini okumayla bildiri yapılmasında hukuka aykırılık olmadığı görüşünde.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Sağlam, “Kuşkusuz bu bildiriyi yapacak olan Meclis Başkanlığı’dır. Burada söz konusu olan ‘kesin hüküm’, yine Anayasa’nın76’ncı maddesi uyarınca milletvekili seçilmeye engel olan suçlarla ilgili olmalıdır. Bu konuda bir tartışma yok. Ancak Berberoğlu ve diğer milletvekilleriyle ilgili durum bu kapsama girer mi meselesi nedeniyle tartışma var” diye işaret etti.
Sağlam, 2016’daki geçici 20’nci maddeyi “şaibeli bir Anayasa değişikliği” olarak gördüğünü ve aslında Anayasa’ya aykırı bu düzenlemeyle o dönemde yani TBMM 26. Dönemi’nde milletvekilleriyle ilgili dokunulmazlıkların kaldırıldığını söyledi. Ancak şimdi o maddeyle ilgili Anayasa’ya aykırılık tartışması yapılmasını “pratikte anlamsız” olarak yorumlayan Sağlam, o dönemde dokunulmazlıkları kalktığı için yargılanmaları söz konusu olan milletvekilleri tarafından 24 Haziran 2018 seçimleriyle yeniden dokunulmazlık kazanıldığını vurguladı.
Sağlam, vekiller yeniden seçildiğinde yargılamaya devam edilmesiyle hem Anayasa’ya aykırılık hem de Anayasa’ya eklenmiş geçici 20’nci maddeyi yargı eliyle “geçici iken sürekli hale getirme” durumu nedeniyle, Anayasa Mahkemesi’nin acilen karar alması gerektiğini bildirdi.
CHP’li Berberoğlu’nun durumunu örnekleyen Sağlam, “Anayasa 83’ncü madde gereği yeni bir dokunulmazlık kazanmıştır. Çünkü “Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlı” hükmü mevcuttur. Ne var ki Anayasa’nın bu açık kuralına rağmen, Mahkeme Berberoğlu’nun yargılanmasına devam etmiş ve arkasından Yargıtay Anayasa’nın bu hükmünü bertaraf etmek istercesine mahkumiyeti onamıştır. Böylece sözde geçici olması gerekli hüküm (Anayasa’ya eklenmiş geçici 20’nci madde) geçicilik sınırını aşan sürekli bir anlam kazanmıştır. Bugünkü sorunun düğüm noktası da burada toplanmaktadır. Seçilme hakkını açıkça ihlal eden ve kişi özgürlüğüne de haksız bir müdahale oluşturan bu süreç, bireysel başvuru hakkının tipik bir örneğidir ve bu konuda bir hak ihlali olup olmadığını tespit bakımından iç hukukta son sözü Anayasa Mahkemesi söyleyecektir” dedi.
TBMM Başkanı Şentop’un da tamamıyla Meclis’in takdirinde olması nedeniyle Berberoğlu’nun fezlekesini 18 ay boyunca bekletmesini hukuken doğru bulduğunu işaret eden Sağlam, “Şayet TBMM Başkanlığı gerekli görseydi, dosyaları aylarca bekletmez, kesinleşmiş kararın Meclis’te okunması sağlayabilirdi. Meclis’te okunması tamamıyla TBMM’nin takdir alanı içinde bir konudur. Anayasa’nın 84’üncü maddesinin muhatabı yeni sistemde dahi Meclis Başkanlığından başkası olamaz. Bu nedenle TBMM Başkanlığı’nın kendi kişisel görüşüne rağmen birden tavır değiştirmesi, siyasal bir müdahale kuşkusu uyandırmaktadır” diye konuştu.
“Yargıtay’ın Berberoğlu kesin hüküm kararı Anayasa’ya aykırı”
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Tolga Şirin de “kesin hüküm nedeniyle milletvekilliği düşürme içerikli fezleke okunması” işleminde hukuka aykırılık olmadığını ancak süreçte Anayasa’ya aykırılık yaşandığı düşüncesinde.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Şirin, Berberoğlu’nun 24 Haziran 2018 Genel Seçimleri’nde TBMM 27. Dönemi için yeniden milletvekili seçilmesi dolayısıyla milletvekili dokunulmazlığı hakkı kazanmasına rağmen, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin yargılamayı durdurmaması ve 20 Eylül 2018’de hapis cezası hükmünü kesinleştirmesini Anayasa’ya aykırı buluyor.
Şirin, Berberoğlu hakkında 5 yıl 10 ay hapis cezası hükmünü kesinleştirmesine ilişkin Yargıtay’ın hazırladığı fezlekeyi Anayasa’ya aykırı değerlendiriyor ve ancak bunun TBMM Başkanlığı’nca okutulmasıyla vekillik düşürülmesi işlemi yapılmasını ise “anayasal prosedür” olarak yorumluyor.
Anayasa hukukçusu Şirin, Berberoğlu’nun durumunda neden Anayasa’ya aykırılık oluştuğunu ve Anayasa Mahkemesi’ne iş düştüğünü özetle şöyle ifade ediyor:
“Esas sorun Meclis’teki işlemde değil, Yargıtay’ın karar verme aşamasındadır. Bugünkü işlem o kararın okunmasından ibaret. Anayasa’nın 83’ncü maddesi milletvekillerinin dokunulmazlığını düzenler. 2016’da bu dokunulmazlığa Anayasa’ya bir madde (geçici 20’nci madde) eklenerek, TBMM’nin 26’ncı dönemi için bir istisna getirilmişti. Bu o dönemle sınırlıydı. Tarihsel açıdan Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un sözlerine baktığımızda onun da böyle söylediğini, bu istisnanın sadece o dönemle sınırlı olduğunu görüyoruz. Bu istisna uygulandı, dokunulmazlığı kalktı fakat 2018’de yeniden seçim yapıldı. Anayasa’nın 83’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca bir milletvekili, dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra yeniden seçilirse dokunulmazlığı da tekrar canlanır. Yani sözün özü Berberoğlu hakkında yargılama, dokunulmazlığı yeniden kaldırılmadıkça devam edemezdi ama etti ve apar topar bir karar verildi. Sonuç olarak okunan karar, Anayasa’yı açıkça ihlal edilerek verilmiş bir karardır. Kanımca 18 ay kadar beklemişken Anayasa Mahkemesi’nin karar vermesi için beklenebilirdi. Geldiğimiz aşamada Anayasa’ya aykırılığı gidermek artık Anayasa Mahkemesi’nin işidir. Anayasa Mahkemesi süratle karar vererek tarihsel rolünü yerine getirmelidir.”
CHP’li Kart: ‘’Maalesef Anayasa Mahkemesi ‘hak ihlali’ kararı vermeyecektir’’
Yıllarca TBMM Anayasa Komisyonu üyeliği yapmış, yeni anayasa yazımı çalışmalarında yer almış hukukçu CHP’li Atilla Kart da hukuken haklarındaki suçlamalar farklı olsa da Berberoğlu ile HDP’li vekilleri ayrı ayrı konuşmamak gerektiğini söyledi.
Üç vekil için de Anayasa’ya aykırılık oluştuğunu vurgulayan Kart, 2016’da Anayasa’ya geçici madde eklenmesiyle “suçun şahsiliği” ilkesine ve Anayasa’ya aykırı şekilde o dönemde hakkında yargılanma talebi olan bütün vekiller için dokunulmazlıkları kaldırma kararı alındığını ifade etti. Bunun sonucunda milletvekilleri hakkında yargılamalar yapıldığını ancak 24 Haziran 2018’de yeniden seçilenler için bunun durması gerektiğini belirten Kart, yeniden seçilmiş vekillerle ilgili yargılamalara devam edilmesiyle Anayasa’nın çiğnendiğini dile getirdi.
Kart, VOA Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, “Karma Komisyon’da ve TBMM Genel Kurulu’nda ‘suçun şahsiliği’ bakımından tek tek görüşülerek oylanması gerekli dokunulmazlıkları kaldırma kararı alınması süreci 2016’da devre dışı bırakıldı. O dönemde haklarında yargılama talebinde bulunulmuş bütün vekiller yargılanmalı kararı alındı. Maalesef CHP de hukuka aykırı bu kararı siyaseten destek olduğunu açıkladı. Ama bugünkü durumda üç vekil de TBMM 27. Dönemi’nde yeniden seçildikleri için Anayasa gereğince bu üç vekil hakkında yargılamaya devam edilebilmesi için TBMM’deki süreç işletilmeliydi. Yani Karma Komisyon’da dosyaları ele alınmalı ve en son TBMM Genel Kurulu’nda dokunulmazlıkları oylanmalıydı. Zaten çoğunluğa sahip iktidar cephesi istiyorsa bu üç vekil hakkında tek tek yapılması gerekli oylamalarda dokunulmazlıkları kaldırma kararı alırdı. Bu kararlar alındıktan sonra da yeni haklarında kesin hüküm kararı gelirse de o zaman fezlekeler okunmasıyla milletvekillikleri düşürülebilirdi. Ne yazık ki bu aşamada Enis Berberoğlu’nun dosyasında Yargıtay’ın yargılamaya devam etmesi ve hüküm vermesiyle Anayasa’ya aykırılık oluşmuş ve ‘adil yargılanma hakkı’ ihlal edilmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi ‘hak ihlali’ kararı vermeyecektir, verebileceğini maalesef beklemiyorum” diye konuştu.