AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, üç muhalefet partili ismin milletvekilliklerinin düşürülmesi ile ilgili, CHP’nin 2016’da kabul ettiği, dokunulmazlıkları kaldırma yaklaşımını işaret etti. Muş, “CHP o dönemde ‘hodri meydan’ dedi, bunun önünü açtı. Anayasa uyarınca usulü bir işlem yapılmıştır” dedi.
Muş, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, CHP’li Enis Berberoğlu ve HDP’liler Leyla Güven ile Musa Farisoğulları’nın milletvekilliklerinin düşürülmesini yorumladı. Muş, dünden beri yaşananlar konusunda, TBMM’nin 26. döneminde CHP’nin, AKP-MHP oyları anayasa değişikliği geçirilmesine yetersiz iken o dönemki fezlekeleri işleme koymak için “evet/kabul” oyu verdiğini anlattı. Böylece 2016’da anayasa değişikliği yapıldığını ve milletvekillikleri düşürülmesi işlemi uygulandığını kaydeden Muş, “CHP o dönemde ‘Hodri meydan’ dedi, bunun önünü açtı. Şimdi dek kesinleşen yargı kararlarından dolayı Anayasa’nın 83, 84 ve geçici 20’nci maddesi gereğince bunlar Meclis’te okundular. Anayasa uyarınca usulü bir işlem yapılmıştır” görüşünü dile getirdi.
Muş, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un muhalefet tarafından haksız şekilde suçlandığını da savunarak, Anayasa uyarınca sadece kesinleşmiş yargı kararları okunması işlemi yapıldığını söyledi. Muş, “Meclis Başkanımız bahsettiğiniz çeşitli iddialara cevap vermiştir, neden beklediğini açıklamıştır. Milletvekilleri lehine olabilecek bazı gelişmelerden dolayı beklediğini de ifade etmiştir. Meclis Başkanı’na yapılan bazı eleştirilerin haksız olduğunu düşünüyoruz. Çok haksız, maalesef kendisini yıpratmaya yönelik bir kampanya oluşturulmaya çalışılıyor. Unutmayalım Meclis Başkanımız aynı zamanda bir Anayasa profesörüdür. Milletvekillerinin lehine olabilecek her şeyi yapmıştır. Bunu eleştirenler, ‘Anayasa’nın ilgili amir hükümlerini uygulamayın.’ Bu başka bir şey. Meclis Başkanı’nın kararı yerindedir. Ortaya konulmuş uygulamayı AK Parti Grubu olarak destekliyoruz” diye konuştu.
“Erken seçim gündemimizde bulunmuyor”
Muş, seçim mevzuatında değişiklik yapılmasının ardından erken seçime gidileceği yönündeki görüşlere ise itiraz ederek, “Erken seçimle alakalı bizim gündemimizde herhangi bir şey bulunmamaktadır. Seçimler 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır. Öncesinde bizim seçim yapmak gibi bir gündemimiz bulunmamaktadır” ifadesini kullandı.
Siyasi Partiler Kanunu ve seçim mevzuatına ilişkin yasa teklifini tamamladıklarında kamuoyuyla paylaşacaklarını söyleyen Muş, teklif paylaşılmadan önceki tüm iddiaları spekülasyon olarak suçladı. Muş, CHP’nin, hazırlanacak yasa teklifiyle Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin seçime girmesine engelleme yapılacağı iddiasıyla ilgili ise, AK Parti olarak böyle bir düşünceleri olmadığını söyledi. Muş, “Kanun yoluyla bir siyasi partinin seçime girmesini engellemek gibi bir düşünceye asla hakim olmadık. Bu bir hülleciliktir, hüllecilik de CHP’nin işidir. Bu kurulan partiler ya da kurulacak olan partiler, 2023 yılında yapılacak seçimlere mevcut hukukumuza göre teşkilatlarını kurmak suretiyle girebilirler. Hüllecilik bizde yoktur, biliyorsunuz Güneş Motel’den itibaren o CHP’nin klasik bir geleneğidir” iddiasını savundu.
AKP’li Muş CHP’yi Gezi protestolarıyla suçladı
Muş, Cumhurbaşkanı ve AKP’nin CHP’ye yönelik, kriminalize etme, muhalefetini sertleştirmesi yönünde baskı yapma stratejisi izlediği iddialarıyla ilgili soruya ise, “CHP kendisini nasıl konumlandıracağına, kendisi karar verecek. CHP’nin ideolojisi ve ilkeleri bellidir. Ama bugün CHP kendi ilkelerinden uzak siyaset yapıyorsa ve belli eleştirilere maruz kalıyorsa bu AK Parti’nin suçu değildir. Bu CHP’nin ortaya koyduğu siyaset anlayışının bir tezahürüdür. Kusura bakmayınız PKK’yı terör örgütü olarak tanımayan bir siyasi parti ile iş birliği yaptığınız zaman biz buna gerekli tepkiyi koyar, kendi düşüncelerimizi ifade edebiliriz. Burada özeleştiri yapması gereken CHP’nin kendisidir. CHP, Türkiye ekonomisini ve milli birlik ve bağımsızlığını hedef alan Gezi Parkı eylemlerini “hak arama hürriyeti” olarak yansıtıyor, bu olaylardan halen övünç duyuyor. Bu duruşu nedeniyle milletin kafasında oluşan kuşkuya katlanması gerekiyor” dedi.
AKP, meslek örgütleri ve Baro düzenlemesini getirecek
AKP Grup Başkanvekili Muş, Barolar konusunda yasal düzenleme için çalışmayı sürdürdüklerini ve kendilerince TBMM’ye sunuluncaya kadar neler olacağıyla ilgili söylemlere itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.
Muş, Türkiye İş Bankası’ndaki Atatürk’ün mirasıyla CHP’ye bıraktığı hisseleriyle ilgili yasa hazırlığıyla ilgili ise, bilgi vermedi ancak bu konuda iddialara da itibar edilmemesini ve teklif TBMM’ye gelinceye kadar beklenilmesi gerektiği görüşünü savundu.
Ekonomiyle ilgili düzenleme paketi TBMM’ye sunuldu
Bu arada AKP, ekonomiyle ilgili Covid-19 salgını dikkate alınarak vatandaşlarca yapılacak ödemeler konusunda bazı ertelemeler de öngören yasa teklifini de bugün TBMM’ye sundu.
AKP Grup Başkanvekili Muş, söz konusu yasa teklifinde, salgınla birlikte pek çok hizmet artık elektronik ortamda yapılması daha sağlıklı görüldüğü için bununla ilgili düzenlemeler yaptıklarını belirtti. “Kredi ve banka kartı, factoring, finansal kiralama ve GSM operatörlerinin abonelik sözleşmelerinin artık elektronik olarak uzaktan yapılmasının önünü açıyoruz” diyen Muş, vatandaşlara karşılıksız çeklerini ödemeleri konusundaki süreyi de Covid-19 salgını nedeniyle 9 ay daha uzatacaklarını açıkladı.
Kamu bankalarıyla ilgili de sermaye yapılarıyla ilgili borçlanma limitlerini değiştireceklerini kaydeden Muş, İkrazen Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senet ihraç limitini yüzde 3’ten yüzde 5’e çıkardıklarını böylece bu kuruluşlara 22 milyarlık ek finansman sağlayacaklarını söyledi.
Muş, 2020 yılında deprem yaşayan Elazığ, Diyarbakır, Malatya, Adıyaman Tunceli, Van ve Manisa’daki vatandaşlara maddi destek için de istisnai bir hüküm getirileceğini ifade etti.
Muş, ayrıca yurt dışında emekli olmuş vatandaşlara burada çalışma imkanı verileceğini ve tütün üreticileriyle ilgili de yetkilendirmede değişiklik yapılacağını anlattı.