Not: Bu haber ilk olarak 5 Temmuz 2019’da yayımlandı.
Başbağlar, 1993 yılının Temmuz ayının ilk haftasında Türkiye’de arka arkaya yaşanan iki katliamdan biri olarak tarihe geçti.
2 Temmuz’da Sivas’ta Pir Sultan Abdal’ı anma etkinlikleri için kente gidenleri hedef alan saldırıdan 3 gün sonra, Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyüne silahlı bir grup tarafından bir baskın düzenlendi. Baskında 33 kişi hayatını kaybetti, köy ateşe verildi.
PKK’nın İmralı Cezaevi’ndeki lideri Abdullah Öcalan yargılandığı sırada mahkemedeki ifadesinde, saldırının “Doktor Baran” kod adlı örgütün yerel sorumlululardan biri tarafından düzenlendiğini söylemişti.
Saldırıyla ilgili bilinenleri derledik:
Başbağlar’da ne oldu?
5 Temmuz 1993’te Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı, şehre 150 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyünü basıp bir saatten uzun bir süre PKK propagandası yapan bir grup daha sonra 28 erkeği kurşuna dizdi.
Aralarında kadınların da olduğu 5 kişi de sığındıkları evlerin ateşe verilmesiyle yakılarak öldürüldü.
Köydeki evlerin büyük bölümü, köy okulu, köy camisi ve halkevi de ateşe verildi.
Saldırı sırasında, köyün telefon ve elektrik hatları da kesildi.
Olay, komşu köydekilerin haber vermesiyle ortaya çıktı.
Başbağlar köylüleri katliamla ilgili ne demişti?
Gece düzenlenen baskından sonra Cumhuriyet gazetesinden Ferit Demir’e konuşan köyün muhtarı Ali Akarpınar şunları söylüyordu:
“Teröristler önce bölücü içerikli propaganda yaptılar ve kesinlikle kimseye zarar vermeyeceklerini söylediler. Köyümüze ilk kez teröristler geldiği için olayın nereye varacağını tahmin edemiyorduk. Zira köyün dışında topladıkları insanların tamamı silahsızdı ve onlara karşı yapabilecekleri bir şey yoktu. Bunun için de bunların bir an önce gitmelerini bekliyorduk.
“Köy halkını kurbanlık koyunlar gibi dizen teröristler daha sonra üzerimize kurşun yağdırmaya başladılar. Bir taraftan da bütün köyümüz alev alev yanıyordu.”
Başbağlar muhtarı, katliamdan kurtulanların da kurşunlandığını anlattı.
Köyde tesadüfen kurşunlardan kaçan 60 yaşındaki Hakkı Keskin de tüm erkekleri köy meydanında topladıklarını ve silahla taradıklarını, kendisinin de kaçarak kurtulduğunu anlatmıştı. Keskin, PKK’lıların topladığı kadınlara şu konuşmayı yaptığını aktarıyordu:
“Siz Sivas’ta Kürt halkının temsilcilerini katlettiniz. Biz de sizin erkeklerinizi cezalandıracağız. 1938’de Dersim’de yaptığınız katliamların hesabını da soracağız. Bütün erkeklerinizi öldürüyoruz.”
PKK saldırıyla ilgili ne dedi?
PKK lideri Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999’da Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmişti. Öcalan Haziran 1999’da İmralı’da yargılanırken, Başbağlar’daki baskından haberi olmadığını söyledi.
Öcalan’a göre köyde yaşananların sorumlusu, “Doktor Baran” kod adlı bir PKK sorumlusuydu.
Dönemin Erzincan Valisi Recep Yazıoğlu da katliamın PKK tarafından gerçekleştirildiğini, örgüt üyelerinin baskın sırasında bildiri dağıttıklarını anlattı.
Recep Yazıcıoğlu bildiride şu ifadelerin yer aldığını söylüyordu:
“Sivas olaylarının ve orada katledilen vatandaşların kanı yerde kalmayacaktır. Onların öcünü aldık. Almaya devam edeceğiz.”
Yargı süreci ne aşamada?
Başbağlar Katliamı’ndan yaralı kurtulan muhtar Ali Akarpınar saldırının faillerinin bulunamamasına tepkili.
Ali Akarpınar geçen yıl Anadolu Ajansı’na sürece dair şunları söylemişti:
“Başbağlar adalet arıyor. Çalmadığımız kapı, gitmediğimiz makam kalmadı ama bu güne kadar sonuç alamadık. 1994 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) başlayan davanın 4 duruşması Erzincan, 24 duruşması İzmir DGM’de görüşüldü.
“1998 yılında Başbağlar olayı takipsizlikle kapandı. Daha sonra sivil ve yargı önünde bir çok denemelerimiz oldu. 2013 yılında 23. dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonuna da davamızı anlattık. Oradan da sonuç alamadık.
“Devlet Denetleme Kurulu’na elimizdeki bilgi, belge ve dokümanlarla gidip 7 saat açıklama yaptık. Dava dosyası Sivas olayı ile birleştirildi ancak Sivas olayıyla ilgili rapor hazırlandı, Başbağlar ile ilgili hazırlanmadı.
“O dosya içinde Başbağlar’a tek satır yer verilmedi. Sivas olaylarının intikamının alınması amacıyla Başbağlar Katliamı’nın yapıldığına ilişkin buraya bir bildiri bırakılmıştı. Buna rağmen maalesef Başbağlar olayı görünmez oldu.”