Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AYM’nin ByLock kararı: Makyaj dediğin de bir yere kadar! 

YORUM | Av. TARIK FAZIL ÖNEL

Evet, Anayasa Mahkemesini (AYM) hala etkin bir hukuk yolu olarak gören Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) artık ne diyecek merak ediyorum. 

Önce paragraflar halinde AYM’nin ByLock kararını özetleyelim: “Demokratik toplumlarda temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla terör örgütleri gibi son derece karmaşık yapılarla etkin bir şekilde mücadele edilmesi ve bu tür örgütleri gizli yöntemlerle takip etmek amacıyla istihbarat organlarına ve onların yöntemlerine ihtiyaç duyulması kaçınılmazdır. Dolayısıyla terör örgütlerinin çökertilmesi amacıyla gizlilik taşıyan istihbarat yöntemleri kullanılarak bu örgütlerle ilgili bilgilerin toplanması ve analiz edilmesi demokratik toplumlardaki önemli bir ihtiyaca karşılık gelmektedir…” 

“MİT, 2937 sayılı Kanun kapsamındaki görevlerini yerine getirirken rastladığı FETÖ/PDY’ye ilişkin bir veriyi adli makamlara/soruşturma mercilerine iletmiştir.”  

“Kendi görev alanındaki bir konuyla (terörle mücadele) bağlantılı ve bir yasal temele dayalı olarak öğrenilen somut bir verinin yetkili adli makamlara bildirilmesinden ibaret olan bu eylemin bir istihbarat organı olan MİT tarafından adli kolluk faaliyeti yürütüldüğü şeklinde yorumlanması mümkün değildir. “

“Bu bağlamda MİT’in delil toplama amacına yönelik bir çalışmanın sonucunda değil FETÖ/PDY’nin millî güvenlik üzerinde tehlike oluşturduğunun başta MGK olmak üzere kamu makamları tarafından değerlendirildiği bir dönemde bu yapılanmanın faaliyetlerinin tespiti için yürüttüğü istihbari çalışmalarda söz konusu dijital materyallere rastladığı anlaşılmaktadır.”

“MİT’in görevi kapsamındaki bir çalışması esnasında rast geldiği dijital materyalleri, içeriğinde suça konu olguların bulunup bulunmadığının incelenmesi için ilgili adli makamlara/soruşturma mercilerine iletmesi o verileri hukuka aykırı kılmaz.”

“Sonuç olarak anayasal düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan bir terör örgütüyle ilgili istihbarat çalışmaları sırasında rastlanan ByLock uygulamasına ilişkin verilerin bu örgütle ilgili yürütülen soruşturma ve yargılamalarda maddi gerçeğe ulaşılmasına katkı sunması amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.”

“MİT’in yasal yetkileri çerçevesinde elde ettiği ByLock iletişim sistemine ilişkin dijital materyallerin ve bu materyallerle ilgili olarak düzenlenen teknik raporun Cumhuriyet Başsavcılığına ulaştırılması bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içeren bir uygulama olarak değerlendirilemez.”

“Adli makamlar, dijital materyallerin gerçekliği veya güvenirliği ile ilgili olarak gerekli araştırma, inceleme ve değerlendirmelerde bulunmuş, hâkimliklerce verilen kararlar üzerine veriler teknik birimlerce incelenmiştir.”

“Savunma tarafı da -silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine uygun şekilde- başvurucunun ByLock kullanıcısı olduğu yönündeki delillerin gerçekliğine itiraz etme ve kullanılmalarına karşı çıkma imkânı elde etmiştir.”

“Yine yargı kararlarına göre, örgütsel amaçla kullanılması için tasarlanmış bu programı örgütle irtibatı olmayan bir kişinin -genel uygulama mağazaları ile bazı internet sitelerinde rastlayarak indirmesi durumunda bile- bir örgüt mensubunun yardımı olmaksızın kullanması ve başka kişileri arkadaş olarak ekleyip onlarla iletişim kurması imkânı bulunmamaktadır. “

AYM’nin bu kadar laf kalabalığı yaptığı ve bağıra bağıra ‘ben artık etkin bir yargı yolu değilim’ dediği bu sözde Bylock kararına ilişkin çok birşey demeyeceğim ama öz yazacağım.

1- Kararın bir çok yerinde bastıra bastıra “Terör örgütü” lafını kullandınız. Öncelikle Hizmet hareketine 15 Temmuz tiyatrosu ile silahlı terör örgütü çamurunu attınız. Bundan önce ilk kez 26 mayıs 2016 tarihli MGK’da “Terör Örgütü” çamurunu attınız (Yargı kararı olmadan kimseye Terör Örgütü diyemezsiniz). FETÖ/PDY ile ilgili de ilk Yargıtay Kararı 14 Temmuz 2017 tarihinde verildi.

2- ByLock’u “silahlı terör örgütünün haberleşme aracı” olarak kabul edip insanları kriminalize etmek için araç olarak gördünüz. Peki Türkiye ByLock’u ilk ne zaman öğrendi? 15 Temmuz’da mı? Elbette HAYIR!

3- “Gizliliğe büyük önem veren imamlar, bazı durumlarda örgütsel ilişkileri için farklı, özel hayatları için farklı hatlar kullanıyor. Ayrıca deşifre olmamak için telefon kullanmak yerine, akıllı telefonlarda, kendi içinde kripto barındıran WhatsApp, Skype, ByLock, KakaoTalk gibi uygulamalardan yararlanıyorlar.” 

4- 20.01.2015 tarihli Sabah’ın internet sitesindeki habere bakıldığında Devlet ByLock’tan haberdardı ve 20.01.2015’de tüm Türkiye haberdar oldu. MİT böyle bir haberin basına servis edilmesini istedi. Eğer devlet bu tarih itibari ile ByLock’u biliyor ise neden adli tahkikat yapmadı? Savcılıklar neden bu tarih itibariyle bir ByLock soruşturması başlatmadı? ByLock’u kullanmak o dönemler suç değil miydi? Neden kolluk kuvvetlerini bu soruşturma için görevlendirmedi? Bu daha sağlıklı ve hukuki bir yol değil miydi? Yoksa hukuka dışı bir şeyler mi planlanıyordu? Yoksa zulmü başlatmaları için 15 Temmuz tiyatrosuna mı ihtiyaç vardı?

5- Peki MİT ByLock çalışmasını ne zaman bitirdi? Hangi kurumlara iletti? MİT Yaptığı basın açıklamasıyla Mayıs 2016’da tüm ByLock bilgilerini ilgili kurumlara verdiğini beyan etmiştir.  

6- Görüyoruz ki 15 Temmuz tiyatrosundan 2 ay önce MİT çalışmasını tamamlamış. Peki Ocak 2015 ‘ten 15 Temmuz 2016 ‘a kadar neyi beklediniz ey Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı? 

7- Peki MİT neden 6 ay sonra (09.12.2016’da) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sözde ByLock verilerini teslim etmiş ve Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği 2016/6774 D.İş. ile CMK 134 kapsamında imaj alma ve kopyalama için karar almıştır. Sonradan ne fark edilmiştir? 

8- Resmi uygulama mağazalarından indirilebilen tüm dünyaya açık ByLock uygulaması hakkında utanmadan, sıkılmadan, kızarmadan “örgüt mensuplarının yardımı olmadan ByLock kullanılamaz” diyorlar. Peki şu haberi nereye koyacağız? Emniyet Müdürü ByLock’u hem kendine hem de metresine nasıl kurabilmiş? 

9- Ey AYM, sen de biliyorsun ki ByLock’un sözde dijital verilerini Recep T. Erdoğan’ın istemediği hiç kimse göremedi göremeyecek. Aksi yönde bir beyan verirseniz içini asla görmediğiniz sözde ByLock çuvalına sizin de atılacağınızdan, adınızın kripto ‘FETÖ’cü ye çıkacağından ödünüz kopuyor. Biliyorsunuz ki Erdoğan bunu yapmaya muktedir! 

Bu kararınızın ardından diliyorum ki Allah tez vakitte size adaletiyle tanıştırsın. Zulme uğramasına bir şekilde vesile olduğunuz bu kadar insanın göz yaşlarında, akan kanlarında boğulasınız.

Exit mobile version