İstanbul Üsküdar’daki Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’nin haçını söküp kırdığı ve kilisenin önündeki kaldırıma attığı gerekçesiyle yargılanan sanık, “ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme” suçundan 1 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin verdiği kararda Kuran’dan ayete atıf yapıldı.
Mazlum Serin 23 Mayıs’ta Üsküdar Kuzguncuk Mahallesi’nde bulunan Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’nin duvarına tırmanıp dış kapı üzerindeki metal haçı yerinden sökerek kaldırıma attı.
Kamera görüntüleri üzerinden yapılan araştırma sonucunda kimliği tespit edilen Mazlum Serin yakalanarak gözaltına alındı. Kilisenin vakfının yönetim kurulu başkanı olan Haçadur Edvart Ayvazyan, eylemden dolayı sanık Mazlum Serin’den şikayetçi oldu.
Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülen davada verilen hükümde Serin’in “yerinden sökülen haçı herkesin gelip geçtiği kaldırıma atması eyleminin de ilgili dini inanışı benimseyen toplum kesimini tahkir maksadıyla gerçekleştirdiği” vurgulandı.
Gerekçeli kararda, sanığın bu nedenlerle “ibadethane ve mezarlıklara zarar verme” suçundan 1 yıl 3 aydan 5 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı hatırlatıldı.
Serin’in savunmasında yaptığı eylem nedeniyle çok pişman olduğunu ifade ederek, “Kalp ve şeker hastası olduğum için şu anda çalışamıyorum. Olay bir anlık bir şeydi. Hastalığımın etkisiyle böyle davrandığımı düşünüyorum. Bu eylemin altında herhangi bir neden yoktur. Hiçbir kişi ya da yapıyla bir bağım bulunmamaktadır. Ben tüm dinlere saygılıyım. Ne Ermenilere ne de Hristiyanlara bir husumetim vardır. Vermiş olduğum zararı karşılamaya hazırım” şeklinde beyanda bulunduğu kaydedildi.
En’am Suresi’nin 108. ayetinin Diyanet tefsirine yer verilen gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi:
Başkalarına, onların inançlarına ve kutsal saydıkları değerlere hakaret etmenin İslami edep ve ahlakla bağdaşmadığı gibi, İslam’ın izzetine de zarar getireceği, Müslümanların bu durumlara imkan verecek söz ve davranışlardan kaçınmaları emredilmektedir. Ayette, İslam’ın tebliğ ve davet metoduna da işaret vardır. Buna göre bizim gibi başkalarının inanç ve kanaatleri de onlara göre değerlidir. Diyalog ve ikna etmenin yolu saygı ve nezaketten geçer. Hakaret ve küfür ise sadece muhatabın düşmanlık duygularını kabartır. İnatlaşma, sertleşme ve giderek çatışmaya yol açar.
Gerekçeli kararda, “En’am Suresi 108. Ayetinin tefsirinde açıklandığı üzere inançlara saygı esas olup, sanığın kilisenin dış kapısı üzerinde bulunan ve bulunduğu yerde kaynakla sabitlenmiş olan haçı söküp kaldırıma atması eyleminin sadece haça zarar vermek kastıyla değil, ilgili dini inanışı benimseyen toplum kesimini tahkir maksadıyla gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır” denildi.
Bu nedenle sanık Mazlum Serin’in “ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme” suçundan önce 1 yıl hapis cezasına çarptırıldığı belirtilen gerekçeli kararda, eylemin ilgili dini inanışı benimseyen toplum kesimini “tahkir” maksadıyla işlenmesi nedeniyle verilen cezada artırıma gidilerek sanığın 1 yıl 4 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti.
Gerekçeli kararda, tutuklu sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti gözetilerek tahliyesine hükmedildiği, sanığın daha önceden kasıtlı suçlardan mahkumiyeti bulunduğu gerekçesiyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve erteleme kararı verilmesine yer olmadığına karar verildiği kaydedildi.