ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM
Yılın bu dönemi genelde sakin geçer Washington’da. Meclis tatile girmiştir, siyasetçiler memleketlerine dönmüştür, Potomac Nehri bile ağır ağır akar. Ama bu sene öyle değil. Beyaz Saray’dan yükselen savaş naraları, başkent sokaklarında devriye gezen ICE ekipleri… Güney sınırında görmeye alıştığımız sahneler artık Kongre binasının gölgesinde yaşanıyor.
Başkan Donald Trump, pazartesi sabahı kameraların karşısına geçti ve 78 dakika boyunca adeta “kurtarıcı komutan” rolünde sahne aldı. DC polisini federalize etti, yani el koydu, 800 Ulusal Muhafız askerini konuşlandırdı ve 11 Ağustos’u “Washington’un kurtuluş günü” ilan etti.
Neden mi?
Çünkü Trump’a göre başkent, “şiddet çeteleri, kan susamış suçlular, başıboş gençler, uyuşturucu bağımlıları ve evsizlerle dolu bir cehennem.”
Bir Hollywood aksiyon filmi fragmanını andıran bu tasvirin ardından asıl soru şu: Peki gerçekten durum böyle mi? Cevap basit: Hayır. Üstelik resmî rakamlar, suç oranlarının son 30 yılın en düşük seviyesinde olduğunu söylüyor. Peki, suçlar azalırken Trump neden böyle sert bir adım attı? Bu hamle arkasında ne tür siyasi hesaplar yatıyor?
Suç oranı düşerken Trump’ın öfkesi arttı
Washington DC polis verileri net: 2024’te şiddet suçları yüzde 35 azalmış. Cinayetler, soygunlar, ağır saldırılar… Hepsi gerilemiş. Ama Trump, “DC suçla baş edemiyor.” diyerek kriz ilan ediyor.
Sebebi mi?
Elbette politika. Trump’ın stratejisi, Demokratların yönettiği “mavi” başkente gücünü-gününü göstermek, “Bakın, ben olmasam burası çökerdi!” mesajı vermek. 1973 tarihli Home Rule Act, başkana olağanüstü durumlarda DC polisinin kontrolünü devralma yetkisi veriyor. Ortada olağanüstü bir durum olmadığı halde, Trump bu yetkiyi kullanıp “güçlü lider” imajını pekiştiriyor.
Ordunun sahneye çıkışı
Trump’ın görevlendirdiği 800 Ulusal Muhafız askeri kağıt üzerinde sadece “lojistik destek” sağlayacak. Ama görüntü, başlı başına bir propaganda değeri taşıyor. ABD tarihinde ordunun iç politikada kullanılması hep tartışmalıydı. Trump ise bunu adeta kampanya malzemesine dönüştürüyor. Bu, klasik bir “kanun ve düzen” gösterisi. Trump, şehirleri “suç bataklığı” gibi göstererek kendi tabanına güvenlik kahramanı rolünde sesleniyor. Özellikle de Demokratların yönettiği başkentte bu imaj daha da değerli hale geliyor.
Evsizlik: Çözüm değil, dekor
Trump’ın hedeflerinden biri de evsizlik sorunu. Ancak meseleye sosyal politika açısından yaklaşmak yerine, “temizlik operasyonu” gibi sloganlarla gündeme taşıyor. “Sokaklarda evsiz bırakmayacağım!” diyor ama nereye göndereceğini, nasıl çözeceğini söylemiyor. Çünkü burada mesele çözüm değil; görüntü. Bu arada Trump’ın hamlesi, DC’nin eyalet olma talebini yeniden canlandırdı. Yerel yöneticiler bu müdahaleyi “federal baskı” olarak görüyor. “Tam özerklik” talepleri daha yüksek sesle dile getiriliyor.
Son perde: Kahraman yaratmak
Ortada çok basit bir tablo var: Suç oranları düşüyor, Trump ise yükseltiyor — ama sadece algıyı. Bu bir güvenlik operasyonu değil, siyasi tiyatro. Trump bu oyunda başrolü kimseye bırakmak istemiyor.
Washington DC bir günde suç başkenti olmadı. Ama Trump, öyle göstermek zorunda. Çünkü bu senaryoda o, başkenti “cehennemden kurtaran” lider oluyor. Gerçekte ise olan şey, Amerikan demokrasisinin en temel ilkelerinden biri olan asker-sivil ayrımının biraz daha aşındırılması. Sonuç mu? Suç oranları azalsa da, demokratik standartlar eriyor. Beyaz Saray’daki başrol oyuncusu ise bu senaryoyu oynamaktan gayet memnun.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***