Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’daki Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Dünya Türk İş Konseyi 10. Kurultayı”nın gala yemeğine katıldı.
Yemekte konuşma yapan Mehmet Şimşek, dünyanın düşük bir büyüme döneminde olduğunu söyledi.
Şimşek, “Önümüzdeki 5 yıl ortalama yüzde 3 civarında küresel büyüme öngörülüyor. Bu kısmen tabii ki yüksek enflasyonla mücadele için parasal sıkılaştırmayı yansıtmakla birlikte aslında daha yapısal birtakım karşı rüzgarları yansıtıyor. Çünkü dünya çok büyük bir borç içinde ve bu büyümeyi sınırlıyor. Nüfusta ciddi bir yaşlanma söz konusu. Yatırımlarda nispeten düşük bir seyir var. Verimlilik düşük seyrediyor. Bütün bunları bir arada düşündüğümüzde zaten büyümeyi sınırlıyor” ifadelerini kullandı.
‘ENFLASYONLA MÜCADELEDE DAHA ÖNCE BAŞARILI OLDUK, YİNE OLACAĞIZ’
“Bizim programın üç tane temel bileşeni var” diyen Şimşek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Birinci bileşeni dezenflasyon. Yani fiyat istikrarının tekrar sağlanması. Maalesef dünyada da pandemi sonrası çok yüksek enflasyonist bir dönem söz konusu ama tabii Türkiye’de enflasyon çok daha yüksek seviyelerde. Enflasyonun yüksek olduğu yerlerde iş yapmak kolay değil. Öngörülebilirlikten, sürdürülebilir büyümeden bahsetmek zorlaşıyor. Türkiye’yi tekrar yüksek, sürdürülebilir, dengeli bir büyüme patikasına sokmak için enflasyonla mücadelede kararlıyız. Daha önce başardık, tekrar başaracağız.
Dezenflasyon programı deyince aklımıza tabii ki parasal sıkılaşma geliyor. Dünyada da öyle sadece Türkiye’de değil. Size bir rakam vereyim. Son 21 ayda 12 gelişmiş ülke toplam 107 kez, 22 gelişmekte olan ülke ise 162 kez faiz artışına gitti ve şu anda küresel enflasyon aşağı yönlü bir trend idi ama uzun vadeli ortalamaların hâlâ çok üzerinde. Dolayısıyla ülkemizde de bir parasal sıkılaşmaya gidiyoruz. Aynı zamanda seçici kredi sıkılaşmasına da gidiyoruz. Bunun amacı kıt olan imkanlarımızın üretken alanlara kanalize edilmesidir.”
‘KIT KAYNAKLARIN ÜRETİME KANALİZE OLMASI NOKTASINDA KARARLIYIZ’
Bu dönemde en büyük önceliklerinden birinin de ihracat olduğunu dile getiren Bakan Şimşek, “İhracat dediğiniz zaman tabii ki işin içinde üretim var, istihdam var, yatırım var. Dolayısıyla aslında Cumhurbaşkanımızın da hep vurguladığı gibi yatırım, istihdam, üretim ve ihracat perspektifine sahibiz. Ülkemizdeki kıt kaynakların bu alana kanalize olması noktasında kararlıyız. O nedenle de seçici kredi düzenlemelerine gidiyoruz. Bunun yanında tabii miktarsal sıkılaştırma da söz konusu ve bir bütünlük içerisinde baktığımız zaman önümüzdeki dönemde tabii ki enflasyonun özellikle 2024’ün ikinci yarısından sonra çok ciddi bir şekilde aşağı yönlü kalıcı bir trende girmesini bekliyoruz” dedi.
‘ENFLASYONLA MÜCADELE SADECE PARA POLİTİKASIYLA OLMAZ’
Mehmet Şimşek, ekonomi programın ikinci önemli bileşeninin maliye politikası olduğunu ifade ederek, “maliye politikasının geçmişte Türkiye’nin en güçlü tarafı olduğunu, deprem etkileri bir kenara bırakıldığında tekrar o noktaya bu program döneminde dönüleceğini” söyledi.
Enflasyonla mücadelenin yalnızca para politikası ile olmayacağını belirten Şimşek, “Maliye politikası ve para politikası ahenkli bir şekilde gidecek. Çünkü enflasyonla mücadele bizim gibi ülkelerde sadece para politikası üzerinden yürütülebilecek bir mücadele değil. Çünkü para politikasına aktarım mekanizması gelişmiş ülkelerdeki gibi çok iyi çalışmıyor bizim gibi ülkelerde. Çünkü para ikamesi var. Başka bir sürü faktör var. Bunların da farkındayız” diye konuştu.
‘7 ANA BAŞLIKTA YAPISAL DÖNÜŞÜME DEVAM EDECEĞİZ’
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, “uygulanan ekonomik programın çok önemli bir bileşeninin de yapısal dönüşüm, yani yapısal reformlar” olduğuna işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
“Vergiden tutun yatırım ortamına kadar birçok alanda 7 ana başlık altında Türkiye’nin yapısal dönüşümü için çalışmaya devam edeceğiz. Yapısal dönüşümden maksadımız verimlilik artışını sağlayacak önemli düzenleme ve uygulamalardır, doğru alanlara yatırımdır. Çünkü yatırım ve rekabet ortamının iyileştirilmesi, Türkiye’de inovasyonun ve verimliliğin anahtarıdır. Tekrar ülkemizi gerçekten gelişmiş ülkelerle hızlı bir şekilde arayı kapatan bir patikada büyüyen noktaya getireceğiz. Bu sene tabii ki bizim tahminlerimize göre, Türkiye yaklaşık ilk defa bu sene 1 trilyon doların üzerine çıkacağız. Yuvarlamam gerekirse bu yıl yaklaşık 1,1 trilyon dolarlık bir ekonomi haline geleceğiz. Bu önemli.”
‘FEDAKARLIK VE SABIR GEREKİYOR’
Büyümenin yeniden dengelenmesi için ellerindeki kısıtlı imkanları üretime aktarmalarının gerektiğini söyleyen Şimşek, “Bizim bankalarımızdan talebimiz bu ve yaptığımız düzenlemelerin tamamı da bugüne kadar bu yönde ama fiyat istikrarının bugün bulunduğumuz noktadan sağlanabilmesi için fedakarlık gerekiyor. Sabır gerekiyor. Evet, kolay değil ama biz bunu başaracağız ve fiyat istikrarıyla birlikte Türkiye tekrar yüksek ama sürdürülebilir bir büyüme patikasına girecek. Maliye politikası burada önemli bir çıpa görevini görecek. Dış kaynak noktasında ben inanıyorum ki piyasalar, bu programa yönelik olarak değerlendirme yapacaklar ama değerlendirmelerinden sonra ben inanıyorum ki buraya kaynak aktarımıyla güvenoyu verecekler” dedi.
Şimşek, son 3 ayda Türkiye’nin risk priminin 700 baz puandan 400 baz puanın altına indiğini, bu seviyelerin kendileri için hala yeterli olmadığını, orta vadede 200 baz puanın altına düşeceğini ümit ettiklerini ve buna yönelik çalıştıklarını dile getirdi.
Şimşek, “Sabredersek, bu programı kararlılıkla uygularsak ki bu konuda en ufak bir tereddüt yok, hem fiyat istikrarını sağlayacağız hem tekrar ülkemizi yüksek büyüme patikasına koyacağız hem de yapısal birtakım diğer sorunlarımızı, mesela cari açığımızı, daha sürdürülebilir bir noktaya düşürmüş olacağız. Bu açığın finansmanını da çok uygun koşullarda yapabileceğiz” şeklinde konuştu
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***