Kurban Bayramı’nı deprem felaketinde en büyük yıkımın yaşandığı şehirlerin başında gelen Hatay‘da geçiren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bölgedeki izlenimlerini gazeteci Fatih Altaylı‘ya anlattı.
Burada Bakanlar Kurulu’na sunulmak üzere bir rapor hazırlayan Koca, şu anda en önemli sorunların başında su konusunun geldiğini söyledi:
“Sakın kimse yanlış anlamasın. ‘Belediye yapamıyor’ demiyorum, elinden geleni yapmaya çalıştığını görüyorum ama sonuç olarak belediyelerin imkanları sınırlı ve bir de deprem geçirmiş bir belediye. Su sorunu için DSİ’nin devreye girmesi şart. En acil sorun bu. Kullanma ve içme suyu çok ama çok acil bir mesele.”
Altaylı’nın kendi adını taşıyan internet sitesinde yayımladığı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“(…) Bayramda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca aradı.
Bayramımı kutlamak için.
Deprem bölgesinde, Hatay’daydı. Bölgede incelemeler yapıyordu. Bakanlar Kurulu’na sunulmak üzere bir rapor hazırlıyordu.
Hemen izlenimlerini, gördüklerini sordum.
‘Hatay’da çok sorun var, deprem bölgesinde çok sorun var.’ dedi derin bir iç çekerek.
‘Sağlık alanında mı?’ dedim.
‘Her alanda. Sağlık alanındaki sorunlar minimal ama ciddi sorunlar var.’ dedi.
Anlatmasını rica ettim.
‘Anlatayım ama rica edeceğim Salı gününe kadar yazmayın. Pazartesi günü Bakanlar Kurulu’na bilgi vereceğim. Ondan önce yayınlanırsa mahcup olurum.’ dedi ve anlattı:
‘Dediğim gibi sağlık alanında sorunlar minimal. Yıkılan veya kullanılamaz hale gelen hastanelerimizin yerine sahra hastaneleri kurduk biliyorsunuz. Eğitim Araştırma çok yük kaldıran bir hastane idi. Ne yazık ki, kullanılamaz hale geldi ama büyük bir sahra hastanesi kurarak onun yokluğunu hissettirmemeye çalıştık. Büyük oranda başarılı olduk. Bazı hizmetleri ilçelere kaydırdık. İskenderun’daki hastanemizi hızla devreye aldık. Biliyorsunuz Defne Devlet Hastanesi’nin temelini atmıştık. O da bitmek üzere. Zannederim birkaç hafta içinde hizmete alacak noktaya geliriz. Bir büyük hastanemizin ihalesini de tamamlama aşamasına geldik. Onu da hızla bitirteceğiz. Sağlık hizmetlerini minimum eksikle yapmaya çalışıyoruz ama başka sorunlar da var.’ dedi.
Bakan Koca, hastanelerle ilgili detaylı bilgiler verdi. Sonrasında gördüğü diğer sorunları şöyle sıraladı:
‘BİR AN ÖNCE KALICI KONUTLARA TAŞINMALARI GEREK’
‘İnsanlar çadırlarda ya da konteynerlerde kalıyor. Bu sıcakta. Güneşin altında. İçerde durulmuyor, dışarda durulmuyor. Air condition haliyle yok. Dayanılır gibi değil. Kalıcı konutları bir an önce bitirmemiz lazım.
Bu yaz hali. Bir de önümüzde kış var. Çadırlarda bir kış geçmemeli. Bir an önce kalıcı konutlara taşınmaları gerek.
Hatay, gelir düzeyi açısından yüksek gelirli bir kent aslında. İnsanlar kendi evlerini yapmak istiyorlar. Ancak yeni imar planı yok. Kamu, sivil toplum harıl harıl çalışıyor fakat insanlar da bir an önce inşaatlarına başlamak ve evlerini tamamlamak istiyor. Plan olmadan yapamıyor, kaçak yapsa yarın başka dert. Bu planların bir an önce tamamlanması lazım.
‘SU SORUNU İÇİN DSİ’NİN DEVREYE GİRMESİ ŞART’
Devlet sosyal konutları yapıyor ama kendi evini kendi yapmak, yaptırmak isteyenlere de bir an önce başlamaları için imkan sağlamak lazım. Altyapıyı bir an önce bitirip, devreye almak lazım. Bu açıdan imar planları çok önemli. Bir an önce yapılması şart.
Şu anda su en önemli sorunların başında geliyor. Sakın kimse yanlış anlamasın. Belediye yapamıyor demiyorum, elinden geleni yapmaya çalıştığını görüyorum ama sonuç olarak belediyelerin imkanları sınırlı ve bir de deprem geçirmiş bir belediye. Su sorunu için DSİ’nin devreye girmesi şart. En acil sorun bu. Kullanma ve içme suyu çok ama çok acil bir mesele.’
‘KOCA’NIN SATIR ARALARINDA ANLADIĞIM, DEPREMİN ÇABUK UNUTULMASINDAN RAHATSIZ’
Aslında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın satır aralarından anladığım, depremin çok çabuk unutulmasından, toplumun gündeminden düşmesinden rahatsız.
Yoksa o da böylesine büyük ve yıkıcı bir depremin yarattığı sorunların 4 ayda çözülemeyeceğini biliyor ama en azından toplumsal duyarlılığın sürmesini ve bunun hem sosyal hem de siyasi olarak itici, motive edici bir güç olmasını istiyor.
Bakan Koca haklı.
Yakın tarihin en büyük ve en ölümcül depremini biraz çabuk unuttuk.
Seçimdi, seçim sonuçlarıydı derken, vicdanlarımızı da sandığa attık galiba. (…)”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***