Elmas Topcu
6 Şubat depremleri milyonlarca kişinin olduğu gibi Ceylan Şipar ve ailesinin hayatını da tamemen değiştirmiş. Aslen Kahramanmaraş Pazarcıklı olan iki çocuk annesi Şipar ve ailesi 18 yıldır Köln’de yaşıyor. “Beden burada ama aklımız hep Türkiye’de” diyor. “Teyzemle halam Pazarcık Narlı’da oturuyordu, her şeylerini kaybettiler” diye devam ediyor. Şiparların köyü Çöçelli kayalık üzerine kurulu olduğundan pek hasar görmemiş. Ama akrabalarının çoğunun yaşadığı Narlı’nın yerle bir olduğunu, baba tarafından dokuz akrabasını kaybettiğini söylüyor:
“Dayım 15 akrabaya hâlâ ulaşamamış, enkaz altında olduklarını söylüyor. Can kaybının artmasından korkuyoruz.”
İki çocuk annesi Ceylan, her gün Pazarcık’taki dayısı, teyzesi, halası ve kuzenleriyle telefonlaştığını, hafta başında Hatay’da meydana gelen 6.3 büyüklükteki son depremi de hissetiklerini belirterek “Ne olacak, bilemiyoruz” şeklinde çaresizliğini dile getiriyor.
Geçen hafta Köln Yabancılar Dairesi’ne giderek form almış. 22 yaşındaki üniversite öğrencisi yeğeni Berzan Arda’yı bir süreliğine Almanya’ya getirmeyi istiyor. Onun için davetiye çıkaracağını anlatıyor:
“Aralık ayında kızkardeşi öldü, 6 Şubat depremlerinden sonra da memleketteki arama ve kurtarma çalışmalarına katıldı. Orada gördükleri de travma yarattı. Buraya getirerek biraz rahatlatmak istiyoruz.”
Peki hangi depremzedeler vizeyle Almanya’ya gidebilir?
Alman hükümeti, Ceylan Şipar gibi ülkedeki Türkiye kökenlilerin birinci ve ikinci dereceden depremzede yakınlarını götürebilmesi için 13 Şubat’ta düğmeye bastı. Depremden etkilenen, evini kaybeden veya tedaviye ihtiyacı olan kişiler hızlandırılmış bir süreçle vize alıp Almanya’daki yakının yanına gidebilecek. Vize için istenen belgeler normale göre biraz daha az, ayrıca depremzedelerin başvuruları hızlıca işleme alınıyor.
Hızlandırılmış depremzede vizesi için talep edilen belgeler şöyle:
– Doldurulmuş vize başvuru formu
– Geçerli pasaport (geçici pasaport da kabul ediliyor)
– Almanya’da kalınacak sürede geçerli olan bir sağlık sigortası
– Biyometrik fotoğraf
– Depremden etkilenen bölgede ikamet edildiğine dair tarihçeli yerleşim yeri bilgi raporu
– Nüfus kayıt örneği ve Almanya’daki davetçiyle akrabalık derecesini ortaya koyan ibare
– Depremle oluşan durumu kısaca özetleyen bir yazı
– Almanya’dan davetçi tarafından çıkarılmış taahhütname
Taahhütname ya da yaygın adıyla davetiye, Almanya’ya vize başvurusu için talep edilen en önemli belge ve davetçiler sadece birinci ve ikinci derecedeki depremzede akrabalarını getirmek için hızlandırılmış vize sürecinden faydalanabiliyor. Davetçinin sürekli oturum sahibi veya Alman vatadaşı olması şartı da aranıyor.
Taahhütname ne demek, neyi kapsıyor?
Almanya’daki davetçinin çıkardığı taahhütname, götüreceği yakınının her türlü maddi giderini, sağlık sigortasını, acil bakım ihtiyacı doğması halinde onun masraflarını, öngörülen ziyaret süresini aşması halinde Türkiye’ye yollanmasıyla oluşacak masraflarını üstlenmeyi garantiliyor. Dolayısıyla da bütün bunları karşılama gücünde olduğunu kanıtlarsa ancak davetiyeyi çıkartabiliyor.
DW Türkçe konuyla ilgili Türkiye kökenlilerin de yoğun olduğu 10 belediyenin yabancılar dairesine hem depremzede vizesi için başvurular olup olmadığını hem de en sık hangi konuda sorun yaşandığını sordu.
Stuttgart Belediyesi, depremlerle bağlantılı davetiye çıkarmak için yapılan başvurularda hafif artış kaydedildiğini bildirirken Köln Belediyesi sadece 13-17 Şubat arasında 107 kişinin depremzede yakınına vize alma amaçlı başvurduğunu, bunlardan yüzde 60’ına taahhütname verildiğini kaydetti.
Hannover Belediyesi de depremle ilişkili 130 başvuru yapıldığını aktardı. Duisburg Belediyesi ise “Depremzedeler İçin Taahhütname” ibaresiyle işlemleri yürüttüklerini, bu kalemde 75 davetiye başvurusunun işleme konduğunu bildirdi. Davetçilerden asgari gelir belgesi istenmediğini de iletti.
Yabancılardan sorumlu daireler, önümüzdeki günlerde başvuruların artacağından yola çıkıyor ve bu nedenle hem internette depremzede yakınlarını getirmek isteyenlere ilişkin bilgilendirmeyi artırdıklarını hem de işlem süresini hızlandırmaya yönelik tedbirler alındığını kaydediyorlar.
Taahhütname çıkarılma süresine gelince: Belgeler tam ise Hannover ve Stuttgart’ta aynı günde verilirken Köln’de bunun birkaç gün sürdüğü, ancak sürecin hızlandırılması için çalışmalar yürütüldüğü belirtildi. Davetçilerin taahhütname almasında en sık karşılaşılan sorunların başında ise gelir yetersizliği geliyor.
Türkiye’den birini davet etmek için asgari geliri ne olmalı?
Taahhütname çıkarmak için saptanan asgari gelir seviyesi Almanya’da haczedilemeyen minimum ihtiyaç seviyesi baz alınarak hesaplanıyor. Kentten kente minimal oynama olsa da davet eden kişi tek başına yaşıyor ve Türkiye’den tek kişiyi Almanya’ya getirmek istiyorsa asgari net gelirinin aylık bin 340 euro civarında olması gerekiyor. İki kişiyi davet etmek istiyorsa bin 470, üç kişiyi davet ediyorsa bin 610, dört kişi için davetiye çıkarıyorsa aylık gelirinin en az bin 760 euro olması zaruri.
Eğer davetçiler çocuksuz bir çift ise onlardan beklenen net gelir yine davet edilen kişi sayısına bağlı olarak bin 840 ile 2 bin 430 euro arasında değişiyor.
Türkiye kökenli davetçilerin genelde çocuklu aileler olduğu hesaba katılırsa, bu grup için de durum şöyle: Kendisinin üç veya dört çocuğu olan bir çiftin Türkiye’den dört yakınını Almanya’ya götürmek üzere davetiye çıkarabilmesi için yabancı dairesinin ondan talep edeceği aylık asgari gelirinin 3 bin 610 euro civarında olması gerekiyor.
Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli kadınların istihdama katılımının Almanlara göre düşük olduğu, ayrıca yine düşük ücret sektöründe çalışanların sayısının yüksek olduğu düşünüldüğünde davetiye çıkarmada en çok sorunun gelirde yaşanıyor olması tesadüf değil. Bunlar dışında işsizler ile kayıt dışı çalışanların da davet için gelir seviyesini tutturması imkan dahilinde gözükmüyor. Devlet yardımıyla geçinenler zaten yurt dışından yakını için taahhütname çıkaramıyor.
Depremzedelere yönelik vize koşulları eleştiriliyor
Alman hükümeti, depremzedelere ilişkin vize sürecinin hızlandırıldığını ve şartların da görece kolaylaştırıldığını açıklasa da yeni uygulamaya yönelik eleştiriler sürüyor.
Berlin Eyaleti Milletvekili Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) Orkan Özdemir, federal hükümetin yaptığının yardım olamayacağını söylüyor ve “Depremzedeler de bazı belgeler sunmak zorunda ki deprem yaşamış birinin onu yapması zor. Evsiz olduğunu nasıl kanıtlayacak? Belgeleri enkaz altındaysa onları nasıl temin edecek? Taahhütnameyi depremzedelere nasıl gönderecek?” diye soruyor. Özdemir’e göre söz konusu depremzedelere Alman İkamet Yasası’nın 23’ncü maddesinde tanımlandığı şekilde insani sebeplerle vize verilmeli.
Baden-Württemberg Eyalet Parlamentosu Başkanı Yeşiller partili Muhterem Aras ise Türkiye’den vize için başvuracakların işlemlerinin sadece nüfus cüzdanıyla da yapılabilmesini talep ediyor.
DW Türkçe’nin sorularını cevaplayan Almanya Dışişleri Bakanlığı da deprem koşulları dikkate alınarak vize sürecinin en kolay şekilde işlemesine çabalandığını belirtti.
Ankara ve İstanbul’daki vize işlem bölümlerine Almanya’dan altı ilave personel verildiğini, üçünün Türkiye’de göreve başladıklarını kaydetti. Ayrıca Türkiye’de sekiz vize başvuru kabul merkezi olduğuna işaret eden Bakanlık, bununla görevli şirketin de (iData) vize işlem kapasitesini artırdığını vurguladı. Dışişleri Bakanlığı, 21 Şubat Pazartesi itibarı ile deprem nedeniyle kapanan Gaziantep’teki vize başvuru merkezinin de yeniden açıldığını belirtiyor. Bakanlık, depremzedelere yönelik sürecin daha da kolaylaştırılması amacıyla normal vizede talep edilen bazı belgelerden vazgeçildiğini, depremzedelerden mesela maddi duruma ilişkin beyanat talep edilmediğini kaydediyor.
Dört günde 20 kişiye deprem vizesi verildi
Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın aktardığına göre, depremzedeler randevu almadan vize başvurusu yapabiliyor ve bütün belgelerinin tam olması halinde beş gün içinde vize alabiliyor. 13 Şubat – 17 Şubat’ta 20 depremzedeye vize verildiği bildirildi.
Kölnlü Ceylan Şipar da vizeyle yakınlarını Almanya’ya getirme konusunda iyimser. Daha önce çıkardığı davetiye ile teyzesi ve halası Almanya’ya gelmiş. Ziyaretçi vizesiyle gelip dönmüşler. “Aslında yeğenim dışında teyzemle halamı da yine bir süreliğine getirmek istiyorum, ama ikna edemiyorum” diyor:
“Bırakın Almanya’yı, onlar enkaza dönen evlerinin önününden bizim Çöçelli’deki sağlam eve bile sadece duş almaya veya uyumaya gidiyor.”
Halası ve teyzesinin soğukta, çöken evlerinin önünde beklediklerini anlatıyor:
“Bana diyorlar ki 30-40 yılımız, anılarımız, maddi manevi herşeyimiz bu enkazın altında, nasıl bırakalım. Kuzenlerim de yaşlıları bırakıp gelmek istemiyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***