Ankara Büyükşehir Belediyesi, yeni otobüsler için lansman düzenlendi. Lansmana İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.
Akşener konuşmasında, “20 yıldır aynı zihniyetin benzer isimlerin yönettiği bir Türkiye’deyiz. O gün doğmuş çocuklar bugün oy kullanabilir haldeler. Ama bir şey oluyor. Niçin belediyeler önemli? Niçin ben bu belediyeler alınabilsin diye Kılıçdaroğlu şahidimdir, çırpındım. Niçin önemli? İşte bugün bu hizmetle ne kadar önemli olduğunu biliyoruz” dedi. Akşener şöyle devam etti:
‘BİPOLAR YÖNETİM ANLAYIŞI’
“Millet İttifakı için ne dediler? Bunlar iki kazı güdemezler dediler, şunlar böyle şöyle dediler. Bizim yakın zamanda bu ülkeyi bu zihniyetten vatandaşımızın tercihiyle bu zihniyeti bu ülkenin yönetiminden göndermenin yolu neydi? Somut bir başarı öyküsü oluşturmaktan geçiyordu. Ve Adana’dan başlayalım İstanbul’a, İstanbul’dan Ankara’ya, Ankara’dan Antalya’dan uzanan bu belediye seçimlerini alma serüveninde bugün geldiğimiz noktada bu bipolar yönetim anlayışının vatandaşın oylarıyla göndereceğine olan inancın sebebi belediye başkanlarımızın somut çalışmalarıdır. Fitneyi engellemek amaçlı şunu söylemek istiyorum bugün Ankara’mızın yanında hem yolsuzlukların önüne geçildiği hem Ankaralıların yanında olunduğu hem yoksulun yanında bulunulduğu hem de sosyal belediyecilik anlayışının somut bir şekilde hayata geçirildiği Sayın Mansur Yavaş’ın şahsında bugün bu yolculuğun yani bu zihniyetin bu ülkeden tekrar söylüyorum demokrasi ile gönderilme yolculuğunun somut göstergesi sizlersiniz. Yapılan seçimde 13. Cumhurbaşkanını millet ittifakının adayının seçileceğine inanıyorum.”
‘BAĞIRA BAĞIRA AĞLAMAK İSTİYORUM’
Sözlerinin devamında, “Bağıra bağıra ağlamak istiyorum” diyen Akşener, “Dün bir toplantıya katıldım o toplantıda iki yıldır interneti olmadığı için okuma yazma öğrenememiş çocuklarımızın rehabilitasyon merkezlerine gönderildiğini biliyor musunuz?” diye sordu. Akşener, belediye başkanlarına yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür etti.
KILIÇDAROĞLU: SORUNLARIN KAYNAĞI ÜLKEYİ YÖNETENLER
İYİ Parti lideri Akşener’in ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıktı.
“2013’ten beri otobüs alınmıyorsa bir sorunumuz var demektir ve otobüs almak için çaba harcayan Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne sorun çıkarılıyorsa, bir sorunumuz var demektir” dedi. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Eğer hala yüzbinlerce çocuk yatağa aç giriyorsa bir sorumuz var demektir. Eğer gençler geleceklerinden kaygı duyuyorlarsa ve ‘Biz acaba yurtdışına nasıl gideriz’ diye düşünüyorlarsa bir sorumuz var demektir. Eğer Türk Lirası yabancı para karşısında pul haline düşüyorsa bir sorumuz var demektir. Bütün bu sorunların kaynağı ülkeyi yönetenlerdir. Eğrisi veya doğrusu ama sorunların kaynağı ülkeyi yönetenlerdir. Çünkü sorumluluk onlara aittir. Çünkü onlar söz verdiler bu sorunları çözeceğiz diye ama çözemediler. Çözemediklerine göre bizim çözmemiz gerekiyor. Çözenlerin iktidar olması gerekiyor. Çözenlerin bir araya gelmesi gerekiyor. Biz bunu yapmak zorundayız. Demokratik yollarla bunu gerçekleştirmek zorundayız. Başkanımız gayet güzel ifade etti. 4 milyar lira borç ödedim dedi, hiç borç almadım dedi. Demek ki borç almadan da otobüs alabiliyorsunuz, borç almadan da ve borçları ödeyerek bir kenti yönetebiliyorsunuz. Ve yönettiğiniz kente hesap sorabiliyorsunuz. Ve yaptığınız ihaleleri kamuoyuna açık yapabiliyorsunuz. Ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyabiliyorsunuz.”
‘MEMLEKETİN ÇILGIN ADAMLARA DEĞİL AKILLI ADAMLARA İHTİYACI VAR’
“İYİ Parti’nin sayın genel başkanı gayet güzel açıkladı. Evet, sorun var ama sorun çözülebiliyor. Biz bu sorunu çözebiliriz. Demokratik yollarla çözebiliriz. Halka hesap vermenin siyasetçi için onurlu bir görev olduğunu herkese anlatmak zorunndayız. Kur farkı sadece Türkiye’nin bilançosunu değil, bütün belediyelerin, kamu kuruluşların da bilançolarını alt üst etti. Çılgın projelere ihtiyacımız yok dediniz, sayın genel başkanım bu memleketin çılgın adamlara değil akıllı adamlara ihtiyacı var. Olayı bilen insanlara ihtiyacı var. Sorunları masaya yatırıp açık yüreklilikle tartışan insanlara ihtiyacımız var. Kibirlilere değil alçak gönüllü, ülkesi için çalışan insanlara ihtiyacımız var. Sorunlara böyle yaklaştığımız zaman pekçok sorunun kısa sürede çözüleceğini hepimiz biliriz. Aklı başında herkesin bu gidişten kaygı duyduğunu biliyoruz zaten. Çözülmeyecek sorunu yoktur Türkiye’nin. Bütün sorunları çözülebilir. Akılla, bilgiyle, birikimle, deneyimle, istişareyle bütün sorunları çözülebilir. Ne kadar ağır yük alırsak alalım, bütün sorunların üstesinden gelebiliriz. Belediye başkanımız diyor ki, şunları şunları yaptık. Dönüp bize diyorlar ki ‘Ne yaptınız?’. Sayın başkan bu soruyu sormaları gayet doğal. Çünkü onlar başka bir şey yapıyorlardı. Siz onu yapmadınız. Siz harcadığınız her kuruşun hesabını verdiniz. İhaleleri açık yaptınız. Onların alışkın olmadığı bir yönetim tarzı. Onlar ihaleyi kapalı yaparlar, paylaşırlar kendi aralarında, paraları paylaşırlar. Halka hesap vermezler, halkı küçük görürler. Siz tam aksini yaptınız. Diğer belediye başkanlarımızın yaptığı gibi… Size yürekten teşekkür ederiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***