Ortadoğu’daki istikrarsızlıktan olumsuz etkilenen Çin, bölgede huzur ortamının sağlanması için çaba gösterirken, Washington’un tutumunu eleştiriyor. Çin’in, ekonomik büyümesini sürdürmesi bölgedeki istikrara bağlı.
“Bana Çin’in Ortadoğu’daki ulusal çıkarlarının ne olduğu soruyorlar. Ben de, ‘bölgede huzursuzluk ve çatışmaların olmaması’ diyorum. Hükümete yakınlığı ile bilinen Çin Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü’nün (CIIS) Ortadoğu uzmanı Li Guofu DW ‘ye yaptığı açıklamada, Çin’in Ortadoğu ile ilgili beklentilerini bu sözlerle dile getirdi. Li Guofu’ya göre, Çin ekonomik büyümesini sürdürebilmek için küresel düzeyde bir barış ve istikrar ortamına gereksinim duyuyor.
Li Guofu, “Ortadoğu’daki huzursuzluk sadece bölge halklarının gündelik yaşamını etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda tüm dünyanın istikrarı üzerinde çok olumsuz etkileri oluyor ve böylece Çin’in büyümesine de zarar veriyor” şeklinde konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olan Çin, İsrail ve Hamas arasında tırmanan şiddetin bir an önce sona erdirilmesi için derhal ateşkes çağrısında bulunuyor. Bu ay BM Güvenlik Konseyi dönem başkanlığını üstlenecek olan Pekin’in diğer ülkelerle birlikte ortak bir deklarasyon hazırlanması için gösterdiği çaba ise ABD’nin itirazı nedeniyle sonuçsuz kaldı. Dışişleri Bakanı Wang Yi, iki devletli bir çözüm elde etmek amacıyla diyaloğa duyulan ihtiyaca vurgu yapıyor.
Çin’in ekonomik çıkarları zedeleniyor
Çin’in ekonomisi ve enerji arzı için Ortadoğu büyük bir rol oynuyor. Çin, petrol ve doğal gaz ihtiyacının yaklaşık yarısını bu bölgeden sağlıyor. Milyarlarca euro değerindeki Çin ürünlerini Avrupa pazarına taşıyan konteyner gemilerinin de Süveyş Kanalı’ndan geçmesi gerekiyor.
“İsrail-Hamas çatışması bölgenin temel sorunudur” diyen siyaset bilimci Li Guofu, adil ve sürdürülebilir bir çözüm geliştirilmediği sürece bölgede huzursuzluğun devam edeceğini belirterek, bunun da Çin ile bölgedeki birçok ülke arasındaki ekonomik iş birliği üzerinde olumsuz bir etki yapacağının altını çizdi.
Bununla birlikte İsrail, Pekin’in küresel ekonomik stratejisinde önemli bir rol oynuyor. İki ülke araştırma ve teknoloji alanlarında yakın iş birliği yapıyor. İsrail, Çin’in “yeni İpek Yolu” projesinin geliştirilmesinde de yer alıyor. Çinli yatırımcılar Kızıldeniz kıyısındaki Eilat ile Aşdod arasında liman ve şu anda askıya alınan demiryolu projelerinin içinde bulunuyor.
Çin Ticaret Bakanlığı’na göre, Çin-İsrail ticareti 2020 yılında yaklaşık yüzde 19 artarak 17,5 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde Filistin bölgeleriyle ticaret hacmi ise 100 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Filistinlilere sözlü destek
Tayvan Ulusal Chi Nan Üniversitesi’nden Ortadoğu Uzmanı Bao Hsiu-Ping, DW’ye verdiği demeçte, Çin’in on yıllardır resmi olarak Filistinlilerin yanında yer almasına karşın bu desteğin esasen sözlü açıklamalarla sınırlı olduğunu belirtti. Bao, Pekin’in Filistinlilere büyük desteği olmadığını da kaydederek, en iyi ihtimalle bazı küçük silahlar sağladığını söyledi. Bao Hsiu-Ping, İsrail hükümetinin Çin medyasında ve üniversitelerinde yürüttüğü aktif kampanyalar neticesinde Çin halkının bir kısmının İsrail tarafında yer aldığına da vurgu yaptı.
Çin Dışişleri Bakanlığı’nın Pazartesi günkü basın toplantısında Katar merkezli El Cezire televizyonundan bir muhabir, Çin’in İsrail’in Gazze’deki askeri eylemlerini neden açıkça eleştirmediğini sordu. Bakanlık sözcüsü Zhao Lijian bu soruyu şöyle yanıtladı:
“Çin’in İsrail’i açıkça eleştirmediğini çok az sayıda insan düşünüyor. Çin sivillere yönelik şiddeti kınadı. Özellikle İsrail geri çekilmeli, şiddet, sindirme ve provokasyondan vazgeçmelidir.”
Siyaset bilimci Bao, Çin’in Ortadoğu’daki çatışmalarda daha aktif bir rol oynamasını beklemediğinin de vurgulayarak, “Çin’in çıkarları işleyen ekonomik ilişkilere odaklanır. Her şeyden önce, petrol teslimatları ve gemi seferleri kesintiye uğramamalı. Ayrıca Çin resmi olarak müdahale etmeme ilkesine bağlı kalacaktır” değerlendirmesini yaptı.
Çin’in imaj sorunu
Pekin, Ortadoğu’daki gerginlikle ilgili ABD’nin aksine “değerlere dayalı bir pozisyon” aldığını savunuyor. Çin Dışişleri Bakanlığının İngilizce sayfasında bakanlık sözcüsü Zhao Lijian’nın, derhal ateşkes talep eden karar tasarısına itirazı nedeniyle Washington, “Güvenlik Konseyi’nde benzeri görülmemiş bir şekilde izole edildi ve insanlığın vicdanına ve ahlakına muhalif olduğunu gösterdi” şeklindeki sözleri dikkati çekti.
Sözcünün açıklaması şöyle devam etti: “Çin uluslararası ilişkilerde eşitlik ve adaletten yanadır. ABD için ise sadece kendi ulusal çıkarları önemlidir.”
Pekinli siyaset bilimci Li Guofu, Washington’un Ortadoğu’daki çatışmalar karşısındaki tutumu nedeniyle uluslararası liderlik pozisyonuna geri dönme hedefini tehlikeye atabileceği görüşünü dile getirdi. Özellikle, çok sayıda Filistinli sivilin öldürülmesinin kabul edilemez olduğunu açıklayan AB ile ABD arasındaki tavır farklılıklarına işaret eden Li Guofu, bu durumun Çin’in lehine olduğunu savundu.
Lu Guofu, “Pekin Filistinlilerin temel haklarını uluslararası düzeyde savunmaya devam ettiği sürece, Çin’in imajı iyileşecek, Amerika’nın imajı ise zarar görecek” değerlendirmesinde bulundu.