Yerine kayyım atandıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderilen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Selçuk Mızraklı ve belediye meclis üyeleri, Diyarbakır Havalimanı mevkiine diktirilen ve bedeli açıklanmayan heykellere ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada “Sanatsal bir değer taşımayan heykeller ile nereye ve kime mesajlar verilmektedir? Kadayıf tepsisini elinden tuttuğu iddia edilen heykel ile geçen dönemin kayyımı olan Cumali Atilla (Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyımı) ve ekibinin yediği 2 tona yakın tatlıya mı atıf yapıldı?!” ifadesi kullanıldı.
“BELEDİYELERİ YOLSUZLUK YUVASI YAPTILAR”
Sanatın rant için katledildiğine vurgu yapılan açıklamada, “Havaalanı kavşağına diktikleri heykellerin kültürel ve tarihsel dokuya değil de, ideolojilerine uygun olduklarını biliyoruz. Kendi ideolojileri gibi ucube, dışarıdan getirilmiş, kültürel ve tarihsel dokuya uygun olmayan, halka yabancılaşan bir ideolojiden, böyle bir sanat anlayışı çıkar” denildi.
“Siyasal İslamdan, Sanatsal Ranta” başlıklı yazılı açıklamada, şunlar kaydedildi:
“2001 yılında 3 Y söylemleri ile iktidara gelen AKP bugün 3 Y’ye farklı harfler ekleyerek halklarımızın geleceğini karartıyor. Yolsuzlukları önleyeceğiz diyerek geldikleri iktidarlarında neredeyse yolsuzluk yapmayanları cezalandırmaya başladılar. Yoksulluğu önleyeceğiz dedikten sonra bugün Türkiye halklarının yüzde 53’ü kıt kanat geçinip sadece yaşamsal tüketimlerini karşılayabilirken, yüzde otuza yakını ise açlık sınırında yaşamaktadır. Bir avuç yandaşı refah içerisindedir. Yasakları yasaklayacağız diyerek geldikleri iktidarda yandaşlık yapmak ve biat etmenin dışında her şeyi yasakladılar. Her şeyi yasakladıkları yetmedi birde kazanamadıkları, kendilerinden olmadığı her şeye kayyım atayarak yaşamın tüm alanını ele geçirmek istediler. KHK’lar çıkarıp yüz binlerce insanı aşından ekmeğinden ettiler. Dernekleri kapadılar, basını kendilerine bağladılar. Biat kültürü yaratmaya çalıştılar. Muhalif tüm sesleri susturmak istediler. Kayyımlar atayarak kazanamayacakları belediyeleri yolsuzluk yuvası yaptılar. Yandaşlarına ohhh ohhh diyerek peşkeş çektiler.”
“SANATIN NASIL KATLEDİLDİĞİNİ GÖZLER ÖNÜNE SERDİLER”
Diyarbakır’daki heykellerle sanatın katledildiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Her argümanı kendi siyasi emellerine kurban eden AKP iktidarı bu defa da İslamiyet’i kendi siyasi çıkarlarına alet etmiştir. Siyasal İslam düzeni yaratan AKP bugün Diyarbakır sınırlarındaki havaalanı kavşağına diktiği heykeller ile siyasal İslam’dan sanatsal ranta geçtiklerini ilan etmiş bulunmaktadırlar. Heykellere baktığımızda, kentin tarihi değerleri ve dokusuyla uyumu olmadığı görülecektir. Sadece yandaşlarına belediye kaynaklarını peşkeş çekmek için yaptırdıkları ortaya çıkmıştır. Kavşak düzenlemesi ve heykellere 5 milyona yakın bir rakam harcanarak sanatın rant için nasıl katledildiğini gözler önüne sermişlerdir. AKP iktidarının devamı olan kayyımlar, kenti değil, siyasi yandaşlarını düşündüklerini bir kez daha bizlere göstermişlerdir. Diyarbakır gibi bir coğrafyada genç nüfusun yarısına yakınının iş bulamadığı, insanların açlık sınırının altında yaşadığı böylesi bir kentte, kayyım kentin kaynaklarını yandaşlarına harcamakta, halkı ve kenti her geçen gün daha da fakirleştirmektedir. Yolsuzluğun aleni bir şekilde yapıldığı, hırsızlığın desteklendiği devşirme bir yönetim anlayışıyla Amed büyükşehir belediyesini yönetmeye çalışmaktadır. Geçen dönem kayyımın yaptığı yolsuzlukları örtbas edip yeni yolsuzluklar yapmaktadırlar.”
“KENDİ İDEOLOJİLERİ GİBİ UCUBE”
Açıklamanın devamında şöyle denildi: “AKP iktidarı başta Kürdistan olmak üzere tüm coğrafyada kültürel kırım yürütmüştür. Kürtlük adına, halklar adına ne varsa bir savaş ilan etmiş ve yok etmeye çalışmıştır. Tek devlet, tek millet, tek dil diyerek bu kırımın boyutlarını göstermiştir. Kayyımların atanması ile birlikte ilk olarak çok dilli tabelalar sökülmüş, anadil de eğitim veren kreşler kapatılmıştır. Kadın merkezleri siyasi İslam ideolojisine uygun yeniden dizayn edilmiştir. Kültür ve sanat kurumları tek dil ve tek ideoloji etrafında şekillendirilmiştir. Hitler faşizmini aratmayacak bir şekilde Kürt dil ve kültürüne yönelik kitaplar yakılmıştır. Kayyım eliyle böylesi kapsamlı bir kültürel kırım saldırısı başlatan AKP iktidarı, Kürt kentlerine kayyım atamayla yetinmeyerek askeri operasyonlarda başlatmıştır. Tanklarla, toplarla, helikopterlerle birçok Kürt kenti yakılıp yıkılmıştır. Kültürel kırımda başarısız olduğu kentlere savaş ilan ederek, kentin tarihini ve kültürünü tankla, topla yerle yeksan etmek istemişlerdir. Nusaybin, Cizre, Şırnak, Silvan, Sur bu kentlerimizden birkaçıdır. Sur’da on binyıllık kesintisiz yaşam kesintiye uğratılmış, binlerce yıllık tarihi doku tamamen yıkılmıştır. Halk göçe zorlanmış, TOKİ eliyle tarihi dokuya uygun olmayan ucube binalar dikilerek yandaşlarına peşkeş çekmişlerdir. Bizler bu iktidarı ve kayyımları, Sur’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Afrin’de, Kobani’den tanıyoruz. Ondan dolayıdır ki Havaalanı kavşağına diktikleri heykellerin kültürel ve tarihsel dokuya değil de, ideolojilerine uygun olduklarını biliyoruz. Kendi ideolojileri gibi ucube, dışarıdan getirilmiş, kültürel ve tarihsel dokuya uygun olmayan, halka yabancılaşan bir ideolojiden, böyle bir sanat anlayışı çıkar.”
“KAYYIM ATİLLA’YA MI ATIF YAPILDI?”
“Şimdi buradan kayyıma soruyoruz” diye devam eden açıklama şu sorularla son buldu:
– Sanatsal bir değer taşımayan heykeller ile nereye ve kime mesajlar verilmektedir? Kadayıf tepsisini elinden tuttuğu iddia edilen heykel ile geçen dönemin kayyımı olan Cumali Atilla ve ekibinin yediği 2 tona yakın tatlıya mı atıf yapıldı?
– Karpuzun içinde ki insan heykeli ile tosuncuk diye bilinen çiftlik bankın sahibi, insanların dolandıran, yolsuzluk yapan kişilerin kendileri için değerli olduğu vurgulanıp heykeli dikilmiştir?
– Altın hasır bilezik heykeli ile bir önceki dönem kayyım olan Hasan Basri Güzeloğlu’nun da adının karıştığı kuyumcu yolsuzluğuna mı değinilmek istenmektedir?
– Davullu zurnalı halay çekenlerin heykeli ile de ‘ohhh ohhh’ yolsuzluk yapıyoruz. Halkın parasını yiyor hem çalıyor hem oynuyoruz mu demek istenmektedir?
– Bugüne kadar yapılan yolsuzluklar ve usulsüzlükler ile ilgili halkımız her zaman olduğu gibi yine ilk seçimlerde demokratik yöntemlerle ipliğinizi pazara çıkarıp, halkın değeri olan yerel yönetimleri yine halkın seçilmişlerine teslim edecektir.