Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Nuriye Ortaylı, aşı adaletsizliğinde patentin önemine dikkat çekti.
Ortaylı Yetkin Report’ta kaleme aldığı yazıda, “Küresel aşı üretiminin önündeki bir diğer engel yine ABD kaynaklı. Aşı üretimi için hayati bazı girdiler yalnızca ABD’de üretiliyor. Biden yönetimi savaş yasalarına (Kore Savaşı sırasında kabul edilen Savunma Yasası) dayanarak bu ürünlerin ülke dışına ihracını yasaklamış durumda. Bu yüzden yoksul ülkeler için üretim yapan, örneğin Hindistan’daki Serum Enstitüsü gibi üretim tesislerinin üretim yapmaları risk altında. Hem üreticiler hem DSÖ bu yasağı eleştiriyorlar.” değerlendirmesini yaptı:
Ortaylı şu ifadeleri kullandı:
“Ama burada da bir ufak gevşeme olasılığı ortaya çıktı. Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Biden, Hindistan’a salgınla mücadelesinde yardım teklif etmek için Başbakan Modi’yi aradı. Görüşmeden sonra da “pandeminin başında Hindistan’ın kendilerine maske ve koruyucu malzeme gönderdiğini unutmadıklarını, şimdi de ABD’nin Hindistan’a aşı üretimi için gerekli girdileri göndereceğini” söyledi. Hindistan için yapılan bu sözde “ayrıcalığın” diğer ülkelerdeki üreticileri kapsamayacağı anlaşılıyor. Yine de olumlu yönde bir adım.
Aşıların zengin ülkelerce stoklanması kuşkusuz aşı adaletsizliğinin önemli bir nedeni. Ancak bundan sonra daha adil bir dağıtım yapılsa bile yine de dünya nüfusunun en az yüzde yetmişinin yakın gelecekte aşılanması mümkün olmayacak. Önümüzdeki en önemli engel üretim kapasitesinin düşüklüğü. DSÖ ve Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Public Citizen’s Global Trade Watch gibi uluslararası sivil kuruluşlar 2021’in başından beri küresel üretim kapasitesinin arttırılması için orta ve alt gelir grubundaki ülkelerde de aşı üretim olanaklarının arttırılmasını savunuyorlar.
Gerçi aşı üretimi belli bir birikim gerektiriyor. Küresel “güneyde” bu kapasiteye son yirmi yılda, Dünya Bankası ve IMF gibi uluslararası finans kuruluşlarının da akıldaneliğiyle, “aşı ithal etmenin üretmekten daha karlı olduğu vb” gerekçelerle yatırım yapılmadı ve aralarında Türkiye’nin de olduğu birçok ülke var olan aşı üretim tesislerini kapattı. Yine de uzmanlar gerekli yatırım ve “know-how ” transferiyle pek de az sayıda olmayan ülkede 10-12 ay gibi kısa sayılabilecek sürelerde bu tesislerin kurulup üretime başlayabileceğini tahmin ediyorlar. DSÖ alt ve orta gelir grubundaki ülkelerde bu tesislerin kurulmasına mali ve teknik destek vermek için bir merkez de kurdu.
Ama aşı üreticisi birkaç şirketin ellerinde tuttukları fikri mülkiyet hakları, bu aşıların yaygın üretimi önündeki en önemli engel.”