Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Tülay Hatimoğulları: Kürt meselesi herkesin yüzleşmesi gereken bir meseledir

Tülay Hatimoğulları: Kürt meselesi herkesin yüzleşmesi gereken bir meseledir


AMED – Abdullah Öcalan’ın İslam’a ilişkin referanslara atıfta bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İslami camiayı işaret ederek, “Kürt sorunu bu ülkenin kadim sorunudur, hakiki bir meselesidir. Herkesin yüzleşmesi gereken bir meseledir” dedi. 

Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu, “Demokratik İslam’dan Barış ve Demokratik Topluma Doğru” şiarıyla 1’nci Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. ÇandAmed Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen kongreye, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın yanı sıra çok sayıda parti, sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Kongrenin gerçekleştirildiği salonda Kürt özgürlük mücadelesinin lider ve öncü kadrolarının posterleri yer aldı. 

 

Saygı duruşuyla başlayıp Kur’an’ın okumasıyla devam eden kongrenin açılış konuşmasını yapan Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu Eş Genel Başkanı Mahmut Şık, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan başlattığı sürece karşı sorumlu hissettiklerini söyleyerek, “Bu konuda elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Başkanı tek bırakmamız gerekiyor. Birliği sağlamalıyız” dedi. 

 

‘DEMOKRATİK MODERNİTE’Yİ İNŞA ETMELİYİZ’

 

Abdullah Öcalan’ın okunan mesajının dakikalarca alkışlandığı kongrede konuşan Tülay Hatimoğulları, bölgede yaşanan ve özellikle son yıllarda daha da ön plana çıkan siyasal İslam’ın yaratmış olduğu negatifliklerle karşı karşıya olunduğunu ifade etti. DAİŞ, El-Nusra, El-Kaide gibi örgütlerin siyasi İslam’ın arkasına sığınarak, bölgede neler yaptığına tanıklık edildiğini vurgulayan Tülay Hatimoğulları, “Bunu ters düz etmemiz gerekiyor. Bu şekilde örgütlenmelere karşı demokratik İslam çizgisinin, barış olan İslam’ın kendi değerleriyle demokratik zeminde buluşturulması çok önemli. Hz. Muhammed Hadis-i Şerif’inde şöyle der: ‘Ben nefsime zulüm haram ettim, onu sizin aranızda da haram ettim. Öyleyse bir birinize zulüm etmeyin. ‘Sayın Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu çağrı bu mantık ve bu fikrin buluştuğu çağrının ta kendisidir. Bu coğrafyanın ihtiyaç duyduğu çağrının ta kendisidir. Müminin en yegâne amacı adaleti kendinde başlatmak ve bunu bir toplumsal adalete dönüştürmek ve bunun inşacısı olmak. Sayın Öcalan’ın çağrısından da anlaşılacağı gibi bizim demokratik moderniteyi inşa etme gibi bir sorumluluğumuz var. Kürt sorunu bu ülkenin kadim sorunudur, hakiki bir meselesidir. Herkesin yüzleşmesi gereken bir meseledir. Ve sadece yüzleşmemiz değil, çözmemiz gereken bir meseledir. Bu nedenle hukuki adımların, yasal düzenlemelerin yapılması gereken bir süreçten geçiyoruz. Bu konuda hepimize sorumluluk düştüğünü biliyoruz. Türkiye’de tesis edilecek bir barış, aynı zamanda Suriye’deki kardeşlerimizin barışına destek olacaktır. Suriye’de Alevi, Dûrzi kardeşlerimiz katlediliyor. Kürt kardeşlerimizin adem-i merkeziyetçi anlayışla, Suriye yönetimi modeliyle varlık göstermeleri hem Suriye hem de Ortadoğu halkları için büyük bir şanstır. Bu şans herkes tarafından iyi değerlendirilmeli” ifadelerini kullandı.  

 

‘CENAZELERE, TAZİYELERE MÜDAHALEDEN VAZGEÇİLMELİ’

 

Tüm dinlerin kadına yönelik katliamlara, çocuğa yönelik katliam ve istismara, uyuşturucu kullanımına, açlık ve yoksulluğa karşı olduğuna dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, “Hz. Muhammed’in ‘Komşusu açken tok yatan, bizden değildir’ sözü bir sistemi kasteder. Bu sistem kesinlikle değişmeli ve müminler zulme karşı mutlaka direnmeli. Bizlerin kendi coğrafyamızda Türkü’yle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Çerkes’iyle, Alevi’siyle hep birlikte yaşamak gibi bir görev ve sorumluluğumuz var, bunu tesis etmeliyiz. Anadilde ibadet edilebilmeli, Kürtler Kürtçe vaaz verebilmeli, Kur’an okuyabilmeli. Ölüye saygı gösterilmeli. Cenazelerimizin topraklarla buluşmasına izin vermiyorlar. ‘Bu teröristtir’ deyip imamlara namaz kıldırmıyorlar, cenaze aracı vermiyorlar. Bu kabul edilemez. Ölüye saygı her şeyden önce gelir. Barış sürecini konuştuğumuz bu günlerde cenazelere, taziyelere müdahalelerden vazgeçilmesi çağrısını yapıyoruz” diye konuştu.

 

‘BARIŞ MÜCADELESİ HAKTIR’

 

Hz. Muhammed’in, “Zulme karşı direnmeyen benim ümmetimden değildir” hadisine dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, “Zulme karşı direnmek, adalet, barış, kardeşlik, özgür yaşam talep etmek haktır, doğayı korumak için verilen mücadele haktır, Kürt’ün anadili için mücadele etmesi haktır. Barış mücadelesi haktır ve bizler barış, demokrasi yolunda hakikatin meşalesini yeniden yakmak üzere yola koyulduk” şeklinde konuştu.  

 

CAMİLERDE BARIŞIN ANLATILMASINI İSTEDİ

 

Sonrasında söz alan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ise, barışın sağlanacağının ihtimalinin olduğu bir süreçte olunduğuna dikkat çekerek, Türkler için İslam dininin Türklüğe hizmet ettiği takdirde kendileri için var olduğunu, hizmet etmediği takdirde dini gerekliliklerine sırt döndüğünü söyledi. Kürdistan’da bunun böyle olmadığına işaret eden Bayındır, “Yaklaşık 9O bin cami var Türkiye’de. Bu 90 bin camide tahmini günde milyonlarca insan gidip ibadet ediyor. Bu ülkede bir yıldır bir süreç var; barış olsun, özgürlük olsun, kan dökülmesin, bu toplum bir birini sevsin diyoruz. Bunların nerede söylenmesi gerekiyor? Camilerde, cemaatlerde. Ama oralarda bunlar söylenmiyor” diye belirtti.

 

Kürdistan’da yaşanan şiddete, ailelerin, gençlerin bir birine dönük katliamlarına dikkat çeken Bayındır, bunun önüne geçecek olanların alimlerin, önderlerin, belediyelerin, siyasetçilerin, içi yanan annelerin ve kendileri olduğunu kaydetti. 

 

Kongreyi tebrik eden Bayındır, kongrenin başarıya ve hayırlara vesile olmasını diledi.

 

Kongre konuşmalarla devam etti.

 

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version