PKK’nin üst düzey isimlerinden Mustafa Karasu, siyasi tutuklular, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM, komisyon, Türkiye’nin Suriye politikası ve partilerin süreç hakkında hazırladığı raporlara ilişkin eleştirilerde bulundu. Karasu, “Bu raporlar çok yüzeysel. Böyle mi olur yani? Böyle bir komisyon, bütün partilerin komisyonu soruna böyle mi yaklaşıyor? Kendi ağırlıklarını kaybediyorlar. Çok olumlu olduğunu söylemek mümkün değil.” değerlendirmesi yaptı. Karasu ayrıca, Öcalan’ın ‘umut hakkı’ kapsamında tahliye edilmesi gerektiğini anlatta: “Kaldı ki bu hukuki bir konu, yasal bir konudur. Kendi anayasaları tarafından kabul edilmiştir. Devlet Bahçeli de uygulanacak dedi. Şimdi buna rağmen Önder Apo’yu böyle tecrit koşullarında tutmak, sürece yetersiz yaklaşımdır.“
PKK’nin üst düzey yöneticilerinden, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Medya Haber’de katıldığı bir programda gündeme ilişkin konularda önemli açıklamalarda bulundu. Siyasi tutuklulardan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, TBMM’den Türkiye’nin Suriye politikasına kadar birçok konuda değerledirmelerde bulunan Karasu, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın koşulları için çağrıda bulundu.
Murat Karasu, “Böyle çok önemli bir süreçse, Türkiye 100 yıllıktır; 50 yıllık tarihini, yani Türkiye’nin tarihinin yarısını ilgilendiren bir konu çözülecekse ve bunun amacının da Türk-Kürt kardeşliğini sağlamak olduğu vurgulanıyorsa, o zaman Önder Apo’nun muhataplığının kabul edilmesi gerekiyor. Onun bu süreçte etkili rol oynaması için özgür, yaşar ve çalışır koşullarına hazırlanması gerekiyor” dedi.
‘UMUT HAKKI’ ÇIKIŞI: BAHÇELİ, ‘UYGULANACAK’ DEDİ
‘Umut hakkı’nın gündeme alınması gerektiğini ifade eden Karasu, “Kaldı ki bu hukuki bir konu, yasal bir konudur. Kendi anayasaları tarafından kabul edilmiştir. Devlet Bahçeli de uygulanacak dedi. Şimdi buna rağmen Önder Apo’yu böyle tecrit koşullarında tutmak, sürece yetersiz yaklaşımdır, sürece doğru yaklaşmamaktır. Önder Apo büyük çaba gösteriyor, büyük adımlar attı. Böyle bir Önder’e doğru yaklaşmamak demek, sürece doğru yaklaşmamaktır.” diye konuştu.
Öcalan için Diyarbakır’da düzenlenecek özgürlük mitingine katılım çağrısını yapan Karasu, şöyle devam etti: “Kürt toplumu, böyle bir süreç olacaksa, o zaman Önder Apo’nun özgür koşullarda süreci yürütmesi gerektiğini söylüyor. Umut hakkından söz ediyor. Bu açıdan 4 Ocak’ta Kürt halkı, umut hakkı, Önder Apo’nun özgür ve çalışır, özgür yaşar ve çalışır koşulları olmasını isteyen bir tutum ortaya koyacak, irade ortaya koyacak, miting yapacak. Yani bu da önemli. Şundan önemli; Kürt halkının iradesinin dikkate alınması gerekiyor. Kürt kardeşliğinden söz edeceğiz. O zaman Kürt halkının bir de iradesi var. Kürt halkının iradesini kim temsil ediyor? Kürt halkı meydanlara çıkacak. Kürtleri temsil ediyor. Bu yönüyle de böyle bir mitingin Kürt halkının iradesini ortaya koyacağına inanıyoruz. Bu temelde de herkesi böyle güçlü bir mitingle Önder Apo’nun özgürlüğü ve umut hakkının uygulanması için bir tutum, bir irade ortaya koyacaklarına inanıyoruz.”
SİYASİ PARTİLERE ELEŞTİRİ
Kürt sorunu ve demokrasi için çözüm iradesi vurgusu yapan Karasu, “Türkiye siyaseti, partileri tarihi bir sınavda. ‘Biz partiyiz, Türkiye sorunlarına çözüm buluruz, çözüm üretiriz’ diyecekler mi, yoksa geçmiş yüzyılda olduğu gibi bu konularda söz söylemeden sadece diğer temel olmayan sorunlarla uğraşmaya devam edip kendilerini siyasetçi ya da parti gibi mi gösterecekler? Böyle siyasetçilik de böyle partilik de olmaz. Bu açıdan -açığa çıkıyor yani- Türkiye’nin temel sorunlarına girmemek, bu partilerin, bu siyasilerin Türkiye toplumunu kandırmasından başka bir anlam ifade etmez.” ifadelerini kullandı.
“Gelsinler deniliyor ama 30 yıllık tutsaklar bile bırakılmıyor” diyen Karasu konuşmasının devamında, “30 yıllıkların bırakılmaması hiç doğru bir tarz değil. Bu bakımdan hem “süreç” denilecek hem de “hadi silahlarını bıraksın, gelsinler” deniyor. E zindanda 30 yıl yatmış, bırakılmıyor. Ahmet Kaya’nın dediği gibi, bu ne yaman çelişki” sözlerini kullandı.
SÜREÇ RAPORLARI VE KOMİSYON
Karasu, siyasi partilerin süreç hakkında hazırladığı raporlara ilişkin de geniş değerlendirmelerde bulundu. Raporların basına yansığı kadarını incelediklerini belirten karasu, şunları söyledi: “Bu kadar görüşme, bu kadar tartışma oldu, Meclis başkanlarının, demokrasi kurumlarının görüşleri alındı. Bu kadar görüş alındıktan sonra, herkes biliyor; Kürt sorunu, demokrasi sorunu yani. Bu kadar görüşme nasıl oldu? Bu kadar herkesle görüştüler, görüş aldılar. Bilmem 50 yıllık Türkiye’deki meclis başkanlarının hepsi olumlu bir yaklaşım gösterdi. Meclis, Türkiye halkının ne kadar temsil ediyor, etmiyor; bu ayrı bir tartışma konusu ama iddia ediliyor. ‘Meclis halkı temsil ediyor’ deniliyor. Meclis başkanları açıkça ‘bu sorunun adı, Kürt sorunu’ dedi. Bu yönüyle bu raporlar çok yüzeysel. Böyle mi olur yani? Böyle bir komisyon, bütün partilerin komisyonu soruna böyle mi yaklaşıyor? Kendi ağırlıklarını kaybediyorlar.”
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

